Siyaset bilimci Nezih Onur Kuru yanıtladı: AKP'li seçmen Erdoğan'ın çelişkili söylemlerini nasıl karşılar; Ümit Özdağ kimden, ne götürür?
Siyaset bilimci Nezih Onur Kuru, Türkiye'de sığınmacılar üzerinden yürütülen tartışmaları yorumladı. İktidarın bu konudaki söylem değişikliklerini ve 'Ümit Özdağ' etkisinin AKP ve MHP seçmeninde nasıl karşılanacağına dair sorularımızı yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'düşük faiz' ısrarı ve bu yöndeki adımlar neticesinde enflasyon sarmalına sürüklenen Türkiye'de, son dönemde en çok tartışılan konu ise 'sığınmacılar.'
AKP, 'Suriye'de inşa edecekleri briket evler üzerinden bu insanların geri dönüşünü sağlayacağını' savunuyor. CHP ve İYİ Parti gibi muhalefet partileriyse Şam yönetimiyle görüşülmesinden taraftar. Sığınmacıların bu yolla geri dönmesini vadediyorlar.
Birkaç hafta önce "Suriyeli kardeşlerimizin gönüllü ve onurlu geri dönüşleri için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz" diyen Erdoğan'ın, geçtiğimiz günlerdeyse CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nu hedef alarak "Suriye'den savaştan çıkıp ülkemize sığınan bu kardeşlerimize sonuna kadar sahip çıkacağız Bay Kemal. Kendileri arzu ettikleri zaman vatanlarına dönebilirler ama biz onları asla bu topraklardan kovmayız ve kovmayacağız" ifadesini kullanması, kamuoyundaki kafa karışıklığını artırıyor.
Yaşananlarla ilgili olarak siyaset bilimci ve Gerçek Gündem yazarı Nezih Onur Kuru'yla konuştuk.
Kendisi, "Erdoğan ve partisinin sığınmacılar konusundaki söylemlerinin devamlı değişmesi başta AKP seçmeni olmak üzere, Cumhur İttifakı destekçilerince nasıl karşılanır?" şeklindeki sorumuza şu yanıtı verdi:
'AK PARTİ'YE ÇOK DA BAĞLI OLMAYAN SEÇMENİN KAFASI KARIŞMIŞTIR'
"Oy değişikliği konusunda doğrudan etkisi olur mu, bir tartışma konusu; ama Erdoğan'ın kredisi konusunda partilerine çok da bağlı olmayan ve çok da dindar olmayan AK Partili seçmenlerde ve MHP'lilerde, özellikle MHP'lilerde bir kafa karışıklığına yol açmıştır. Bir eksi puan olarak yazılmıştır. Şu anda Türkiye'de ekonomik krizin fatura edildiği aktörlerden biri mülteciler. Bunu da her seçmen grubu satın alıyor neredeyse. O yüzden bu bir eksiye dönüşebilir.
'ZİKZAKLAR ÇİZİYOR'
Erdoğan bu konuda zikzaklar çiziyor. Bir hafta önce '1 milyon Suriyeli sığınmacıyı göndereceğini' söyledi. Bu hafta onu reddetmedi, ama 'hicret' söylemini kullandı. Burada tabii Erdoğan'ın dayandığı iki grup var; bir sermaye grubu - kendisi MÜSİAD toplantısında zaten bu açıklamayı yaptı.- Bir de seçmeni var.
'UCUZ İŞ GÜCÜNÜN' ETKİSİ
Küçük esnaf ve KOBİ'ler Suriyeli ve diğer göçmen gruplarının ucuz iş gücünden yararlanıyorlar. Özellikle asgari ücretin artırılması da... Büyükşehirler haricinde, görece maliyetin düşük olduğu yerlerde aslında öyle değil tabii ama işverenler açısından yüksek kalıyor. Onu vermemek için yabancıları tercih ediyorlar, ağır işlerde, gündelik işlerde, inşaat işlerinde... Bir yandan da Erdoğan briket şehirler kurmayı planlıyor Suriye'de, onu maliyetini de bir şekilde kendi yandaşları olan müteahhitler aracılığıyla tahsil etmeyi düşünüyor. Nasıl tahsil eder bilmiyorum ama."
Kuru'ya göre Erdoğan 'tam değil, yarım çark etmiş durumda.' "Yine gönderme fikri var, ama bir yandan da bu 'iş gücü' piyasasını çökertmemek adına 'Hepsini gönderelim' mantığıyla hareket etmiyor" görüşünü dile getiren siyaset bilimciye göre sığınmacı politikalarında etkili olan bir unsur daha var; "nüfus."
'TÜRKİYE, NÜFUSUYLA BÜYÜK BİR GÜÇ OLABİLİR' DİYE DÜŞÜNENLER VAR'
"Türkiye'de sağ güvenlik eliti, Türkiye'nin bölgeden göç alan bir ülke olmasını şöyle yorumluyor; 'Türkiye nüfusuyla büyük bir güç olabilir.' İran gibi, Pakistan gibi, Suudi Arabistan gibi, Mısır gibi çevrede askeri açıdan bakıldığında güçlü ülkeler var.
Nüfus da bu açıdan önemli. Türkiye nüfusunun yaşlandığı düşünülüyor. Yaşlanıyor ama, endişe edecek kadar değil. Yanlış eğitim politikasından ötürü ara iş gücü, az yetenek gerektiren işlerde de Türkiye iş piyasası eskisi kadar karşılamıyor. Yurt dışından gelen göç çok da olumsuz algılanmıyor.
'NE KADAR DİASPORA SİYASETİ, O KADAR GÜÇ'
Şu da var; Türkiye'nin ağırladığı yabancı nüfusla birlikte, o yabancı nüfusun geldiği ülkelerde de bir şekilde de aktif olabilir 'diaspora' vasıtasıyla. Kendilerince aslında biraz emperyal bir strateji izliyorlar. 'Ne kadar nüfus, o kadar güç', 'Ne kadar diaspora siyaseti, o kadar güç.' "
'SIĞINMACILARIN OYLARI BELEDİYE SEÇİMLERİNDE ETKİLİ OLABİLİR'
Sığınmacılarla ilgili tartışmaların bir diğer ayağı 'vatandaşlık' verilmesi üzerinden yürüyor. Çoğu kişi, bu kişilerin seçim sonuçlarını doğrudan etkileyeceği görüşünde.
Nezih Onur Kuru, konuyla ilgili sorumuz üzerine şunları söyledi:
"Oy hesabıyla vatandaş yaptıklarını düşünmüyorum. Oy hesabıyla yapsalar daha büyük sayılardan bahsederdik. Belediye başkanlığı seçimlerini etkileyebilir mesela. Mersin'in Akdeniz ilçesi mesela, yıllardır HDP tarafından yönetilir. Orada yoğun bir Suriyeli vatandaş olduğu tahmin ediliyor. Onların da çoğunlukla 'Erdoğan destekçisi' olduğunu varsayarsak birkaç bin ilçe belediyesinde sonucu değiştirebilir. Bu örnekte de Akdeniz, AK Parti'ye geçti yıllar sonra.
Ancak ülke çapında baktığımızda 65 milyon seçmenden bahsediyoruz gelecek seçimde. 65 milyonda 200 bin, hani kafa kafaya giden bir Cumhurbaşkanlığı seçiminde önemli tabii ama... Orada maksat bence oy devşirme değil. Bunun yansımaları bilhassa belediye başkanlığı, ilçe belediye başkanlığı seçiminde görülür."
ÖZDAĞ'IN ÇIKIŞI KİMDEN, NE GÖTÜRÜR?
Tüm bu tartışmaların öne çıkan aktörlerinden biri de, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ.
Uzun yıllar MHP'de siyaset yapan, ihraç edildikten sonra İYİ Parti'ye katılan ve buradan da büyük tartışmalar sonucu ayrılan Özdağ, izlediği sığınmacı karşıtı politikalar nedeniyle tepkileri üzerine çekiyor, 'kışkırtıcılıkla' suçlanıyor. Kendisi, son olarak 'Sessiz İstila' filmi nedeniyle eleştirildi ve akabinde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile karşı karşıya geldi. Bu polemikte sert ifadeler havada uçuştu:
Süleyman Soylu: “Bunların insanlıkla alakası yok. Bunlar için İslam’ın güzel sözleri var. Hayvandan aşağıdır. Böyle tipler."
Ümit Özdağ: "Korkak herif, kapının önüne gel. Televizyona çıkıp benim aileme küfretmek senin haddine mi? Sen cumhuriyet tarihinin en büyük kriminalisin."
Peki Özdağ'ın izlediği 'yol', kimden ne götürür?
Nezih Onur Kuru, buna "Zor bir soru. Şu an için Ümit Özdağ'ın bence oy alabileceği yer MHP'den kopmuş kanattır. AK Parti'den kopmuş kanattan oy alması kolay değil, çünkü Ümit Özdağ yıllardır muhalif. Erdoğan'a geçmiş seçimde oy vermiş kitlelerin büyük çoğunun şu an sevgisi sürüyor. Belki kızıyorlar ama... MHP seçmeni biraz daha yatkın Ümit Özdağ'a" yanıtını verdi.
Muhalefet partileri içinse şu görüşleri dile getirdi:
'İTTİFAKTA YER ALMAYAN BİR PARTİYE YÖNELECEKLERİNİ ZANNETMİYORUM'
"Muhalefetin seçmeni çok stratejik hareket ediyor. Zannetmiyorum ittifakta yer almayan partiye yöneleceklerini. Belki anketlerde tepki olarak söylerler ama, sandığa gittiklerinde, eğer sandığa gitme motivasyonu varsa ve Erdoğan karşıtıysa, ideolojik sınırları içerisinde en doğru seçeneğe oy verecektir."
Özdağ'a tepki gösterenlerden biri de, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ydi; Soylu'yla tartışma yaşayan eski yol arkadaşına şu sözlerle yüklendi:
“Türkiyemiz maksadı bulanık, meşrebi buruşuk, meselesi bunalım çıkarmak olan müflis odaklar eliyle karanlık bir ortama sürüklenmek, kavga ve kargaşa iklimine sokulmak istenmektedir. Kaldı ki dış tazyik ve telkinlerin refakatiyle Türkiye Cumhuriyeti’ne meydan okunmaktadır."
Özdağ ise Halk TV'de katıldığı yayında Bahçeli'ye deyim yerindeyse 'toz kondurmadı.' MHP lideri ile babasının tanışıklığına vurgu yaparak hedef aldığı kişinin kendisi olmadığını söyledi.
MHP’de aldığı görevlere değinen ve Bahçeli’nin genel başkanlık konuşmasını hazırladığını belirten Özdağ, lafı Soylu’ya getirdi: "Soylu, Bahçeli’nin kanatları arası bir sarı civciv gibi saklanmıştır."
'MHP SEÇMENİNİ HEDEFLEDİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM'
Kuru, söz konusu tartışma için "Başından beri en az hedef aldığı siyasetçi Bahçeli. Mansur Yavaş'ı da övdü ama onu zorda bıraktı biraz. MHP seçmenini hedeflediğini düşünüyorum" dedi.
"Belki Özdağ, genç milliyetçi seçmenleri etkileyebilir. MHP'den kopmuş, iktidardan uzaklaşmış ama muhalefete de tam kayamayan seçmende etkisi olabilir. Ama bu yüzde 1'i bulabilecek bir oy oranı mı? Emin değilim."