Tunç Soyer'den 'gökdelen' mesajı
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) TBMM Grup Başkanvekili Özgür Özel ile birlikte Gazeteci Uğur Dündar’ın Demokrasi Arenası programına konuk oldu.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) TBMM Grup Başkanvekili Özgür Özel ile birlikte Gazeteci Uğur Dündar’ın Demokrasi Arenası programına konuk oldu.
Uğur Dündar’ın hazırlayıp sunduğu Demokrasi Arenası programına bu hafta, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel konuk oldu.
Tunç Soyer’in programdaki açıklamaları şöyle:
RUHSATI İPTAL EDECEĞİZ
Zorlu Holding tarafından Konak Pasaport mevkiinde yapılması planlanan dev gökdelen ile ilgili konuşan Soyer, “İzmir’in, diğer illere göre, özellikle Ankara veya İstanbul’a göre en büyük şansı; İzmir’in 25 binlik planlarının sürprizlere yer bırakmayacak şekilde çok iyi örülmüş olması. Benden önceki belediye başkanımıza ve bugün halen çalıştığım bürokratlara minnettarım. Bizde öyle sürprizler yok. Biz de o gökdelenlerin dikileceği yer Bayraklı’da… Gökdelenlerin, kentin siluetini bozmadıkça, tarım arazilerini mağdur etmedikçe yapılmasında bir sıkıntı yok. Ancak biz de bunların yapılacağı yer Bayraklı’nın arkası… Hukuki süreç henüz tamamlanmadı. Kadifekale’nin siluetini bozacak. O ruhsatı kesinlikle iptal edeceğiz. Burada şunu çok net söyleyeyim; İzmir bu sürprizlerle karşılaşmayacak. İstanbul, Ankara karşılaşabilir ama İzmir karşılaşmayacak. Eğer olursa da asla izin vermeyeceğiz” açıklamasında bulundu.
‘ARKA SIRADAKİLER’ SON NEFESİME KADAR ÖNCELİĞİM OLACAK!
Seçim kampanyası sürecinde sık sık dile getirdiği ‘Arka sıradakiler’ vurgusunu yineleyen Soyer, “Kentin yarattığı değer, ona birileri rant diyor, birilerinin cebine gidiyor. Ancak kentin yarattığı değer, o birilerinin, o zümrenin değil de halkın ekmeğini büyütmeye ayrılırsa o zaman başka bir dünya oluşuyor. Ben seçim kampanyamda ‘Arka sıradakiler için geliyorum’ dedim. Arka sıradakiler önceliğim olmaya son nefesime kadar devam edecek. Bu kentin yarattığı rantı, ürettiği artı değeri onlara aktarmaya sonuna kadar devam edeceğim” ifadelerini kullandı.
KATAR İSTANBUL
Hükümet tarafından İstanbul’da yapılması planlanan ve ülke siyasetinde tartışma konusu olan ‘Kanal İstanbul’ projesi hakkında konuşan Soyer, “Sevgili Özgür Özel, dili sürçtüğü için ‘Katar İstanbul’ dedi ya, ben bunu çok doğru buluyorum. Katar İstanbul!”dedi.
BUCA METROSU 1 MİLYAR 70 MİLYON DOLAR BEDELLE İHALEYE ÇIKACAK
Ulaşım ile ilgili projelerden bahseden Soyer şunları söyledi: “İzmir’i demir ağlarla örüyoruz demiştik. Bu aslında toplu taşım konforunu arttırmak demek. Buca Metrosuna başlıyoruz. 1 milyar 70 milyon dolar bedelle ihaleye çıkılacak. Projeleri tamamlandı, onayları tamamlandı, 2020 içinde ihaleye çıkıyoruz. Benim görev sürem içinde, yani 4 yılın sonunda Buca Metrosuna binip Üçyol’dan Çamkule’ye metroyla gideceğiz. İzmir bunu hak ediyor. Tamamen İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bütçesiyle yapılacak. Bu niye çok önemli ve değerli? İstanbul, Ankara gibi yerlerde metro gibi toplu ulaşımlar hep devlet tarafından yapılmış. Ama İzmir bugüne kadar hafif raylı sistemi hep kendi öz kaynakları ve bütçesiyle yapmıştır. Bundan sonra da böyle yapmaya devam edecek kadar güçlüdür. İzmir buna layıktır. Biz de bunun gereğini yapacağız. Finansmanı için öz kaynaklarımızı kullanacağız ama başlangıçta borçlanma icap ediyor. Bu devirde bu borçlanmayı bulmak kolay değil. Tüm dünyada ciddi bir ekonomik kriz var. Ama İzmir’in kredi notu o kadar yüksek ki biz bu borcu kimden almayı tercih etsek diye düşünür hale geldik. Önce Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası ile 80 milyon avroluk finansman yetkilendirme sözleşmesi imzaladık. Ardından Fransız Kalkınma Ajansı ile 100 milyonluk kredi anlaşması sağladık. Ocak sonunda da Dünya Bankası ile bir görüşmemiz olacak. Bundan sonrası çorap söküğü gibi gelecek. Bundan sonrasında kimden düşük faizle kredi alırız diye bakacağız. 2020 de kazmayı buruyoruz. Buradan, önceki Belediye Başkanımız Aziz Kocaoğlu’nu da büyük bir saygı ve vefayla analım. Çiğli Tramvayı’nın eksikleri tamamlandı, her şeyi hazır, onay bekliyoruz. Hemen başlayacağız. Arkasından Gaziemir- Karabağlar Metrosuna başlayacağız, 2020 yılı içinde projesi tamamlanmış olacak. Narlıdere Metrosu’nun yapımı devam ediyor, maliyetinin yüzde 45’i ödendi, gerisi de süresi içinde ödenecek. 2020 yılı içinde hizmete başlayacak.”
3 YIL SONRA KÖRFEZ’DE DENİZE GİRECEĞİM!
Yüzülebilir Körfez projesine yönelik açıklama yapan Tunç Soyer, “Nasıl temizleyeceğimizden çok nasıl kirletmeyeceğimiz diye düşünmemiz lazım. Çözüm o kadar basit. Doğanın kendi sirkülasyon gücüyle körfez kendini temizle kapasitesine sahip. Ama biz kirletmeye devam ettiğimiz sürece bunu engelliyoruz. Biz kirletmediğimiz de zaten körfez kendi kendini temizleyecek. En büyük kirlilik yaratan meseleleri tespit ettik. En temek sorun yağmur suyu ve pis su kanallarının birçok yerde ayrıştırılmamış olması. Yağmur suyu kanallarını yapmaya başladığımızda, İzmir’de yağıştan sonra kirlilik gözükmeye başlar çünkü o eski kanalların getirdiği kirlikle nedeniyle körfez kirlenmeye devam eder. Bunu ayırmaya başladığımızda bu sorunu çözeceğiz. Önümüzdeki yıl içinde 100 yağmur suyu kanalı yapacağız. İki yıl içinde 174 kilometre yapacağız. O yüzden ısrarla söylüyorum; ‘3 yıl sonra ben körfezde denize gireceğim’ diye. Ben 11-12 yaşındayken insanlar Göztepe’de, Güzelyalı’da denize giriyordu. Biz bunu İzmir’de gerçekleştireceğiz. İzmir Körfezi tekrar yüzülebilir hale gelecek. Görev süremiz içinde bunu başaracağız” diye konuştu.
GIDA TERÖRÜNÜ BİTİRECEĞİZ!
CHP’li 11 Büyükşehir Belediyesi olarak başlattıkları tarım çalışmasından bahseden Soyer, “Bugün ‘Halk Et’ adıyla Buca’da bir dükkan açtık, Özlem Başkanımızla. Üreticinin ürettiğini doğrudan tüketiciyle buluşturmaya başladık. Bu ne demek; küçük üreticinin kooperatif çatısı altında ürettiği ürünleri tüketiciyle buluşturmak demek, sağlıklı ve temiz gıdayla buluşturmak demek. Bunların ilk örneğini Aydın Büyükşehir Belediyemiz ile ortak açtığımız bir dükkan ile başlattık. Yarından itibaren bu dükkanlar Kemeraltı’ndan açılmaya başlayacak. 81 ildeki kooperatif ürünlerini İzmirlilerle buluşturmaya başlayacağız. İzmir’de örneğin kirazı 5 liradan üreticiden satın alabiliyorsunuz, bu İstanbul’da bir AVM’de 28 lira civarında satılyor. Nereden çıkıyor aradaki büyük fark? İnce ince çalıştık. Mersin’in narenciyesini İstanbul İzmir Ankara ile, Aydın’ın kuru incirini İstanbul, Ankara İzmir ile, İzmir’in zeytinyağını Aydın, İstanbul Ankara ile buluşturacağız.… Semt pazarlarında haftada 1 gün bu kooperatif ürünleri satılacak. Biz küçük üreticiyi kolladıkça, ürünlerini pazarlamasının önündeki engelleri kaldırdıkça bu gıda terörünün, bu dışa bağımlılığın önüne geçeceğiz. Bunu İzmir’de Köy-Koop çatısı altında yapacağız. Ne üretiyorlarsa tüketiciyle buluşturacağız” dedi.
BAŞKA BİR TARIM MÜMKÜN
“İktidarın tarım politikaları sürdürülebilir mi?” sorusuna yanıt veren Soyer şu ifadeleri kullandı: “24 ayrı ihaleyle 200 bin dolarlık patates alımına açıktı. Patatesi alırken vergide indirim yapıyor. Kendi üreticine mazotta vergi de indirim yapmıyorsun, Tunuslu’nun ürettiği ürüne indirim yapıyorsun. Yatların mazotuna indirim yapılıyor, traktörün mazotuna indirim vermiyor. Bu sürdürebilir değil! Bu kentin de kırsalında dengesini bozuyor. Bizim politikalarımızla üretici nefes alacak. Çünkü biz kirazı üreticiden 8 liraya alacağız, tüketiciye 18 liraya satacağız. Üretici de tüketici de mutlu olacak. Hem de sağlıklı gıdaya ulaşacağız. Bu bereketli topraklar ne o patatesi ne o pırasayı üretmekten aciz! Adil ve temiz gıda, üreticiyi de tüketiciyi de koruyan bir politika mümkün. Başka bir tarım mümkün! Bu tarım politikası yerelden başlayarak değişecek.”
O ÇÖPLÜKTEN BİR ORMAN DOĞACAK
İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından Çiğli Harmandalı’nda hayata geçirilen Katı Atık Bertaraf Tesisi projesini anlatan Tunç Soyer, “Harmandalı’nda çok uzun süredir devam eden bir çalışmayı tamamladık.94 bin hanenin elektrik ihtiyacını karşılayacak halde. Bir yandan çöp dağından ve kokusundan kurtuluyoruz, orayı yeşillendirerek ormana dönüştürüyoruz, bir yandan da temiz bir enerji üretiyoruz. O elektriği üretip satarak da yılda 10 milyar dolarlık gelir elde ediyoruz. Açılış törenini yaptık, gelir elde etmeye başladık. O çöplükten orman doğacak” ifadelerini kullandı.
İZMİR TÜRKİYE’Yİ SIRTINA TAKACAK VE BAŞKA BİR TÜRKİYE YARATACAK!
Temizlik Seferberliği çalışmasından bahseden Soyer, “Ağustos ayı başından beri her mahallede mıntıka temizliği yapıyoruz. Bu şehrin evimiz gibi olduğunu bir kültür haline getirip yaygınlaştırmamız lazım. Biz dünyanın en temiz milletlerinden biriyiz ama evimizin parkını bahçesini de evimiz gibi olduğunu kabul etmemiz, sigar izmaritini yere atmamayı öğrenmemiz lazım. Bu bilinci her yere yaygınlaştırmak için her Cumartesi mahallelerde temizlik yapıyoruz. Bununla iftihar ediyorum. Bir de, çöpleri ayrıştırarak toplamaya başladık. O ayrıştırmadan gelir elde edeceğiz. O geliri de arka sıradakilere park yol olarak aktarmaya devam edeceğiz. Türkiye, güzel İzmir’in güzel insanlarına güvensin. İzmir Türkiye’yi sırtına takacak ve başka bir Türkiye yaratacak” dedi.
ANTALYA’YA 20 MİLYON TURİST GİDERKEN, İZMİR’E 1 BUÇUK MİLYON TURİST GELİYOR BUNDAN UTANÇ DUYUYORUM!
Programda turizm çıkışında bulunan Soyer şunları söyledi;
İzmir yüzlerce yıl boyunca Akdeniz Çanağı’nda dünya kenti olmuş. Ancak son 50-60 senedir kabuğuna kapanmış, büzüşmüş. Dünyanın önde gelen kenti olma özelliğini kaybetmiş. Biz tekrar bir dünya kenti olduğunu hatırlatmaya çalışacağız. Bir ucunda Efes, bir ucunda Bergama, burnumuzun dibinde flamingolar, bereketli topraklar, her tarafı akvaryum gibi denizleri olan plajlar… Dünyanın bir çok kentinden fazla avantaja sahip. Antalya’ya 20 milyon turist giderken İzmir’e 1 buçuk milyon geliyor. Ben bundan utanç duyuyorum. Kruvaziyer şirketlerinin patronlarıyla gittik konuştuk. 2020’de İzmir’e kruvaziyerler gelecek. İzmir EXPO’ya talip olacak, Avrupa Gençlik Başkenti olacak. Bunlar oturduğunuz yerden olmaz. Tırmalamanız lazım. Biz o iddiayı, o ısrarı sürdüreceğiz. Edebiyat Başkenti olmaya talip olduk. Bunun için edebiyat müzesi yapacağız. İzmir’in kabuğunu kırıp dünyaya ne kadar güzel bir şehri olduğunu anlatmalıyız. Ancak o zaman patinajdan kurtulacağız. İstihdam, turizm, tarım ürünlerinin pazarlamasının önünü açacağız. İzmir sadece İzmir’den ibaret değil İzmir Ege’dir, Ege İzmir’dir. İzmir olağanüstü bir coğrafya ve mirasa sahip. Bizim yapacağımız şey; bunun tozunu, pasını kaldırıp dünyaya sunmak ve dünyayı buraya davet etmek. Kadınlar ve gençler İzmir’in lokomotifi olacak.”
Soyer’in programın sonunda 2020 yılı mesajı ise şu oldu:
“Bu memleket bu kadim kültürüyle, atalarımızın bize bıraktığı mirasın güzelliği ve zenginliğiyle mutlaka aydınlık bir geleceğe evrilecektir. Kimse umudunu kaybetmesin. Kazanacağız, kazanacağız, kazanacağız!”