Tabip Odası Başkanı'ndan açıklama: Yoğun bakım üniteleri doldu
Koronavirüs salgının katbekat arttığına dikkati çeken İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı, kent genelinde yoğun bakım ünitelerin yetersiz kaldığını, adil ve eşit bir aşılama sistemine hız verilmesi gerektiğini söyledi.
İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Lütfi Çamlı, koronavirüs vaka sayılarındaki artıştan kaynaklı hastanelerde yoğun bakım üniteleri dahil tüm servislerin dolduğunu söyledi. Salgından 4’üncü pikin yaşandığını hatırlatan Çamlı, sürecin iyi yönetilmediğini, sağlık politikalarının yetersiz olduğunu vurguladı. Mart ve Nisan ayında alınan kısmı tedbirlerle vaka sayılarının 4 bin 200’lere kadar indiğini anımsatan Çamlı, buna karşı iktidarın ekonomik kaygılar ve turizm sezonu nedeniyle 1 Temmuz'da kontrolsüz bir şekilde tedbirleri kaldırması vaka sayısını arttığını kaydetti.
Şu anda yüzde 95'in delta varyantı vakası olduğunu sözlerine ekleyen Çamlı, vaka sayılarının yaklaşık 5-6 kat arttığını ifade etti. Çamlı, günlük 20 bin vaka ve 250-260 civarında ölümlerin olduğunu belirterek, iktidarın ek bir tedbir almayacaklarına yönelik açıklamasını eleştirdi.
TOPLUMSAL BAĞIŞIKLIK
Sonbahar mevsiminde işaret eden Çamlı, "Sonbaharda çok daha ciddi bir artış olması bekleniyor. Buna karşın salgınla mücadelede en önemli anahtar aşılanmadır. Fakat aşılamada iyi bir durumda değiliz. Delta varyantı göz önünde bulundurulduğunda yaklaşık yüzde 80 düzeyinde toplumsal bağışıklık için bir aşılama oranı olması gerekirken, ülkemizde yüzde 40 düzeyinde 2 doz aşı olmuş bir kesim var. O yüzden virüsü baskılayamadığımız için salgın bütün şiddetiyle devam ediyor. Salgın devam ederken yeni varyantlar ortaya çıkıyor. Her yeni varyant yeni bir yükselişin, salgının uzaması demektir. Çıkacak olan varyantın ne kadar hızlı bulaşabileceğini ya da aşılara karşı ne kadar dirençli olabileceği konusunda her zaman şanslı olmayabiliriz" dedi.
YENİ VARYANTLAR
Virüslerin üremesi sürdükçe varyantların arttığını sözlerine ekleyen Çamlı, "Dünya Sağlık Örgütü varyantları gruplandırdı. Alfa, beta, gama ve detayı endişe verici varyantlar olarak isimlendirdi. Bu varyantlar küresel salgında önemli bir rol oynuyor. Bunun dışında izlenmesi gereken varyantlar diye bir grup var. Bunlar henüz bu kadar yaygın değiller ya da nelere yol açabileceği konusunda yeterli veri yok. Yeni Mu varyantta bu grup içerisinde bir varyanttır. Bu yeni bir varyant değil. Kolombiya, Güney Amerika, Yunanistan gibi birçok ülkede görülmüştü. Ama yakın dönemde giderek yayılmaya başladı" diye belirtti.
GENOMİK TEST YAPILMALI
Çamlı, Sağlık Bakanlığı'nın Mu varyantının Türkiye’de 2 kişide görüldüğü açıklamasına dikkati çekerek, "Bu sayı daha fazla da olabilir. Bunları standart PCR testleri ile anlayamayız. Bunun için genomik testler dediğimiz virüsün nükleik asit dizilimini kontrol eden, dolayısıyla gerçek kimliğini ortaya koyan testlerin yapılması lazım. Bunlar şuan Ankara’da Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü laboratuvarlarında yapılabiliyor. Aslında Türkiye’nin birçok yerindeki laboratuvarların alt yapısı bu testlerin yapılması için uygun. Fakat finansman desteği gerekir. Mu varyantını saptamak için genomik analiz testlerinin mutlaka yapılması lazım. Ancak bunlar pahalı testler. Ancak genomik test yaparak ülkemizde hangi varyantlar var, ne ölçüde baskın bunu anlayabilme imkânımız olur" diye konuştu.
MU ETKİSİ
Çamlı, Mu varyantının bulaşıcı olup olmadığını, etkisinin ne denli olduğuna dair ellerinde veri olmadığını ifade ederek, şunları paylaştı: "Aşıya karşı direnç göstereceği yönünde ciddi endişeler var. Ama bu henüz kanıtlanmış bir şey değil. Bu yönde çalışmaların yapılması lazım. Türkiye’de nispeten yatay bir vaka sayısına 20 bin bandında giden bir vaka sayısı var. Ama pek öyle değil. Türkiye’de 100 binde yüz dediğimiz yüksek riskli il kategorisinde yaklaşık 59 şehir var. 81 şehrin 59’u haftalık 100 binde 100’ün üstünde vaka sayısı veriyor."
İZMİR'DE HASTANELER DOLU
Kentte haftalık 100 binde ilk olarak vaka sayısının 65 alarak açıklandığına vurgu yapan Çamlı, şöyle devam etti: "Sonra 49’a indi. En son 43 olarak açıklandı. 100 binde haftalık 43 vaka demek günde yaklaşık 270 kovid vakası demektir. Bu bizim sahadan aldığımız vaka sayısıyla örtüşmeyen bir sayı. Çünkü İzmir’de yapılan kovid testlerinin yaklaşık bin 500’ü pozitif oluyor. En azından açıklanan sayının 3 katı kadar bir vaka sayısını olduğunu tahmin ediyoruz. Test pozitifliği yaklaşık yüzde 15’lerde. Bu sayılardan bağımsız olarak sağlık kuruluşları birinci basamağında yani aile hekimleri ile konuştuğumuzda giderek resmi açıklamalarda belirtilen vaka sayılarının arttığını söylüyor. Aynı şekilde ikinci basamakta olan kovid pandemi servisleri ve üçüncü basamaktaki yoğun bakımlarda yatan vaka sayıları giderek artıyor. Hatta servisler ve yoğun bakımlar dolduğu için yeni yoğun bakımlar açılıyor. Yoğun bakım bulamıyoruz diye mesajlar alıyoruz. Tepecik Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, 9 Eylül buralarda servisler ve yoğun bakımları dolu."
EŞİT ADİL BİR AŞILAMA OLMALI
Kentte aşılama oranın Türkiye ortalamasının biraz üstünde olduğunu anımsatan Çamlı, şunları ifade etti: "Türkiye’de yaklaşık yüzde 46 iken İzmir’de 56 düzeyinde. Ama bunun tek başına hiçbir anlamı yok. Bir kere toplumsal bağışıklık dediğimiz yüzde 80 düzeyinden uzaktayız. İkincisi İzmir’in yüzde 80’i bile aşılansa eğer Urfa ya da Şırnak yeterli bir aşılama yapamıyorsa kimse güvende olmayacaktır. Hatta Türkiye’nin tamamı çok iyi aşılama yapsa bile dünyada iyi bir aşılama oranı yoksa tekrar yeni bir varyantla enfeksiyonun ülkeye girmesi mümkündür. Dolayısıyla küresel bazda bir toplumsal bağışıklığa ulaşacak, eşit, adil bir aşılama stratejisi olmalıdır."
YÜZ YÜZE EĞİTİM
Yüz yüze eğitimin başlaması ve salgına etkisi üzerinde de duran Çamlı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ülkemizde abartılı bir şekilde eğitime ara verildi. 24 milyon çocuk ve gencin kaderini konuşuyoruz. Belirli tedbirler alınmak kaydıyla eğitimin devam etmesi gerekir. Ama yetkililer bu eğitimi açarken bu tedbirleri ne ölçüde hayata geçirdiler. Bu konuda şüphelerimiz var. Havalandırması olmayan derslikler kesinlikle kullanılmamalı. Derslikleri de 15 dakikada bir mutlaka havalandırma yapılmalı. Sınıftaki öğrenci mevcudiyeti 30’un üzerine çıkmamalı. Belli bir metrekare başına öğrenci düşecek şekilde sınıfları seyreltelim. Dolayısıyla bulaşı olabilecek bu sınıf mekanlarını pandemi koşullarına uygun hale getirelim."
TOPLUMSAL AŞILANMA
Sonbaharın gelişiyle tedbir alınmaması halinde vaka sayısının artacağını yineleyen Çamlı, şunları söyledi: "Yeni bir pik ile karışılacağız. Aşıya dair özelikle bölge illerinde hükümetin politikalarından kaynaklı ciddi bir güvensizlik var. Aşılama oranını da büyük oranda etkiliyor. Çünkü güven duymuyorlar. Haklı olmaları için belki nedenleri de var. Bu insanların güven duyduğu toplumun kanaat önderleri ikna ve güven verici açıklamalarına ihtiyaç var. Buna ağırlık verilmesi gerekir."