Türkiye, Azerbaycan'a 'taktik' veriyor Rusya, Ermenistan'a 'silah'
Mevlütoğlu: Nicelik ve nitelik bakımlarından Azerbaycan’ın kayda değer bir üstünlüğü olduğu görülüyor. Ermenistan’ın ana tedarikçisi ise ülkede üsleri olan Rusya.
Savunma Politikaları Uzmanı Arda Mevlütoğlu, Azerbaycan ve Ermenistan ordularının savunma sistemlerine ilişkin “Silahlı kuvvetler kapasitelerine baktığımızda, nicelik ve nitelik bakımlarından Azerbaycan’ın kayda değer bir üstünlüğü olduğu görülüyor. Ermenistan’ın ana tedarikçisi ise ülkede üsleri olan Rusya” dedi.
Mevlütoğu, bölgede devam eden tatbikatı ise “Türkiye’nin, Kafkasya’da Rusya ile rekabette pozisyonunu koruma kararlılığında olduğunun göstergesi” olarak yorumladı. Mevlütoğlu, Ermenistan’ın, Azerbaycan’ın Tovuz bölgesine saldırmasıyla bölgede tırmanan gerilimi ve her iki ülkenin savunma sistemlerinin kapasitesini Cumhuriyet’e değerlendirdi.
Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki ekonomik gelişmişlik farkının, doğrudan savunma harcamalarını etkilediğine dikkat çeken Mevlütoğlu, “Azerbaycan 2019’da savunma bütçesine yaklaşık 2 milyar dolar harcarken, daha ağır ekonomik sorunlarla boğuşan Ermenistan 2019’da savunmaya yaklaşık 600 milyon dolar ayırabildi. Silahlı kuvvetler kapasitelerine baktığımızda, nicelik ve nitelik bakımlarından Azerbaycan’ın kayda değer bir üstünlüğü olduğu görülüyor” dedi.
Mevlütoğlu, Azerbaycan’ın 70 bin silah altında askere ve 300 bin civarında ihtiyata sahip olduğunu belirterek şu bilgileri verdi: “Azerbaycan, son on yılda silahlı kuvvetlerin donatımı ve modernizasyonu için özellikle İsrail’den çok büyük çaplı alımlar gerçekleştirdi. İsrail’den modern obüs, havan ve topçu roketleri; hava savunma erken ihbar ve füze sistemleri, hemen hemen her tip ve görevde insansız hava araçları ile karakol bot ve gemileri alındı. Azerbaycan’ın Türkiye’den yaptığı savunma alımları İsrail’e kıyasla daha sınırlı oldu. ROKETSAN üretimi topçu roketleri ile ASELSAN üretimi muhabere sistemleri, teslim edilen en önemli ürünler arasında sayılabilir.”
‘MODERN VE ETKİLİ BİR FÜZE’
Ermenistan’ın ise silahlı kuvvetlerinin mevcudunun yaklaşık 45 bin kişi olduğunu söyleyen Mevlütoğlu, “Erivan’ın ana tedarikçisi, bu ülkede üsleri de bulunan Rusya Federasyonu. Kısa süre önce Rusya’dan dört adet Su30SM tipi savaş uçağı tedarik etmişti. Rus Hava Kuvvetlerinin aynı tip uçakları Erivan yakınlarındaki Erebuni Hava Üssü’nde konuşlanmış bulunuyor. Rusya’dan yapılan çok dikkat çekici bir diğer alım da, 2016 yılında teslimatı yapılan dört adet Iskander E (NATO kodu SS-26 ‘Stone’) taktik balistik füze sistemi. Rusya Federasyonu’nun en yeni kısa menzilli balistik füzesi olan Iskander, Kırım ve Baltık bölgesinde de yoğun olarak konuşlandırılmış, modern ve etkili bir füze. Hava savunma sistemlerinden kaçınmak için vuruş aşamasında manevralar yapabiliyor.”
‘TSK, TAKTİK VEREBİLİR’
“Azerbaycan, açık kaynaklara göre maalesef Türk yapımı herhangi bir İHA sahibi değil” diyen Mevlütoğlu, “Elektronik istihbarat ve elektronik harp sistem envanterine dair net bilgi açık kaynaklarda mevcut değil ancak en son Belarus’tan elektronik harp sisteminin alındığı biliniyor. Sistem ve platform envanterlerinin Türk Silahlı Kuvvetleri ile aynı olmamasından dolayı, Türkiye’nin tecrübesinin aynen yansıtılmasından ziyade, eğitim ve taktik bazında bir destek sağlanması söz konusu olabilir” dedi.
‘TATBİKAT NATO-RUSYA GERİLİMİNİN YANI BAŞINDA’
Bölgedeki Türk ve Azerbaycan ordularının ortak tatbikatına ilişkin de konuşan Mevlüoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu: “En son Azerbaycan-Ermenistan çatışmasını, Türkiye-Rusya arasındaki jeopolitik peşrevin bir uzantısı olarak okumak mümkün. Türkiye’nin, çatışmanın en başından itibaren en üst perdeden Azerbaycan’a çok kuvvetli destek mesajı vermiş olması bu anlamda önemli. Ortak tatbikata, F-16 savaş uçakları, T129 taarruz helikopterleri dahil çok yoğun ve güçlü katılım, Türkiye’nin Kafkasya’da Rusya ile rekabette pozisyonunu koruma kararlılığında olduğunun göstergesi olarak algılanabilir. Bu tatbikatın, NATO’nun güneydoğu kanadının en uç noktasında ve aynı zamanda NATO-Rusya geriliminin en yoğun yaşandığı yerlerden olan Karadeniz’in yanı başında yapıldığını da vurgulamak gerekir.”