TÜGVA iddianamesinde yasalar görmezden gelindi: ‘Bu belgeler paralel yapılanmayı ortaya çıkardı’
Kamu kurumlarına yüzlerce kişiyi yerleştirdiği ortaya çıkan TÜGVA ile ilgili belgeleri yayımlayan gazeteci Metin Cihan ve sızdırdığı iddia edilen Ramazan Aydoğdu hakkında hapis talep edildi. İddianamede, hukuka aykırı saptamalar yer aldı.
GERÇEK GÜNDEM - FURKAN KARABAY
Türkiye Gençlik Vakfı'na (TÜGVA) ait verilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilip, değiştirilerek sosyal medyada yayınlandığı iddiasına ilişkin soruşturma tamamlandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından 1 Mart’ta iddianame hazırlandı.
İddianamede; AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın yöneticilerinden olduğu ve sızan belgelere göre ordu, emniyet ve diğer kamu kurumlarına yüzlerce kişiyi yerleştirdiği ileri sürülen TÜGVA, “mağdur” olarak yer aldı.
Gazeteci Metin Cihan (Metin Yücel) ve eski TÜGVA eski yöneticisi, tutuklu Ramazan Aydoğdu ise iddianameye “şüpheli” olarak eklendi.
İddianamede, Aydoğdu’nun “Bilişim sistemindeki verileri bozma, yok etme ve erişilmez kılma”, “sisteme veri yerleştirme” ve “kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme veya yayma” suçlarını işlediği öne sürüldü.
Savcılık makamı iddianamenin sonunda yaptığı değerlendirmede, gazeteci Metin Cihan ve Ramazan Aydoğdu’nun zincirleme suç hükümlerini gerçekleştirdiğini öne sürerek cezalandırılmasını istedi.
SAVCIDAN KANUNA AYKIRI HAMLE
İddianamede, gazeteci Metin Cihan’a “Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak” suçunun atfedildiği görüldü.
Bununla birlikte, Türk Ceza Kanunu’nun 136. maddesinde tanımlanan "verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak" suçu, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) kapsamında belirtildiği üzere, gerçek kişilerin verilerini kapsıyor. KVKK uyarınca tüzel kişilerin yani TÜGVA’nın ‘kişisel verisi’ yok.
İddianamede Metin Cihan hakkında, TÜGVA'nın kişisel verilerini hukuka aykırı ele geçirmek ve yaymak suçundan ceza istenilmesi, “suçun unsurlarının oluşmadığı için hukuka aykırılık’ tartışmasını doğurdu.
"TÜGVA DAVANIN BİR TARAFI OLAMAZ"
Konuyla ilgili Gerçek Gündeme konuşan Metin Cihan'ın avukatı Özgür Urfa, "Kişisel Verilerin Korunması Hakkında Kanuna ve Yargıtay kararlarına göre ‘kişisel veri’ ancak gerçek kişilerin bilgilerini içerir. Bu kişinin adı, soyadı, TC numarası, kan grubu vb. bilgilerdir. TÜGVA ile ilgili sosyal medyada paylaşılan belgelerde TC Kimlik numaraları dahi kapatılmıştı. Ayrıca ‘mağdur’ olarak yer alan TÜGVA gerçek bir kişi değil, tüzel bir kişiliktir" dedi.
"İddianamede mağdur sıfatıyla TÜGVA’dan başka yer alan kimse bulunmuyor. Bu durumdan ötürü TÜGVA, davanın bir tarafı olamaz" diyen Urfa, iddianamede belgelerin gerçek olup olmadığının belirlenemediğini belirtti.
"'Belgelerde tahrifat yapıldığının' iddia edilmesi açıkça çelişkilidir" diyen Urfa, "Savcılık belgelerin gerçek olup olmadığını dahi araştırmadan hemen bir iddianame hazırlamış. Mahkeme de aynı şekilde belgelerin gerçek olup olmadığının araştırılması yönündeki taleplerimizle ilgili herhangi bir karar vermemiş durumda. Belgeler gerçek değilse de bu durumda isnat edilen suç oluşmadığı için Metin Cihan beraat etmelidir. Dava, Metin Cihan özelinde gazeteciliği susturmaya yöneliktir. Bu dava hukuki değil, politik bir davadır" dedi.
SAVCI, BİLAL ERDOĞAN VE TÜGVA’YI YALANLADI
TCK’ya göre, iddianamede yer alan “şüpheliler”den TÜGVA’nın değil, ordu, emniyet ve diğer kamu kurumlarına işleyişe aykırı bir şekilde yerleştirildiği ileri sürülen kişilerin şikayetçi olması gerekiyordu.
Ancak bu kişilerin şikayetçi olması, yayımlanan belgelerin doğru olduğunun savunulması anlamına gelecekti.
Belgelerde ismi geçen kişiler şikayetçi olmadığı gibi TÜGVA’dan, söz konusu belgelerin yayımlanmasının ardından "Belge diyerek oluşturulmuş şeyler sonradan masa başında kurgulanmış kumpas belgeleridir” açıklaması yapıldı.
TÜGVA’nın yöneticilerinden Bilal Erdoğan da, “Türkiye Gençlik Vakfı Türk gençliğinin geleceğini daha aydınlık yapmak için çalışıyor, bu kadar basit. Bunu sağa sola çekmeye çalışanlar var” dedi.
Savcılık makamının hazırladığı iddianamede, yayımlanan TÜGVA belgelerinin içeriği itibarıyla teyidinin yapılmadığı ve üzerinde tahrifat yapıldığı öne sürüldü. Savcılık ayrıca, tüzel kişiliğin yani TÜGVA’nın “suçtan zarar gördüğü” ve söz konusu belgelerin 2016-2018 yıllarına ait olup, 2020-2021 seneleri arasında değiştirildiğini iddia etti.
METİN CİHAN'DAN AÇIKLAMA: BU BELGELER PARALEL DEVLET YAPILANMASINI AÇIĞA ÇIKARDI
Hakkında hazırlanan iddianame üzerine Gerçek Gündem'e açıklamalarda bulunan Metin Cihan, "Bana göre bu açılmış dava, yani benim ve belgeleri sızdırdığı iddiasıyla yargılanan Ramazan Aydoğdu’nun sanık olduğu dava, açığa çıkan belgelerin yani ‘paralel devlet’ yapılanmasının bir uzantısı. Yaşadığımız durumu ben böyle görüyorum çünkü aklı başında, objektif bakabilen herkes ortaya çıkan belgelerden sonra o suçu işleyen kişilerin yargılanmasını beklerdi" dedi.
"Ortada bir ‘paralel devlet yapılanması’ varsa bunun yargılanması lazım" diyen Cihan, "Bu belgelerle, TÜGVA’nın cemaat yurtlarında gençleri yetiştirip sonra bu kişileri orduya, emniyete, bürokrasiye, siyasete genel olarak devlet içindeki kadrolara yerleştirdiklerini gördük. Çok açık belgeler bunlar. Bu belgelerin gerçek olduğunu ilgili kişilerle de görüşerek doğruladık. Dolayısıyla suç belli, yapılması gereken yargılama belli ama gerçekleşen şey bu değil" diye konuştu.
Cihan şöyle devam etti:
"Gerçekten hukuksal bir süreç işliyor olsaydı kendi yargılanmam da sorun olmazdı. Çünkü ben yaptığım işe güveniyorum. Yapılması gereken belgelerin doğruluğunu araştırmaktı. Savcılık belgeleri elinde bulunduran kişilerden talep edebilir, belgeler incelenir, kişiler, olaylar, yerler doğrulanır, bir suç varsa belgeler içerisinde uyuşturucu satıcılığı, taciz, kamu mallarına çökme çok sayıda suç vardı. Bu suçlardan dolayı ilgili kişilerin ve tüzel kişilerin yargılanması gerekir.
Yok eğer belgeler gerçeği yansıtmıyorsa, masa başında uydurulmuşsa, başlangıçta söyleyip sonra vazgeçtikleri gibi tamamen sahteyse evet o zaman başka bir suçtan bahsedebiliriz, o zaman o yargılama devam edebilir. Ama süreç böyle yürümüyor. Açıkça söylemek gerekirse TÜGVA’cıların yargıdan bazı isimlerin ve TÜGVA’nın arkasında olan medyanın desteğiyle, kendilerini aklama çabasının bir sonuç vereceğini düşünmüyorum. TÜGVA belgeleri buz gibi bir gerçekti, doğruluğuna dair bir şüphe yok.”