'Tarihi bir dönemden geçiyoruz' diyen Karamolloğlu: Sonun başlangıcındayız

Abone ol

Yurttaşların yeni yıla umutsuz girdiğini söyleyen Saadet Partisi lideri Karamollaoğlu, "Tarihi bir dönemden geçiyoruz; adeta sonun başlangıcındayız" dedi.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendirdi. 2021 yılının Türkiye açısından her anlamda zor bir yıl olduğunu ifade eden Karamollaoğlu, yurttaşların yeni yıldan da umutlu olmadığını dile getirdi.

"Eskiden insanlar yeni bir yıla girerken umutlu ve neşeli olurlardı. Yeni yıl demek; yeni başlangıçlar, yeni fırsatlar demekti insanlar için" diyen Karamollaoğlu, "İnsanımız yeni yılı ümitle değil korku ve kaygıyla karşılıyor. Yeni yılın onlara neşe değil daha fazla zam getireceğini, ekonominin daha da kötüleşeceğini düşünüyor" ifadelerini kullandı.

Karamollaoğlu, Türkiye halkının 2022 yılının 2021’den daha kötü olacağı hissiyle yaşadığını söyleyerek, şunları kaydetti:

" Türkiye'de halkın yüzde 70'i kaygı içinde yaşıyor. Halkın yüzde 63’ü faturalarını ödemekte güçlük çekiyor. Halkın yüzde 70’i gıda ve beslenme ihtiyaçlarını karşılamakta dahi güçlük çekiyor. Yüzde 60’ı temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Yüzde 70'inin borcu artmış, yaklaşık yüzde 80'inin gelirinde de düşüş olmuş."

'TÜRKİYE'NİN YENİ BİR MODELE DEĞİL YENİ BİR İKTİDARA İHTİYACI VAR'

Karamollaoğlu, saydığı bu verilerden sonra, "Çok net anlaşılmıştır ki; Türkiye’nin yeni bir modelden çok yeni bir iktidara ihtiyacı var" dedi.

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, 'stokçuluk' açıklamalarını hatırlatan Karamolloğlu, "Sayın Cumhurbaşkanı, ekonomideki kötü gidişin sadece fiyat artışından ibaret olduğunu; fiyat artışının da marketlerden ve stokçulardan kaynakladığına inanıyor. 'Stokçuların tepesine bineceğiz, en üst cezaları vereceğiz' diyerek ekonominin kontrolünün kendisinde olduğu mesajını vermek istiyor. Bu hakikaten problemin nereden kaynaklandığını bilmemenin en açık göstergesidir.
Oysa kontrol çoktan kaybolduğu için piyasalara bir belirsizlik, ekonomiye istikrarsızlık hakim olmuş durumda" diye konuştu.

'HANGİ SAHADA BU UZMANLIK KAZANILMIŞ BİLMEK İSTERİZ'

"Finans ve ekonomi sahası çok ayrı bir sahadır ve uzmanlık ister ve ehliyet ister" diyen Karamolloğlu, "Sayın Cumhurbaşkanı kendisinde bu uzmanlığın var olduğunu zannediyorsa bunun doğru olmadığı kanaatindeyiz. Hangi sahada bu uzmanlık kazanılmış bilmek isteriz" diye konuştu.

'MERKEZ BANKASI NEDEN REZERVLERİMİZİ HARCIYOR?'

Karamolloğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hiçbir inandırıcılığı, itibarı ve daha kötüsü rezervi kalmayan Merkez Bankası, 4.kez piyasalara doğrudan müdahale etti. Şimdi ben merak ediyorum, yüksek kur Türkiye’nin avantajınaysa Merkez Bankası neden rezervlerimizi harcıyor? Merkez Bankası'nın son iki haftada dört kez müdahale etmesi doların yükselmesini engelleyemedi.

Şimdi siz bir yapıyı düşünün Merkez Bankası piyasaya müdahale ediyor, bir şeyler alıyor veriyor, faizleri de yüzde 15’e kadar çekti. Bu oranda merkez bankasından kredi alanlar aldıkları bu parayı ticari bankalara yüzde 22 ile verebiliyorlar. Bir avuç rantiye çevresi bundan kazanıyor. Yüzde 15’e faiz indirmeniz piyasaya hiç ama hiç faydası olmuyor. Milyarlar dönüyor bu şekilde. Bunu göremezseniz o zaman bugün içine sürüklendiğiniz bataklıktan çıkaramazsınız.

Buradan Merkez Bankası’na sesleniyorum; bu yangına elinizde kalan son birkaç bardak suyla bu şekilde karşı koyamazsınız. Yaptığınız müdahalelerle sadece alım fırsatı yaratıyor, birilerinin daha zengin olmasını sağlarken rezervlerimizi çarçur ediyorsunuz.

'TARİHİ BİR DÖNEMDEN GEİÇYORUZ, KRİTİK BİR EŞİKTEYİZ'

"Tarihi bir dönemden geçiyoruz; adeta sonun başlangıcındayız. Bu kadar kritik bir eşikteyiz" diyen Karamollaoğlu, iktidara da şöyle seslendi:

"Meslek odaları, esnaf odaları, ticaret odaları, diğer meslek grupları ve uzmanlaşmış kesimlerle 'acil kriz toplantısı' düzenlenmelidir. İktidarı ayağı yere basmaya, düşünmeye kendisinden farklı kanaatte olan kesimleri dinlemeye davet ediyorum.
Akıl akıldan üstündür. İçinde bulunduğumuz krizi aşmanın ilk şartı toplumsal uzlaşı ve mutabakat ortamının sağlanmasıdır. Geçmişte yapılan hatalar nasıl Türkiye’yi bu noktaya getirdiyse, bugün atılacak yanlış bir adımın maliyetinin çok daha ağır olacağı unutulmamalıdır."

İBB, müşterisinin telefonunu çalan taksicinin kullanım belgesini iptal etti Güncel CHP'li Gürer: 'Ekmeğe dahi erişim sorunlu hale gelecek' Güncel Nazlı Ilıcak'tan AİHM kararına ilk yorum: Çok geç kalındı ama aklandım Güncel 'Cezaevinde kalamaz' raporuna rağmen tahliye edilmeyen kanser hastası hayatını kaybetti Güncel