Tüm dünyada hava kirliliğine 'salgın' molası
Karantina ve sokağa çıkma kısıtlamaları, dünya kentlerinde hava kirliliğini yüzde 60’lara varan oranda azalttı. Uzmanlar durumun salgın sonrasında eski haline dönebileceği uyarısında bulunarak kalıcı önlemler almaya çağırıyor.
Hava kirliliğini en çok hisseden dünya kentlerinde yaklaşık bir aylık karantina ve sokağa çıkma yasağı süresince havanın yüzde 60’lara varan oranda temizlendiği tespit edildi.
Hava kirliliği üzerine bilgilendirme çalışmaları yapan IQAir şirketi bünyesindeki araştırmacılar dünya genelinde koronavirüs vakalarının fazla olduğu ve sıkı karantina uygulayan 10 kenti incelemeye aldı. Çalışma, hava kirliliğini ölçmek için kriter olarak kabul edilen zararlı PM2.5 parçacıklarının verilerini karşılaştırdı. Çapı 2.5 mikrondan küçük olan bu kirleticiler akciğerlere yerleşebildiği ve kana karışarak ciddi sağlık tehlikelerine sebep olduğu için özellikle tehlikeli bulunuyor.
On kent arasında Yeni Delhi, Wuhan ve Mumbai’yi içeren yedisinde hava kalitesi bakımından çok ciddi iyileşmeler gözlendi. Genellikle yüksek seyreden PM2.5 düzeyinde kayda değer düşüşler saptandı.
IQAir şirketinin pazarlama direktörü Kelsey Duska, koronavirüs salgınının ardından ekonomilerin canlanmasıyla hava kirliliğinin yeniden yükselmesini beklediklerini belirterek, “Salgın gibi olağandışı durumlar vesilesiyle, toplumların aktivitesindeki değişimlerin çevre ve soluduğumuz hava üzerinde ne kadar büyük etkisi olduğunu görebiliyoruz” dedi.
1.3 milyar nüfusa sahip Hindistan 25 Mart’ta karantina ve sokağa çıkma kısıtlamaları uygulamaya başladı. Fabrikalar, mağazalar, ibadet yerleri kapılarını kapattı, toplu taşımalar büyük oranda durduruldu. Dünyanın en kirli havasına sahip şehirlerinde ilk sıralarda yer alan Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi, 23 Mart - 13 Nisan tarihleri arasında bir önceki yıla göre PM2.5 düzeyinde yüzde 60 azalmaya tanıklık etti.
Ülkenin ticari merkezlerinden Mumbai’de geçmiş Mart aylarına göre en iyi hava kalitesine ulaşıldı. Üç haftalık sokağa çıkma yasağı süresince, Yeni Delhi’de gün içinde ‘sağlığa zararlı’ olarak tanımlanan zaman aralığı yüzde 68’den yüzde 17’ye düştü.
Güney Kore’nin başkenti Seul’da PM2.5 seviyesinde 26 Şubat - 18 Mart tarihleri arasında yüzde 54’lük düşüş gözlendi. Güney Kore’nin hava kalitesi OECD ülkeleri arasında en kötüler arasında yer alıyor. Geçen sene Mart ayında hükümet hava kirliliğini ‘felaket’ olarak tanımlamıştı. Koronavirüs salgını sırasında Güney Kore, Çin dışında en geniş karantina önlemlerini uygulayan ve yaygın test yapan ülke olarak öne çıkmıştı.
Koronavirüsün ilk olarak tespit edildiği Çin’in Wuhan kentinde de 26 Şubat - 18 Mart tarihleri arasında geçen seneye göre hava kirliliğinde yüzde 44 azalma tespit edildi. Wuhan’da 75 günlük karantina sürecinin ardından kısıtlamalar 8 Nisan’dan itibaren gevşetilmeye başlandı. Wuhan’da yaşamın normale dönmeye başlaması Çin’in koronavirüse karşı zafer ilanı olarak değerlendirilmişti.
ABD’nin Los Angeles kentinde 7 Mart - 28 Mart tarihleri arasında PM2.5 düzeyinde geçen yıla göre yüzde 31 düşüş olduğu belirlendi. Londra, Madrid ve Roma’da geçen yıla göre PM2.5 oranlarında düşüş saptandı.
‘SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞİL’
Öte yandan IQAir araştırmacıları fabrikaları kapatmanın ve arabaların sokaklardan çekilmesinin iklim değişikliği için sürdürülebilir çözümler olmadığının altını çizdi. Araştırmacılara göre sağlıklı hava koşullarını korumanın yolları mevcut.
Bunlar arasında, hükümetlerin teşvik paketlerinde çevreci bir strateji belirlemesi, elektrik üretiminde sürdürülebilir enerji kaynaklarını öne çıkarması, kişisel tüketime sınırlamalar getirilmesi ve ulaşımda çevreci seçeneklere yönelmesi bulunuyor. IQAir temsilcisi Duska, “Salgın sonrasında bir başka görünmez katilden, hava kirliliğinden korunmamız için temiz çevreyi muhafaza etmemiz önemli. Umuyoruz ki küresel salgınla mücadelenin önceliği, hava kirliliği sorunuyla birlikte ele alınır” dedi.
Salgın günlerinde hava kirliliğindeki azalmadan en çok faydalanan Hindistan’da da ‘normalleşme’ konusunda çevreciler şimdiden uyarıyor. Ülkenin çevre örgütlerinden biri olan Care For Air’in kurucusu Jyoti Pande Lavakare, “Ekonomiyi bu ölçüde yavaşlatmak elbette ki hava kirliliğini azaltmanın en uygun yolu değil, ancak en azından istediğimizde neler yapabileceğimizi kanıtlıyor” ifadelerini kullandı.
YUNUSLAR GELDİ, ULUDAĞ GÖRÜNDÜ
Çevre kirliliğinin gözle görünür biçimde azaldığı kentlerden biri de nüfusu 16 milyona yaklaşan İstanbul oldu. Denizlerdeki kirliliğin ve taşıt trafiğinin azalmasıyla, önceden az sayıda şanslı İstanbullunun görebildiği yunuslar boğaz kıyılarında daha sık görülüyor.
Hava kirliliğinin azalmasına ilişkin en dikkat çeken görüntü ise İstanbul’un çeşitli semtlerinden Bursa Uludağ’ın görünmesi oldu.
İstanbul semtlerine kuş uçuşu yaklaşık 100-110 kilometre uzaklıktaki Uludağ, eski İstanbul tasvirlerinde de yer alıyor. Son yıllarda ise kirlenen hava nedeniyle Uludağ’ı görmek çok nadiren mümkün oluyordu.