Süleyman Soylu'dan 'siyasi cinayet' açıklaması: Bu bir şifre mi?
Soylu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun benzer bir iddiayı 2016 yılında da ortaya attığını ve daha sonrasında da 15 Temmuz darbe girişimi olduğunu belirtip "Acaba bu bir şifre midir?" diye sordu.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bir otelde düzenlenen Trafik Birim Amirleri Koordinasyon Toplantısı'nda, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Siyasi cinayet kaygım var" açıklamasına ilişkin açıklama yaptı.
Soylu, siyasi cinayetler işleneceği iddialarına yönelik, "Ben İçişleri Bakanıyım, sordum, 'Arkadaşlar böyle bir siyasi cinayet, bahsedildiği gibi toplumu kaosa sürüklemek üzere siyasi cinayet istihbaratı var mı?', yok. Milli İstihbarat Teşkilatımıza soralım, sorduk, böyle bir bilgi yok." dedi.
"Bu konuda sorumluluktan uzak, söylediği sözün nereye gideceğini hesap edemeyen tavırların görüldüğünü" ifade eden Soylu, şöyle devam etti:
"Her biri birbirinin peşine takılıyor, ana muhalefet partisi genel başkanı, onun altındaki muhalefet partisi genel başkanı, onun genel başkan yardımcısı, en sonunda yine bir partinin genel başkanı. Bu dördüne bakıyorum, hepsi devlet görmüş. Birisi SGK'ye kadar gelmiş, diğeri 8 ay da olsa İçişleri Bakanlığı yapmış, diğeri Bayındırlık Bakanlığı yapmış, diğeri Başbakanlık yapmış. Şimdi topluma böyle bir söz söylüyorsanız bunun kendine ait bir karşılığı olmalı. Siyasi, seri cinayetlerin istihbaratını nereden öğrenebilirsiniz? Çok basit. Ya emniyet istihbarat başkanlığı, ilgili birimler size bilgi aktaracaklar veya jandarmadan istihbarattan ya da MİT'ten gelebilir. Ben İçişleri Bakanıyım, sordum, 'Arkadaşlar böyle bir siyasi cinayet, bahsedildiği gibi toplumu kaosa sürüklemek üzere siyasi cinayet istihbaratı var mı?', yok. Milli İstihbarat Teşkilatımıza soralım, sorduk, böyle bir bilgi yok."
"Siz bu bilgiyi nereden aldınız?" sorusunu yönelten Soylu, "bu bilginin devlet kaynakları dışında iki kaynağı bulunduğunu, bunlardan birincisinin yabancı servisler olduğunu" söyleyip "Yabancı servislerin kucağına oturmuşsanız sizi oynatırlar" dedi.
Bakan Soylu, şunları kaydetti:
"Bu FETÖ taktiğidir, açık. Onlarla çok kol kola girerseniz, onların hamiliğini kabul ederseniz geleceğiniz durum da budur. Bakan Yardımcımı dört seslendirenden bir tanesi olan bir siyasi partinin genel başkan yardımcısını gazeteye verdiği röportajdan sonra arattırdım. Nezaketli şekilde aradı, 'Devlette görev yaptınız, eğer böyle bir şey söylüyorsanız, bilginiz, belgeniz söz konusudur. Müsaade ederseniz, terörden, istihbarattan arkadaşlarımız yanınıza gelsinler, bilgilerinizi alsınlar, hemen harekete geçelim.' dedi. 'Ben Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun yaptığı değerlendirmeden hareket ettim, etrafımdaki konuşmalardan hareket ettim.' denildi."
"KENDİNİZE YAZIK EDERSİNİZ"
Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"16 Mart 2016'da ana muhalefet partisi genel başkanı aynı siyasi seri cinayetler ifadesini orada da kullanmış. Acaba bu bir şifre midir? 2016 Mart'tan sonra ne oldu? 15 Temmuz. Şu FETÖ'nün zihninizi iğfal ettiği oyunlardan kurtulun. Bu ülke size ana muhalefet partisi genel başkanlığı, muhalefet partisi genel başkanlığı veya genel başkan yardımcılığı gibi sorumluluklar vermiş. Bunları bu tip hezeyanlarla soğuk savaş döneminin siyasi oyunlarıyla, manipülasyonlarıyla kirletmeyin. Kendinize de yazık edersiniz temsil ettiğiniz kurumlara da yazık edersiniz, asıl aziz milletimize, asil milletimize yazık edersiniz. İnanın üzülüyorum ve bu insanlara da acıyorum. Aynı işler yine bundan kısa bir süre önce 'Ben dinleniyorum' ifadesi makes bulmuştur. Madem dinleniyorsunuz, ana muhalefet partisi genel başkanı olarak bunu söylüyorsunuz. Beni, emniyetimizi, devleti töhmet altında bırakıyorsun. Sonra meselenin takibi yargı alanında yapılabilecek anlayışı ortaya koymadan lafı sadece ortaya bırakan bir anlayışı temsil ediyorsun. 21. yüzyıl siyaseti de anlayışı da bu olmamalıdır."
NE OLMUŞTU?
İddia CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından gündeme getirilmişti. Kılıçdaroğlu, "Erdoğan'ın sözleri belli çevreleri cesaretlendiriyor" diyerek siyasi cinayetler işlenebileceği yönünde kaygıları olduğunu belirtmişti.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, iddialarla ilgili resen soruşturma başlatıldığını duyurmuştu.