Tarım alanlarını bekleyen büyük tehlike
İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü’nden Jeomorfolog Doç. Dr. Yıldırım, küresel olarak deniz seviyesinin yılda 3.1 milimetrelik bir hızla yükseldiğini belirtti
Küresel ısınmanın yaşam alanları üzerindeki etkilerine ilişkin yapılan araştırmalar, karşı karşıya kalınacak riskleri gözler önüne sererken, uzmanların uyarıları da devam ediyor.
Endüstri devrimiyle birlikte atmosfere yayılmaya başlayan karbondioksit gazlarının buzulları olumsuz yönde etkilediğine dikkat çeken İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü’nden Jeomorfolog Doç. Dr. Cengiz Yıldırım, küresel olarak deniz seviyesinin yılda 3.1 milimetrelik bir hızla yükseldiğini belirtti.
Çukurova ve Kızılırmak Deltası suya gömülecek
2100 yılında deniz seviyesinin günümüze göre 62 santimetre civarında yükselebileceğinin tahmin edildiğini aktaran Doç. Dr. Yıldırım, Türkiye'deki riskleri ise şöyle sıraladı:
“Bu özellikle kıyılarda büyük deltalar, ovalar, topoğrafyanın çok alçak olduğu alanlar ve dünyada tarımsal üretimin en fazla yapıldığı alanlarda (Nil Deltası, Ganj Deltası, Bangladeş, ülkemizde Çukurova, Silifke, Küçük Menderes, Büyük Menderes, Bakırçay, Bafra ve Çarşamba Deltaları, Sakarya Ovası) ve denize kıyısı olan ovalarımızda deniz seviyesinde 62 santimetrelik bir yükselime neden olacak. Bu kadar bir yükselme bile kıyı çizgisinin karaya doğru gerilemesine, bugün tarım yapılan alanların deniz suyu tarafından işgal edilmesine, yeraltı suyunun tuzluluk oranının artmasına ve buradaki sulak alanlarda var olan doğal hayatın yok olmasına neden olacak.”
187 milyon kişi zorunlu göç edecek
Araştırmalar sonucu tüm dünyada 187 milyon insanın deniz seviyesi yükseliminden etkileneceği ve göç etmek zorunda kalacağını da ifade eden Yıldırım, bu değişiklikler için 80 yıl kaldığı da hatırlattı.
Yıldırım, deniz seviyesinin yükselmesiyle birlikte Çukurova’daki Akyatan ve Tuz Gölü gibi sulak alanların tamamen deniz seviyesi altında kalacağını da söyledi.