Soner Yalçın: Gün helalleşme değil neo-liberalizmden hesap sorma günü
Sözcü yazarı Soner Yalçın helalleşme tartışmalarını değerlendirdiği yazısında 'neo-liberalizm'in yarattığı hasarı aktardı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 28 Şubat'tan Roboski'ye, Diyarbakır hapishanesi mahkumlarından azınlıklara dek devletin işlediği suçlar nedeniyle mağdur olmuş birçok kesimle helalleşeceklerini açıklaması üzerine tartışmalar sürüyor.
Sözcü yazarı Soner Yalçın tartışmayı köşesine taşıdı. Soner Yalçın, "Kılıçdaroğlu hangi amaçla söylediyse de şunu merak ediyorum; helalleşmenin toplumda karşılığı var mı? “Helalleşme” gibi toplumsal barışı işaret eden benzer talepler-istekler halkın umurunda mı?" ifadelerini kullandı.
Yalçın, "Toplumun genel olarak hayat tablosu şu: Yaratılan “sahte ihtiyaçlar” düzeninde her şeyin ölçüsü marka yapıldı. Meta kültürünün özgürleşme talebi sadece haz için istenir oldu. Hesap verebilirlik çoğunluğun umurunda olmamaya başladı; adalet talebi “gücü gücü yetene” dönüştü. Epeydir zincire bağlı vicdanlar çürüdü. Kimse kendini suçlu-hatalı görmemeye başladı; kabahatli olan öteki idi, kendisi hep “iyi”… Doğru ile yanlış arasında ayrım kalmadı. Mesleğimden örnek vereyim; gerçek haber ile yalan haber ayrımı yitirildi; ancak ne kadar sansasyon yarattığı “değerli” oldu! Medya sadece manipüle etmenin aracı haline getirildi. Entelektüel bilgiye- soruya/sorguya düşmanlık yapıldı; dayatılan ezberler “bilim” diye yüceltildi. Statükoya boyun eğildi. Sosyal medyada görebilirsiniz acılar, alay nesnesi oldu. Trollük ve sosyal linç, tutku haline geldi. İstediğini alamamanın/yükselememenin hıncı öfkeye-gareze yol açtı. Karşı çıkanlara/muhalif olanlara kin duyma yüceltildi." ifadelerini kullandı.
Soner Yalçın yazısını şöyle sürdürdü:
"Çok kültürlülük ülkelerin kuşkusuz zenginliği ama ideolojinin öznesi olamaz. Dünyada ezen ile ezilen arasında sınıf mücadelesi olduğu gerçeğinin örtüsü olarak kullanıyorlar kimlik politikalarını…
“Helalleşme” polemiğinin direkt buraya çekilmesi neoliberal- “virüs” salgının bilinçlerde yarattığı hasarı gösteriyor!
“Emek sömürüsü” gibi kavramların modası geçti; düzene-rejime muhaliflik dinozorluk idi; sermayeye tam teslimiyet piyasanın kutsalı haline geldi. Fedakârlık gibi değerler küçümsendi. İnsan küçüldü, “yaratığa” dönüştürülerek her değerli kutsallıktan uzaklaştırıldı.
...
CHP kafa karışıklığından kurtulamıyor. Oysa tedavisi basit:
Kamu hizmetlerini özelleştiren, sosyal devleti yıkan, emeği sömüren, muhalefeti dizginleyen, küresel sermayeyi kuralsızlaştıran, her şeyin piyasa için olduğu ekonomik ve siyasi felaketlerin sebebi neoliberalizmin ideolojisini- siyasi kültürünü tahttan indirmektir.