'Türkiye 7 dönem üst üste küçüldü, bu koalisyon hükümetlerinde değil sultanizmde oldu'
Siyaset bilimci Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu, sultanizmin beş özelliği bulunduğunu, bugün beşinin de Türkiye’de mevcut olduğunu söyledi. Kalaycıoğlu, Cumhuriyet’ten İpek Özbey'e konuştu.
Kalaycıoğlu ve İpek Özbey'in söyleşisinden bir bölüm şöyle:
• AKP, iktidara geldiğinden beri koalisyonların ülkeye nasıl zarar verdiğini anlatıyor. Oysa şimdiki duruma bakınca aslında pek de öyle değilmiş...
Şu anda Türkiye, tarihinin en ciddi iktisadi küçülmelerinden birini yaşıyor. Yedi dönemdir kişi başına GSYH düşüyor. Geçen sene sonunda 2013’te 12.500 dolar civarında olan bu gelir, 8.600 dolar civarına indi; bu, koalisyon hükümetiyle mi oldu? Koalisyon hükümetleri döneminde böyle yedi dönem üst üste küçülme diye bir şey yoktu. Özellikle, 90’larda Türkiye ekonomisi büyüdü, küçülmedi…
• Öyleyse nedir derdimiz?
Burada daha ziyade psikolojik bir derdimiz varmış gibi görünüyor. Bir de büyük sermayenin itirazı var, çünkü devlet üzerinden iş görüyorlar, orada tek bir muhatap istiyorlar. İyi de yapay üretilmiş parti hükümeti çoğunlukçu yönetim anlayışıyla birleşince sonuç demokrasi olmuyor işte… Zaman itibarıyla demokrasi seviye kaybediyor, otoriter bir rejime dönüşüyor. Bir de anayasayı buna göre değiştirdiğinizde sorun katlanıyor. 1982 Anayasası zaten başından itibaren hesap vermez bir Cumhurbaşkanlığı kurumu yaratmış durumda. 1989’dan beri her yerde başkanlık sistemiyle demokrasiye geçilemeyeceğini anlatmaya çalışıyorum. Özal, bu rejim değişikliğini talep eden ilk lider oldu ama gerçekleştiremedi, ömrü yetmedi. Demirel yapamadı, Erdoğan yaptı. Sonuçta ortaya modern kılıklı geleneksel bir rejim, neo-patrimonyal sultanizm çıktı. Sultanizm kavramını, fizikçinin kütleyi ya da momenti kullandığı gibi teknik bir kavram olarak kullanıyorum bu bağlamda.
BEŞ ÖZELLİĞİ VAR
• Sultanizm diyorsunuz, teknik bir kavram olarak kullandığınızı söylüyorsunuz, peki nedir özellikleri?
Beş özelliği var, beşi de Türkiye’de mevcut. Birincisi kuvvetler ayrılığının tersi olarak hükümet ve devlet arasındaki farkların bulanıklaşması. Yasamanın hiçbir etkinliğinin olmaması, iktidar partisinin hem hükümete hem de devlete hâkim olmasıyla bir tür parti devletinin oluşması…
• Ne kadar belirgin bir özellik…
Bitmedi… İkincisi, kişiselliğin yönetim üslubuna egemen olması, kurumların kıymetinin olmayışı… Üçüncüsü mevcut anayasa, yasa ve genel olarak her kuralın seçici olarak uygulanması veya yönetimde hiç kale alınmaması. Dördüncüsü, rejimin toplumsal kökenlerinin zayıflayarak iktidarın merkezileştirilmesi, çoğulculuğun ortadan kaldırılarak devlet ve liderin sınırsız iktidarının kurulması. Beşincisi, ekonominin kurallarının çarpıtılarak ahbap çavuş ekonomisi halinde işlemesi.
• Kararların tek kişinin inisiyatifinde olmasını en son Merkez Bankası ya da büyükelçi krizinde gördük. Sultanizmle yönetilen ülkelerden örnekler verebilir misiniz?
Nikaragua mesela. Tam bir sultanizm, Devlet Başkanı Daniel Ortega’nın başkan yardımcısı, eşi. Seçime giderken mağlup olmasını sağlayacak adayı hapse attırdı. 15 aday var, risk oluşturmayan altı tanesini onayladılar. Haiti, Afrika’da Zaire, Bokassa’nın Orta Afrika Cumhuriyeti diğer örnekler.