TİP yerel seçim stratejisini açıkladı
53 yıl sonra yeniden Meclis’e giren Türkiye İşçi Partisi’nin parlamentodaki temsilcisi milletvekili Erkan Baş, 'ilerici partileri destekleyeceklerini' açıkladı.
Türkiye’de 53 yıl sonra yeniden Meclis’e giren Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, amaçlarının emekçilerle siyasetçi arasındaki bağı yeniden oluşturmak olduğunu söyledi.
Cumhuriyet'ten Leyla Kılıç'a konuşan Erkan Baş söyleşisi şöyle:
Türkiye’de işçilerin, emekçilerin ve yoksulların sesini duyuramadığı için TİP’in ortaya çıktığını söyleyen Baş,“50 yıl önce etkili bir biçimde siyasete müdahale eden partiyi yeniden kurmak değil de bugünün ihtiyacına yanıt vermek için TİP’e yeniden hayat verdik. Toplumun farklı kesimlerine yönelik büyük bir baskı ve sindirme olayı yaşanıyor. Biz bu oyunun bozulması gerektiğini düşünüyoruz ve bunun için ortaya çıktık” dedi. Yerel seçimlerde ilerici olarak nitelendirilen muhalif partileri destekleyeceklerini anlatan Erken Baş, “İlerici halkçı bir belediyecilik anlayışımız var. Bunu merkezimize koyarak AKP’yi geriletecek her türlü ittifakın kurulması için çaba içerisinde olacağız” diye konuştu. Cumhuriyet’in sorularını yanıtlayan Baş özetle şunları söyledi:
İktidar ile halk karşı karşıya
-Peki TİP yerel seçimlerde nasıl bir yol izleyecek?
Bürokratik nedenlerle seçimlere girme hakkımız yok. Yerel seçimlerde de genel seçimlerde yaptığımız gibi bir ittifak içinde olacağız. Çeşitli illerde ve ilçelerde yan yana geleceğimiz ilerici partiler, kitle örgütleri, sendikalar, köy dernekleri olacak. Bazı yerlerde CHP, HDP gibi partilerin ilçe örgütlerinde yer alacağız. Bunlar için de biraz sürecin gelişmesini bekliyoruz.Yerel seçimlerde birinci hedefimiz, AKP’nin olabilecek her yerel yönetimde geriletilmesi. Belediyeler onların elindeyse onlardan alınması. İkinci hedefimiz HDP’ye dönük bir baskı var. Kayyım atanan belediyeler için bir iş birliği içinde olacağız. Çünkü belediyelere yapılan kayyım atamasını halkın iradesine yönelik bir darbe olarak nitelendiriyoruz. Üçüncüsü de muhtarlık seçimlerinde halkçı, ilerici adayların kazanması için elimizden gelen ne varsa yapacağız. Yerel seçimleri sadece yerel yönetimleri belirleyen seçimler olarak değil biraz da referandum olarak nitelendirmemiz lazım. İktidar ile halkın karşı karşıya geldiği bir evre bu. Biz elimizden geldiğince herhangi bir ön pazarlık yapmadan AKP’yi ve AKP zihniyetini geriletecek tüm adaylara destek olacağız.
AKP işçileri yalnızlaştırıyor
-TİP 1970 yılındaki kongresinde Kürt sorununa ilişkin bir karar almıştı. Bugün buna dair hangi düşüncedesiniz?
Fiili olarak bu engel aşılmış durumda. Kürt emekçilerinin yaşadığı sorunları geçmişte dillendiren TİP “aklanmış” ve devlet bu sorunu kabullenmiş durumda. Her iktidar AKP’nin yaptığı gibi emekçileri bulabildikleri her düzlemde bölmeye, parçalamaya ve yalnızlaştırmaya yönelik yaklaşım içindeler. Türk ve Kürt emekçileri kimlikleri üzerinden birbirlerine düşmanlaştırmaya çalışıyorlar. Bu sayede Türkiye’nin batısında milliyetçi, dinci, şoven bir atmosferi yükseltiyor. Biz bu açıdan şöyle bir görevle kendimizi yükümlü hissediyoruz; Türkiye’nin batısında yaşayan emekçilere Kürt yoksullarıyla, emekçileriyle kardeş olduklarını bir kez daha hatırlatmak. TİP 1960’larda bunu başarmış bir partiydi. Biz bunu yeniden yapmak istiyoruz çünkü bu iktidarın başka türlü yenilebileceğini düşünmüyoruz. Geride kalan 15 yıllık dönemde AKP, çok basit bir taktik izliyor aslında. Kendisine düşman olarak bir kesim belirliyor ve o kesimi hedef tahtasına yerleştiriyor. HDP’ye dönük siyasi darbe dediğimiz hareketle de aynı şey yapılmaya çalışılıyor. Kürtler düşmanlaştırılıyor onun dışındakiler ‘benim milletim’ tarifiyle yanlarına çekiliyor. Biz bu oyunun bozulması gerektiğini düşünüyor ve savunuyoruz.
‘Meclis’i halka taşıyacağız’
-TİP toplum için ne ifade edecek?
TİP sadece parlamento ile sınırlı kalmayacak. Parlamentoda kuşkusuz elimizden geleni yapacağız ama onun dışında sokaktaki toplumsal muhalefeti canlandırmayı hedefliyoruz. Sokakta duyduğumuzu Meclis’e taşıyabiliyorsak parlamentonun bir işlevi vardır. Entegre biçimde de bunu işleyeceğiz. Biz TİP olarak halkı Meclise, Meclis’i halka taşıyacağız. TİP’in parlamentoda bir grubu yok. Salı günlere partiler grup toplantısı yapıyor ve muhalefet Salıdan Salıya indirgeniyor. Biz bununla yetinmek istemiyoruz. Her hafta mecliste yapamadığımız grup toplantıların farklı illerde geniş halk katılımıyla gerçekleştirmek gibi bir hedefimiz var. Bunu yaparken de asalet, vekillik ilişkisini mümkün olduğunca ortadan kaldıran ve doğrudan bir bağ kuran yaklaşım içinde olacağız.
‘Hedefimizde milyonlar var’
-Türkiye İşçi Partisi’nin yeniden kurulmasındaki amacı nedir. Bu dönemde neyi hedefliyorsunuz?
Biz Türkiye İşçi Partisi’ni yeniden kurmak için 7 ay önce çalışmalara başladık. Türkiye’de bir boşluk saptadık. Türkiye’de siyaset alanında herkesin sesi yüksek perdeden çıkıyor. Ancak siyasal sürecin en çok etkilediği, Türkiye’de milyonlar olarak ifade edilen işçiler, emekçiler ve yoksul insanlar siyasal anlamda seslerini duyuramıyorlar. Biz de 50 yıl önce etkili bir biçimde siyasete müdahale eden partiyi yeniden kurmak değil de bugünün ihtiyacına yanıt vermek için TİP’e hayat verdik. Böyle bir dönemde açıkçası işçi sınıfı, emekçi ve yoksulları temsil etme iddiasını taşıyan, kendisini sosyalist olarak tanımlayan, sosyalizmi hedefleyen bir partiyi var etmek kolay bir şey değildi. İl ve ilçelerde kurucu meclisler oluşturduk. TİP’in şu anda tam anlamıyla örgütlendiği 25 il mevcut.
-TİP toplum için ne ifade edecek?
TİP sadece parlamento ile sınırlı kalmayacak. Parlamentoda kuşkusuz elimizden geleni yapacağız ama onun dışında sokaktaki toplumsal muhalefeti canlandırmayı hedefliyoruz. Sokakta duyduğumuzu Meclis’e taşıyabiliyorsak parlamentonun bir işlevi vardır. Entegre biçimde de bunu işleyeceğiz. Biz TİP olarak halkı Meclise, Meclis’i halka taşıyacağız. TİP’in parlamentoda bir grubu yok. Salı günlere partiler grup toplantısı yapıyor ve muhalefet Salıdan Salıya indirgeniyor. Biz bununla yetinmek istemiyoruz. Her hafta mecliste yapamadığımız grup toplantıların farklı illerde geniş halk katılımıyla gerçekleştirmek gibi bir hedefimiz var. Bunu yaparken de asalet, vekillik ilişkisini mümkün olduğunca ortadan kaldıran ve doğrudan bir bağ kuran yaklaşım içinde olacağız.