Susurluk Kazası'nda ne oldu? İşte Susurluk Skandalı'nın ve Sürekli Aydınlık İçin Bir Dakika Karanlık eylemleri

Abone ol

Suç örgütü lideri Sedat Peker'in iddiaları Susurluk Skandalı'nı yeniden gündeme getirdi. Peki 3 Kasım 1996'da saat 19.25 sularında Balıkesir-Bursa karayolunda meydana gelen kazada ne oldu?

Organize suç örgütü lideri Sedat Peker'in Youtube üzerinden yer verdiği iddialarının ardından 1990'lı yıllarda Türkiye'nin gündemine oturan Susurluk Kazası yeniden akıllara geldi.

Susurluk Kazası ile ortaya çıkan Susurluk Skandalı nedir?

Susurluk kazası ya da Susurluk skandalı, 3 Kasım 1996'da saat 19.25 sularında Balıkesir-Bursa karayolunda Susurluk ilçesi Çatalceviz mevkiinde meydana gelen trafik kazası sonucu, devlet-polis-mafya ilişkilerinin ortaya çıkması ile patlak verdi.

Olay Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli skandalları arasında kabul edilirken kazanın ardından kamuoyu, "devlet, siyaset, mafya" üçgeninde yasa dışı ilişkilerin ortaya çıkartılmasını talep etti.

"Sürekli Aydınlık İçin Bir Dakika Karanlık" ismi verilen sivil toplum eylemleriyle ve medyanın desteği ile üstü örtülen ilişkilerin ve faaliyetlerin açıklanması istendi.

Susurluk'ta ne oldu?

Kazada, Mercedes'i kullanan Hüseyin Kocadağ, üzerinde Mehmet Özbay sahte kimliği bulunan, Interpol Kırmızı Bülteni ile aranan Abdullah Çatlı ve Melahat Özbay sahte kimlikli, sevgilisi Gonca Us ölmüş, DYP Şanlıurfa Milletvekili Sedat Bucak yaralı olarak kurtulmuştur. Olay sonrası DGM, Bucak aşiretine mensup olan milletvekili Sedat Edip Bucak hakkında soruşturma açmış ve hakkında 2 yıl hapis cezası istemiştir.

Susurluk raporu eleştirileri

Susurluk olayıyla ilgili olarak MİT'e Susurluk Raporu hazırlatılmış ve bu rapor gazetelere yansıtılmıştır. Bu raporda yanlış ve ilgisiz konular sıralanmış ve kamuoyu tarafından Susurluk olayının kapatılması için yazıldığı günün gazetelerinde konuşulmuştur. Raporda "Aynı yıl kurulan 54. Hükümet (Refah Partisi - Doğru Yol Partisi Koalisyonu) bünyesinde ise İçişleri Bakanlığı görevinde bulunmuş olup, 8 Kasım 1996 tarihinde görevinden istifa etmiştir." denerek Mehmet Ağar İçişleri Bakanı olarak gösterilmiştir. Aydınlık Gazetesi'nde çıkartılan bir haber esas alınarak da hiç ilgisi olmayan kişilerin de rapora dahil edildiği, olayın kapatılmaya çalışıldığı eleştirisi de yapılmıştır.

İlk Susurluk Raporu'nun doğruluğu üzerinde kuşkular vardır.

İlgisiz kimselerde karıştırılarak Susurluk skandalının sulandırıldığı iddia edilmiştir.

İlk raporun doğruluğu üzerine kuşkular oluştuğundan, Başbakan Mesut Yılmaz tarafından Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş'a verilen talimatla 2. Susurluk hazırlatılmıştır.

Susurluk Skandalı'nın detayları:

Susurluk'ta aracın bagajından ise küçük bir cephanelik çıkar. Bu silah ve mermilerden bazıları İsrail'den alınmış, Özel Harekat Daire Başkanlığı envanterine aittir ama "kayıptır."

Dönemin İçişleri Bakanı Mehmet Ağar hakkında fezleke verilir ve bu fezleke sonucu ortaya çıkan tabloda Çatlı'yı koruyanın Ağar olduğu iddia edilir.

Bununla birlikte arabadan çıkan silahlar ve mermiler hakkında "gizlice ve sessizce birilerini öldürme ihtiyacına cevap veren tesirli suikast silah ve mühimmatı" tespiti yapılır.

İstanbul DGM Başsavcılığı olaya el koyar. Kamuoyu baskısı netice verir ve dönemin hükumet ortağı Tansu Çiller, Mehmet Ağar'dan istifa etmesini ister. Çiller'e göre bu isteğin yaşanan kaza ile ilgisi yoktur. Ve 8 Kasım 1996'da Ağar istifa eder.

Maske zorunluğu ne zaman kaldırılacak? Doç. Dr. Ümit Savaşçı açıkladı Güncel Aytunç Erkin'den çarpıcı 'Susurluk, Kolombiya ve Panama' yazısı: 'Sorular belli...' Güncel Enerjide acele kamulaştırma kararları Güncel Türkiye Uzay Ajansı'na 1 milyon 62 bin liralık araç hizmeti Güncel