Türkiye Değişim Partisi: Son 20 ayda 3 kez Merkez Bankası Başkanı'nın değişmesi, Türkiye ekonomisinin yönetilemediğini gösteriyor

Abone ol

Türkiye Değişim Partisi (TDP) Ekonomi ve Finans Politikaları Başkanı ve Genel Başkan Yardımcısı Dr. Aziz Murat Hatipağaoğlu, "Son 20 ay içinde 3 kez Merkez Bankası Başkanın değişmesi, Türkiye ekonomisinin yönetilemez bir noktaya geldiğini açıkça gösteriyor." dedi.

Bir başkanın normal görev süresi içinde 4 ayrı başkanın atandığını ifade eden Dr. Aziz Murat Hatipağaoğlu, "Ne Merkez Bankası'nın güvenirliliği kaldı ne de uyguladığı politikaların. Daha önceki başkanlardan bir kısmı faizi yükselttiği için, bir kısmı da faizi düşürdüğü için görevden alındı. Faiz enflasyonun nedenidir yönündeki yeni teori sonucunda Merkez Bankası artık dikiş tutmuyor" şeklinde konuştu.

"Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminin olumsuz yansımalarıyla karşı karşıyayız"

Dr. Aziz Murat Hatipağaoğlu, Küresel ekonominin bir parçası olan Türkiye'nin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminin ekonomiye olumsuz yansımalarıyla karşı karşıya olduğunu söylerken, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminin ekonomik karnesi şöyle: yüksek faiz, yüksek işsizlik, yüksek enflasyon, yüksek cari açık ve yüksek döviz kuru. Bu durum ülkemiz ekonomisinin yönetilemiyor olduğunun bir ifadesi, sürdürülebilir olmayan bir durumu yaşıyoruz. Açıklanan resmi verilere göre 2020 yılı 3. çeyrek itibarıyla dış borç stoğumuz 435.1 milyar dolar. Asya piyasalarının açılmasıyla dolar/TL kotasyonlarının yaklaşık 8,40 lira düzeyine çıkmasıyla birlikte, yaklaşık 513,5 milyar lira ilave borçlanmış olduk. Bu da sadece 2020 yılı 3. çeyrek verilerine göre." dedi.

"200 baz puanlık faiz artışı boşa gitmiş durumda"

Daha geçen hafta Merkez Bankası Para Politikası Kurulu tarafından yapılan 200 baz puanlık faiz artışının boşa gittiğini belirten Dr. Aziz Murat Hatipağaoğlu "Bir de dünyanın en yüksek faiz uygulayan ülkeleri arasında 7. sıradayız ve OECD içinde ise en yüksek faizi biz veriyoruz. Bu ekonomik ortam içerisinde ne yatırım, ne üretim, ne istihdam ve hatta ne de ihracat artar. Tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de ilk imzacısı olduğumuz İstanbul Sözleşmesi’nden çıkarak, kadın ve çocuk haklarını öne alan demokratik dünyanın değerlerinden uzaklaşmış olduk. Tabi bir de bu sözleşmeden çekilmenin usul açısından yarattığı Anayasal sorunlar da ortada." dedi.

"Sorumlu pandemi, faiz lobisi ya da başka bir şey değil"

Oluşan kötü durumun sorumlusunun ne pandemi, ne faiz lobisi, ne de başka bir şey olmadığını aktaran Dr. Aziz Murat Hatipağaoğlu, "Türkiye ekonomisi yönetilemediği için tüm bedeli hep beraber ödemek zorunda kalıyoruz. Söylenecek tek şey var, az gittik, uz gittik, dere tepe düz gittik, bir de bakmışız ki bir arpa boyu yol gitmişiz. Hesap verebilir, şeffaf ve öngörülebilir bir ekonomi yönetimine, ihracatın ve üretim agresif şekilde destekleneceği bir sektör politikasına ama her şeyden önce hukukun üstünlüğünün tesis edildiği, ileri demokrasinin tüm kurallarıyla işlediği güçlü parlementer rejime ihtiyacımız var." şeklinde konuştu.

Mansur Yavaş'tan Melih Gökçek'e sert sözler: Psikolojisi bozuk, bana tweet atıyor! Siyaset Ekrem İmamoğlu'ndan canlı yayında Mansur Yavaş'a mesaj! Siyaset CHP'li vekilden Genel Kurul'da 'İstanbul Sözleşmesi' eylemi Siyaset CHP'nin İstanbul Sözleşmesi için Meclis'te genel görüşme önerisi kabul edilmedi Siyaset