Türkiye’de televizyon kanalı açacaklar
YAKLAŞIK 2 senedir yayın hayatına Türkiye’den devam eden Çin Ulusal Radyosu Türk’ün (CRI Türk) Haber Müdürü Kamil Erdoğdu, DHA’ya özel açıklamalarda bulundu.
DHA - CRI’n Çin Medya Grubu’na dahil edildiğini ve daha da güçleneceğini kaydeden Erdoğdu, Türkiye’deki yeni hedeflerinin bir televizyon kanalı açmak olduğunu söyledi.
1941 yılında Pekin Radyosu adı altında sektöre giriş yapan CRI’ın, 2016’da Türkiye’de CRI Türk adı ile yayın hayatına başladığını ifade eden CRI Türk Haber Müdürü Kamil Erdoğdu, “Bizim burada yaptığımız dijital yayınlar öne çıktı. İnternet üzerinden yayın yapan radyolarımız, televizyonlarımız ve haber sitelerimiz var” dedi.
İlerleyen zamanlarda radyoyu ve radyonun arkasındaki dijital ortamı daha da güçlendireceklerini dile getiren Erdoğdu, “CRI Türk olarak bundan sonraki hedefimiz televizyon. Çünkü CRI, Çin Ulusal Radyosu ile Çin Merkezi Televizyonu aynı çatı altında birleşti. Bir Çin medya grubu oluştu ve yeni yapılanma bu tür faaliyetleri daha da güçlendirecek. Bu grup şu anda gerek çalışan insan sayısı gerekse altyapısı açısından dünyanın en büyük medya grubu oldu” diye konuştu.
“ÇİN, OLMASI GEREKTİĞİ KADAR HABER OLUYOR”
“Bence en iyi propaganda gerçeği göstermektir” diyen Erdoğdu, “Bir ülkenin gerçek durumunu aktarırsanız en iyi propagandasını yapmış olursunuz. Abartırsanız o ters teper. Bizde Çin, olması gerektiği kadar haber oluyor. Sorunlar varsa onları da aktarıyoruz ama bir dinleyici kitlesine ulaştığımız için onların ihtiyacı olan yerel haberlerden de kopmamaya çalışıyoruz. Ülke gündeminde bu kadar haber varken Çin’i başa çıkarmak en kötü propaganda olur” dedi.
“SİYASİ KONULARDA DA ÇOK FAZLA SES ÇIKARMAYA BAŞLADI”
Çin’in dünyada yaygın olan ‘Çin algısını’ değiştirmek istediğini kaydeden Erdoğdu, şöyle konuştu:
“Çin’in gelişen tarafını göstermeye çalışıyorlar. Biz de yayınlarımızda Çin’in sadece Batılı haber ajanslarından izlenmemesi adına dünya konularında neler düşündüğünü aktarıyoruz. Çin, son 15-20 yıldır dünyada ekonomik olarak etkisini arttırırken siyasi konularda da çok fazla ses çıkarmaya başladı. Bu açılımıyla da ortak refah yaratmak, dünyayı çok kutuplu hale getirmek ve uluslararası krizleri azaltmak istiyor. Çünkü Çin’in gelişmesi için sakin ve barışçıl bir ortama ihtiyacı var ki bu durum zaman zaman Çin’e karşı kullanılıyor. Çin de ‘Sorunlarımız varsa bir kenara koyalım, zamana bırakalım ve ortak yönlerimizi ele alalım ve bunları genişletelim’ stratejisi izliyor.”
“ÇİN’İ HALA GERİ KALMIŞ BİR TOPLUM GİBİ GÖSTERME ÇABASI VAR”
Çin’in artık hem diğer ülkelerle iş yapmaya başladığını hem de diğer ülkeleri davet ederek orada iş yapmalarına olanak sağladığını ifade eden Erdoğdu, “Çin’le ilgili bazı yayınlarda hala Çin’i geri kalmış bir toplum gibi gösterme çabası var. Oysa Çin’deki büyük şehirler bugün birer dünya metropolü. Toplumun geliştiğini de bir yandan göstermek istiyorlar. Tarım, üretim, yapay zeka ve uzay çalışmalarıyla 2050’i yıllına kadar, orta halli refah düzeyinde doyuracak kadar bir toplum yaratmaya çalışıyorlar. Ve ‘bizim bu çabalarımız hiçbir ülkenin egemenliğine karşı bir tehdit oluşturmuyor’ diyorlar” ifadelerini kullandı.
“ÇİN’İN TÜRKİYE’YE OLAN YATIRIMLARI ARTACAK”
Gelecek zamanda Çin’in Türkiye’ye daha çok yatırım yapacağını ifade eden Erdoğdu, “ICBC, Bank of China ve bazı teknoloji şirketleri geldi. Türkiye, eski İpek Yolu üzerinde çok kritik bir konuma sahip. Gerçekten Avrupa ve Asya’nın arasında bir köprü görevi görüyor ve bunda Çin’le olan ilişkilerde daha fazla faydalanacak. Bu yıl Çin’de Türk turizm yılıydı. Turizm ve eğitim konusunda ilişkiler ilerleyen dönemlerde daha da yoğunlaşabilir. İki ülke arasında gidip gelen öğrenciler ve Türkiye’de Çince olan bölümlerin sayısı arttı. Burada Konfiçyüs Enstitüsü var, biz de Yunus Emre Kültür Merkezi açıyoruz. Bu da kaçınılmaz olarak her konuda işbirliğini getirecektir” dedi.
“HERHANGİ BİR TARAFI KORUMAK GİBİ BİR ÇABAMIZ YOK”
Radyo dinleyicilerin hem müziklerden hem de haberlerden aynı oranda memnun olduğunu dile getiren Erdoğdu, “Müzik konusunda genel bir beğeniyi yakalamaya çalışıyoruz. Nostalji de var, farklı ülkelerin müzikleri de var. Habercilikte ise gerçeğe bağlı kalmaya çalışıyoruz. Bizim burada herhangi bir tarafı korumak gibi bir çabamız yok. Haberlerimizden ötürü düşman kazanmamaya özen gösteriyoruz” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE’NİN ŞU ANKİ SÜRECİNDE BU İŞBİRLİĞİ BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR”
Aynı zamanda Modern İpek Yolu Dergisi’nin de Genel Yayın Yönetmeni olan ve “Dergi ile sadece Çin’i değil, İpek Yolu’nun tarihini ve kültürünü aktarmak istiyoruz” diyen Erdoğdu, dergi hakkındaki düşüncelerini de şöyle ifade etti:
“Bu durumun 'Tek Kuşak Tek Yol' projesiyle bağlantısı var; İpek Yolu’nu canlandırmak istiyorlar ama sadece ticari anlamda değil. Türkiye ve Çin’den bahsederken ‘sıradan iki ülke dost olsun’ düşüncesinin ötesine geçmek, somut işbirliği yapmak ve iki ülke halkının birbirini tanımasına hizmet etmek istiyoruz. Türkiye’nin şu anda yaşadığı süreçte bu tür bir işbirliği de büyük bir önem taşıyor. Dergiyi zenginleştirmek için de çalışmalar yapıyoruz. Çin ve Türkiye’yi ilgilendiren konularda kitaplar basmak, söyleşiler paneller düzenlemek, iki ülkenin aydınlarını bir araya getirmek gibi planlarımız var.”