'Türkiye’ye bir Nobel daha gelir ama alacak yazar reddetse çok fiyakalı olur'

Abone ol

Edebiyatçı Ahmet Ümit, "Türkiye’ye bir Nobel daha gelir ama bence alacak yazar reddetse çok fiyakalı olur" dedi.

Yazar Ahmet Ümit, Nobel Ödüllerinin skandallarla sarsıldığını belirterek, "Bence boş verin. Dostoyevski’nin Nobel Ödülü mü var? Yaşar Kemal’in ödülü alamaması Yaşar Kemal’den ne eksiltti?" ifadelerini kullandı.

Ümit, Türkiye'den bir yazarın Nobel Ödülü'nü kazanması halinde, "Nobel Ödülü’nü alacak yazar reddetse çok fiyakalı olur" dedi.

Ahmet Ümit, son kitabı ‘Aşkımız Eski Bir Roman’ hakkında İstanbul Life'edan Berna Abik'e konuştu.

Ümit şunları söyledi:

Kitabın ilk baskısı 300.000 adet yapıldı. Bu Türkiye koşullarında çok sıra dışı bir rakam. İlk kitabınızın ilk baskısı kaç adetti?
2.000 adet. 1996 yılında 4.000 adet basıldı, inanılmaz bir tanıtım yapıldı ama bir yıl yeni baskı yapmadı. Dört yıl sonra ‘Patasana’, yedi baskı yaptı. Bu çok önemli bir şeydi. Sonra ‘Kavim’ romanım 30.000’e ulaştı. ‘Babı Esrar’da 100.000. 1989’dan beri kitap çıkarıyorum ben. Geçen gün genç bir yazar arkadaşım geldi bana “kitaplarımı yayınlamıyorlar” diyor, beni de yayınlamadılar. O şöyle zannediyor; Ahmet Ümit, Orhan Pamuk çıktı, kitabını yazdı ve ünlü oldu. Böyle değil. Böyle olursa bir sorun var demektir. Dişinle tırnağınla kazıyorsun, yıllarca çalışıyorsun. 82 yılında ilk öykümü yazdım, kitaplarım 18 yıl sonra satmaya başladı.

Bir de kişisel gelişim yazarları var…
Hayatın anlamını arayan insanlar var, bir kitap okuyacak ve hayatın anlamını çözecekler. Bunun anlamını bilen kimse yok. Zaten hayatın anlamı olsa, hayat çok sıkıcı olur. Herkes kendi anlamını bulacak. Bunun için hayat bir mücadele ise sen donanımını arttıracaksın. Kimse sana “Aşkı böyle yaşayacaksın” diyemez. Ne biliyor ki o? Aşk özel, ömür özel. O yüzden kimse sana böyle yaşamalısın diye formül veremez. Bunu formülü veren bir edebiyatçıysa, sahtekardır. Kişisel gelişim yazanların çoğu palavra zaten. Oğlan 25 yaşında psikolog, hayat konusunda ders veriyor, 30 yaşında aşkı anlatıyor. Okurun da biraz düşünmesi lazım. Nasıl bilebilir böyle bir şeyi? O başka bir şarlatanlık. Edebiyat uzun süren bir iştir. O genç yazara da bunu söyledim. Sen şimdi geliyorsun, burada kalabalıkları görünce ağzının suyu akıyor. Asıl önemli olan bu değil, önemli olan iyi kitaplar yazmak. Evet Allah razı olsun herkes gelip kuyruğa giriyor, teşekkür ederim. Ama en güzel şey iyi bir eser yaratmak. Onun verdiği haz hiçbir şeye benzemiyor.

Evet, Türkiye’de yazar olmanın en azından uzun süre iyi para kazandırmadığını biliyoruz.
Ne parası ya, para kazandırır mı hiç.

Siz kazanıyor musunuz?
Artık tabii ki. Yani bir kitap ilk çıktığında 300.000 basıyorsa ve yılda en az 600.000 satıyorsa kitaplarınız, para kazanırsınız.

Yayınevlerinin sert sözleşme maddeleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
O bende olmuyor. Ama ilk başta bende de öyleydi. Sonuçta yayınevi kültürel bir kurum ama aynı zamanda da ticari bir kurum. O yüzden en sert sözleşmeyi yapacak, yazar da dişini gösterecek ve sadece yayın hakkını verecek. Veriyorsa sesli kitaplar için dijital hakkını da verecek. Ama film, tiyatro, opera bunları vermeyecek. Bundan daha önemlisi, iyi şeyler yazın. Mutlaka karşılığını alırsınız.

Türkiye’nin Nobel Ödülü karnesine baktığımızda sınıfta kalıyoruz sanki.
Nobel Ödülü de sınıfta kalmadı mı sizce? Churchill gibi şaibeli bir adama Nobel Ödülü verilmiş ya. Obama başkan oldu, henüz hiçbir faaliyeti yok adamın, Nobel Barış Ödülü’nü verdiler. Skandallarla sarsılıyor Nobel. Bence boş verin. Dostoyevski’nin Nobel Ödülü mü var? Yaşar Kemal’in ödülü alamaması Yaşar Kemal’den ne eksiltti?

Peki, Türkiye’ye bir daha Nobel Ödülü gelir mi?
Gelir, ama bence alacak yazar reddetse şahane olur. Çok fiyakalı olur.

Ayşe Sipahioğlu'ndan veda Kültür - Sanat İlk Apple Müzik Ödülleri sahiplerini buldu Kültür - Sanat Oğlu, Yusuf Atılgan'ı bu sözlerle anlattı... Kültür - Sanat İstanbul Devlet Tiyatrosu'nda 3-8 Aralık haftası programı belli oldu Kültür - Sanat