Siemens Türkiye CEO’su: 2019 iyi geçecek desem çok optimistik bir şey olur
Hüseyin Gelis, Türkiye ekonomisini değerlendirdi.
Siemens Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Hüseyin Gelis, 163 yıldır Türkiye'de olduklarını belirterek "Biz normal dönemlerde 1 yıllık, 5 yıllık plan yapıyorsak, şimdi her 3 ay planlarımızın üzerinden geçiyoruz. Bazen de her ay revize yapıyoruz" dedi. Gelis, "2019 iyi geçecek desem çok optimistik bir şey olur" ifadesini kullandı.
Siemens Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Hüseyin Gelis, Cumhuriyet'ten Şehriban Kıraç'ın sorularını yanıtladı.
Kıraç'ın soruları ve Gelis'in bunlara verdiği yanıtlar şöyle:
- Son ekonomik gelişmeler ışığında Türkiye’yi nasıl görüyorsunuz?
Herhangi bir şirket ya da yatırımcı bugün Türkiye’de her şey süper gidiyor desin, bir problem vardır. Türkiye’nin potansiyelinden bir şey değişmedi. Hâlâ genç nüfusa sahip, girişimcilik var. Ama bugün herkes sıkıntıda bunu görüyorum. En önemli sıkıntı finans. Bunun detaylarına iyi bakmak lazım, çünkü çoğu konular sırf Türkiye’nin problemi değil. Son yıllarda yurt dışındaki faizler çok düşük olduğu için herkes gidelim kredi alalım, projelere yatıralım dedi. Ondan sonrada resim birden değişmeye başladı. Faizler artıyor. Ülke risklerini de içine dahil ediyorlar. Son yıllarda şirketler ancak aldıkları kredilerin faizlerini ödeyebildiler. Sonra iflaslar ciddi miktarda arttı. Bunu anlamamız gerekiyor. Detaylara girmek lazım, niçin oluyor, mevsimsel mi?
Müşterilerimizin çoğu artık daha çok yurt dışı projelere odaklandıklarını söylüyorlar. Bu iyi. Ama bir de bakıyorsunuz Almanya’nın bu yıl büyüme oranı 0.6 olacak. Brexit süreci... Bu çok ciddi bir şey, çünkü Avrupa’nın en kuvvetli ekonomisi büyümüyorsa, yurt dışına odaklanan şirketlerimiz de bundan etkilenecek. Küresel resesyondan geçebileceğimizi düşünüyorum. Buna daha fazla kafa yormak gerekiyor.
Küresel resesyonun Türkiye’ye ciddi etkisi olur mu?
- Bir adada yaşamıyoruz. Türkiye küresel pazarın parçası. Onun için yurtdışında ciddi bir problem olursa bizi de etkileyecek. 2019-2020’de global bir resesyona doğru gidiyorsak Türkiye bundan tabii ki etkilenir. Türkiye’nin ekonomisinin bu yıl1.5 küçüleceği söyleniyor. Sıfır ya da yüzde 2 büyüme olsa da Türkiye için resesyon. Bu süreçte yatırımcılar olarak daha fazla yatırımı Türkiye’ye getirelim diye konuşuyoruz. Global yatırımcılar dikkatli davranıyorlar. Dikkatli davranalım bekleyelim diyorlar. Bu da aslında domino efekti gibi. Herkes bekliyor.
'DAHA FAZLA KONUŞMALIYIZ'
- Bu kriz sürecinde sizce hükümet neyi öngöremedi, hangi adımları atmakta geç kaldı?
Türkiye’de o kadar çok kriz yaşadık ki. Eğer bir risk varsa bu riski kabul etmek ve ona göre iletişime geçmek çok önemli. Bunu da yapıyorlar. Daha fazla bu konunun ciddi olduğuna dair konuşmamız lazım. Güven çok önemli. Biz bu krizin içinden çıkabiliriz, daha önce de çıktık. Bunları da görüyorum. Aslında herkesin kendisini hazırlaması lazım. İngilizce’de ‘en iyi durum senaryosu, en kötü durum senaryosu’ diye birşey var. Ona göre planlamamızı yapmamız lazım. Yatırımcılar bekleme aşamasında. Bazı büyük projeler büyük cesaretle yürüyor ve gerçekleşiyorlar bunlar gayet iyi.
Fakat bu dönemde pazarda daha fazla bakım, hizmet, tasarruf, enerji tasarrufu projelerine daha fazla yatırımlar yapılacağını görüyorum.
'HER ÜÇ AYDA BİR PLANLARIMIZIN ÜZERİNDEN GEÇİYORUZ'
- Yatırımcı bekleme sürecinde dediniz, bu bekleme ne kadar sürer. Geleceğe dönük plan yaparken ne tür belirsizlikler görüyorsunuz?
Biz Türkiye’de 163 yıldan beri faaliyet gösteriyoruz. Onun için Türkiye’nin potansiyelini her zaman gördük. Biz normal dönemlerde 1 yıllık, 5 yıllık plan yapıyorsak şimdi her 3 ay planlarımızın üzerinden geçiyoruz. Bazen de her ay oluyor. dijitalleşmenin öyle güzel bir tarafı da var. Verileri her gün kontrol edebiliyorsunuz. Daha kısa dönemde planlarımızı yapıyoruz ona göre aksiyon alıyoruz. Daha dikkatli davranıyoruz.
Refleks kararlar alınmamalı
- Önceki yıllarda Almanya ile ilgili yatırımcıların kaygısı güvenlikti, şimdi bunun yerini neler aldı?
Türkiye ile Almanya arasındaki ilişki aslında bir aşktır. Dostlar dürüst konuşur, doğrusunu söyler. Almanya ile Türkiye arasındaki problemlerin hepsi çözüldü mü? Hayır. Hâlâ üzerinde konuşmamız lazım. Bazı konularda çözümü beraber bulmamız gerekiyor. Ama iletişim daha düzeldi ve gittikçe de gelişiyor. Bugün turistler de Türkiye’ye geri geliyor. Daha fazla para harcayan turistleri de Türkiye’de görmek istiyoruz. Onun içinde güven çok önemli, iletişim çok önemli. Dürüst bilgi vermek çok önemli.
Dolar kuru yükseldiğinde yurtdışındaki dövizin Türkiye’ye getirilmesiyle ilgili bir karar çıktı.
Türk parası kıymetini koruma hakkında 32 sayılı karar. Biz hem yerli hem de yabancı yatırımcılar olarak dedik ki problemi anlıyoruz, ama aniden böyle bir karar çıktığı zaman herkes şok oluyor. Refleks kararlardan her zaman korkuyoruz. İstiyoruz ki problemler olduğu zaman bir araya gelelim konuşalım. Aniden bir karar aldığınız zaman sonradan onu düzeltseniz bile herkeste bir algı kalıyor. Her an bir şey çıkabilir diye. O durum riskli. Daha fazla konuşmamız lazım.
Sonra hükumetimiz de bu konun ciddiyetini hemen anladı. Toplantılar oldu, bilgi istediler konuyu nasıl netleştirebiliriz diye. Bunlar bence çok önemli.
- Türkiye’de hızlı tren üretme düşünceniz vardı, şu an yatırım yapılacak ortam var mı?
Siemens olarak kendimizi Türkiye’de hiçbir zaman yabancı bir şirket olarak görmedik. Alman kökenli Türk şirketi olarak görüyoruz. Yıllardan beri Türkiye’de faaliyet gösteren şirketler Türkiye’yi iyi biliyorlar burada bir problem görmüyorum. Fakat Türkiye’yi fazla tanımayan KOBİ’lerde problem var. Onlar aniden stratejilerini değiştirebiliyorlar. Son zamanda da tedarik zincirinde bunu gördük, başka ülkelere kaydılar. Onları geri getirmemiz lazım. Burada önemli olan iletişim. Türkiye’yi daha iyi anlatmamız gerekiyor. Problemler olduğu zaman doğru anlatmamız gerek. Güven şart.
Hızlı trenleri Türkiye’de üreteceğiz. Ama onun için üçüncü ihalenin yapılması lazım. Bu konuda adım atılırsa bizim planımız hazır.
'BİR YILDA DEĞİL BEŞ YILA BAKIYORUZ'
- Türkiye’de enerji sektöründe kurulu gücün yüzde 16’sında 2018 kötü geçmişti, bu yıl için neler öngörüyorsunuz?
2018 Türkiye’deki Siemens tarihinin en iyi yılıydı. Bunun iki sebebi var. Biri uzun vadeli bazı altyapı projelerini 2018’de bitirdik. İkincisi biz dövize bağlı yaptığımız tüm yatırımlara garantiye (Hedging) aldık. Ama 2019 iyi geçecek desem çok optimistik bir şey olur. 2019’a her çeyrek dikkatli davranmamız gerekiyor. Eğer geçen yılla aynı seviyede tutabilirsek büyük bir başarı olabilir.
- YASED başkan yardımcısısınız, tekrar yatırım çekmek için hangi adımlar atılmalı?
Türkiye’deki yatırımcıları aslında daha fazla dinlememiz lazım ki endişeleri, sıkıntıları nedir öğrenelim. Biz de farklı bakanlıklarla çalışma gruplarıyla bu sorunları gündeme getiriyoruz. Bakanlarımızın da bu konuda çok istekli olduklarını görüyoruz. Biz de aynı zamanda da yabancı yatırımcılar olarak sırf olumsuz tarafları değil olumlu tarafları da anlamamız lazım.
Toplam elektrik üretiminin ise yüzde 30’unda Siemens ürün ve çözümleri kullanılıyor. Enerji projelerimizde tabii bölmemiz lazım, büyük, küçük gaz tribünleri var. Rüzgâr projeleri var. Büyük gaz tribünlerinde sırf Türkiye’de değil, globalde de bir azalma görüyoruz. Türkiye’nin yenilenebilir enerji potansiyeline baktığımız zaman yüksek, fakat orada da müşterilerimiz daha biraz dikkatli davranıyorlar. Sebebi de aslında hep aynı finansman.
- Enerjide finansman sıkıntısı mı var?
Evet enerjide onu görüyorum. Tabii durmamamız gerekiyor. Finansman imkânlarını tekrar değerlendiriyoruz. Finansmanı nasıl bulabiliriz diye. Türkiye’nin ekonomik durumu hakikaten o kadar kötü mü? Onu daha fazla tartışıyoruz yurtdışında. Geçen yıl Cumhurbaşkanımızın Berlin’i ziyaret etmesi olumluydu. Orada finansman konuları da konuşuldu. Onlar da tabii Türkiye’yi izliyorlar hem fırsatlarını hem risklerini analiz ediyorlar. Bu aktivitelerin devam etmesi lazım. Bence en önemlisi bir araya gelip konuşmamız lazım, nerede olduğumuzu ne problemler yaşadığımızı konuşmamız lazım ki o güveni kaybetmeyelim.
- Bu dönemde Türkiye’de hangi sektöre odaklanacaksınız?
Sağlık sektörümüz gayet iyi gidiyor. Siemens Healthineers Türkiye, Ankara Şehir Hastanesi’ne Avrupa’nın en büyük hastane laboratuvarını kurdu. Laboratuvarın işletmesi de bizde. Bunlar devam edecek. Dijitalleşme konusu gittikçe artıyor. Türkiye’de 700 mühendisimiz var. Daha fazla verimlilik projeleri için çalışacağız.
Ulaşım projelerine de odaklanıyoruz. Yani bir yerde dikkatli davranıyoruz, diğer tarafta da o bizim şirketimizin kültürüdür. Biz sırf bir yılı değil, gelecek 5 yılda fırsatlar ne olabilir diye strateji belirliyoruz.