'Tarık Akan işkencecilere boyun eğmemişti'
Ölümünün 3. yıldönümünde anılan Tarık Akan, 12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından 1981’in başlarında, Almanya'da yaptığı bir konuşma yüzünden Türkiye’ye dönüşünde tutuklanmıştı.
Evrensel yazarı Kamil Tekin Sürek ölümünden sonra Tarık Akan hakkında şunları kaydetmişti:
Tarık Akan ile elli, altmış gün arayla aynı hücreyi paylaşmıştık. 12 Eylül’de Gayrettepe Birinci Şubede. O benden önce kalmıştı. Akan’ın yaşadıklarının bir kısmını birlikte kaldığımız Ali Özgentürk anlatmıştı. Akan ile içeri girmeden önce görüşmüş, daha sonra Özgentürk’ü de almışlardı.
Özgentürk’e DİSK’in Sinema-Film çalışmaları hakkında sorular soruyorlardı. Tarık Akan’a da Yılmaz Güney ile ilişkileri, Yol Filmi, yurt dışındaki etkinlikleri vb. ile ilgili sorular sormuşlardı. Polisler bir taraftan da Özgentürk ve Akan’a kadın oyuncularla ilişkileri hakkında sorular soruyorlardı. O zamanlar yönetmenlerin ve jönlerin her gün bir kadın oyuncu ile birlikte olduklarına dair bir inanış vardı lümpen kamuoyunda. Tabii, aşağılık duygusu ile muzdarip polisler, asla ulaşamayacakları bir mevkide gördükleri Akan’ı ellerine geçmişken ezmek istiyordu. Ona her gördüklerinde küfrediyor, onu aşağılıyor, bazen şiddet uyguluyorlardı. Hücrelerin bulunduğu koridoru süpürtmek dahi istemişlerdi.
Tarık Akan bütün bunlara direnmiş, işkencecilere boyun eğmemiş, dik durmuştu. Bütün bunları hücredeki arkadaşlardan dinlemiştik. Hücrelerin de bir kısa tarihi vardı. Hücre sakinleri aynı zamanda girip, aynı zamanda çıkmadıkları için hücreden, kıdemli olanlar yaşadıklarını yeni gelenlere aktarıyor, böylece o hücrede beş, altı ay önce yaşananlar da yeni gelenlere aktarılmış oluyordu.
Tarık Akan hakkında bilgileri Ali Özgentürk ve hücrenin bizden önceki sakinlerinden öğrenmiştim. Bir de hücre duvarında kazınmış birkaç dize vardı. O zaman Enver Gökçe’den olduğunu bilmiyordum bu dizelerin. Ali Özgentürk söyledi.
Şöyle yazmıştı Akan: “Zaman akar/zaman geçer/Zaman zindan içinde/Biz mapusta gürül gürül yatardık/ Yılan çıyan içinde.”Yıllar sonra Akan’ın Anne Başımda Bit Var kitabını okudum. Birinci Şubede geçirdiği günleri anlatıyordu. Ama, bize anlatılan, yaşadığı zulmü çok detaylı anlatmamıştı. 12 Eylül işkencelerine, zulmüne direnmiş Tarık Akan kansere de direnir diyecektim. İyi de direndi. Son nefesine kadar direndi.