Tabiat Müzesi, 10 binden fazla obje ile öğretiyor

Abone ol

Tabiat Tarihi Müzesi Uygulama ve Araştırma Merkezi, ilkokuldan üniversiteye birçok öğrenciye tabiat tarihini yaşayarak öğretmeye devam ediyor.

EGE Üniversitesi bünyesinde 46 yıldır hizmet veren Tabiat Tarihi Müzesi Uygulama ve Araştırma Merkezi, ilkokuldan üniversiteye birçok öğrenciye tabiat tarihini yaşayarak öğretmeye devam ediyor. Müzede en çok ilgiyi yapay Tyrannosaurus Rex (Kral Dinozor) iskeleti, doldurulmuş hayvanlar ve büyük boyutlardaki hayvan iskeletleri görüyor.

İzmir'de, Ege Üniversitesi bünyesinde 1973 yılından beri doğayı, gerçekleriyle topluma tanıtan Tabiat Tarihi Müzesi Uygulama ve Araştırma Merkezi, gençlerin ve yetişkinlerin eğitimine katkıda bulunmaya devam ediyor. Türkiye'deki üniversiteler içindeki tek tabiat tarihi müzesi olma özelliğine sahip olan müze, 10 binden fazla obje ile evrenin ve yaşamın evrimini belgelerle geçmişten bugüne aktarıyor. 7’den 70’e herkesin ilgisini çeken müzede jeolojik, paleontolojik ve biyolojik çalışmalar sonucu toplanan fosiller, kayalar, mineraller ve yaşayan canlılara ait objeler sergileniyor.

Müzeyi gezen öğrencilerin ilgisini ise en çok 67 milyon yıl önce Amerika’da yaşamış, 12 metre uzunluğundaki yapay Tyrannosaurus Rex (Kral Dinozor) iskeleti çekiyor. Paleontoloji galerisinde bulunan 3500 yıl öncesine ait ‘Elephas maxima asurus’ (Maraş Fili) iskeleti ve ‘Physeter catodon’ (Kaşalot Balina) iskeleti de büyüklükleri nedeni ile ziyaretçiler tarafından dikkatle inceleniyor. Özellikle ilkokul ve ortaokul öğrencileri, hiç görmedikleri hayvanların iskeletlerini ve fosillerini şaşkın bakışlarla inceliyor. Kuşlardan farelere, panterden geyiğe birçok doldurulmuş hayvanın sergilendiği müzede, Bodrum'dan gelen yaklaşık 100 geyik ve aslan kafatası ise bir hafta sonra yerini alacak.

'MÜZEDE İLK KEZ BİZDE TANIMLANMIŞ TÜRLER VAR'

Ege Üniversitesi Zooloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tümel Tanju Kaya, yabancıların gözünün fosillerde olduğunu belirterek, müzede bilimsel çalışmalar da yapıldığını ifade etti. Prof. Dr. Kaya, şöyle konuştu:

"Geçen sene müzeye 4 öğretim üyesi odası yaptırıldı. Burasının aynı zamanda bir araştırma merkezi olması da çok önemli. Engelli asansörümüz yapıldı ve bunun ne kadar önemli olduğunu yeni fark ettim. Yaptırıldıktan sonra engelli bireylerin büyük ilgisiyle karşılaştık. Müzemizde ilk kez bizde tanımlanmış, holotip dediğimiz örnekler var. Yeni bulunan cins ve türler var. Örneğin Sabuncubeli’nde bulunan bir karnivora ‘İzmirictis cani’ adı verildi. Türkiye’de tüm jeolojik dönemlere ait fosil örneği var. Yabancıların gözü bizim fosillerimizde. Yabancı ortaklarımızla da çok güzel çalışmalar yapıyoruz. Bu çalışmaları çeşitli yayınlarla bilim dünyasına tanıtıyoruz."

Müzeyi ziyarete gelen üniversite öğrencisi Ayşenur Doğru (20), "Daha önce tabiat tarihi konusunda fazla bilgim yoktu, araştırmamıştım. Buradaki objeleri görmek bana birçok şey öğretti. Doldurulmuş hayvanlar hakkında düşüncem farklıydı, buraya geldiğimde değişti. Çünkü ben onların öldürülerek doldurulduğunu düşünüyordum. Kendiliğinden ölen hayvanların doldurulduğunu öğrenince bakış açım değişti" dedi.

Öğretmenleri ile birlikte müze gezisine gelen 4’üncü sınıf öğrencisi Ceren Sarıçam (10) ise, "Burada gerçekten çok güzel şeyler var. Çok güzel fosiller gördüm. En çok fil ve dinozor fosilleri ilgimi çekti" diye konuştu.

Alparslan Dalkılıç (10) da, "Müzeye ilk defa geliyorum. Daha önce hiç görmediğim, adını bile duymadığım hayvan fosilleri gördüm. Derste öğrendiklerimizi burada görüyoruz" ifadelerini kullandı.

DHA

Bartın'da 'aşk acısını dindiren şelale' Gezi - Mekan İsrail'de 5 bin yıllık antik kent bulundu Gezi - Mekan İncirli Mağara’nın iklimi araştırılıyor Gezi - Mekan Aziz Nikolaos ve Myra'ya yarım milyon ziyaretçi Gezi - Mekan