TÜSİAD: İstanbul Sözleşmesi yaşatır
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD), 27 yaşında öldürülen Pınar Gültekin için yaptığı açıklamada, "Şiddet uygulayanları cesaretlendirmeyelim, İstanbul Sözleşmesi yaşatır" dedi.
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD), 27 yaşında öldürülen Pınar Gültekin için yaptığı açıklamada, "Şiddet uygulayanları cesaretlendirmeyelim, İstanbul Sözleşmesi yaşatır" dedi.
TÜSİAD, Cemal Metin Avcı tarafından öldürülen Pınar Gültekin için yazılı bir açıklama yayımladı.
İstanbul Sözleşmesi'nin yürürlüğe girmesinin önemine vurgu yapılan açıklamada, "Kadına yönelik şiddet hem dünyada hem de ülkemizde kanayan bir yara ve bir insanlık suçudur. Kadınların ve çocukların hayatını karartan cinayet, tecavüz, taciz vakaları, zorla ve erken evlilikler kadını kadın olduğu için ayrımcılığa maruz bırakan zihniyet yapısının yansımalarıdır. Uluslararası sözleşmeler ve yasalarımız şiddeti besleyen zihniyet yapısı ve şiddet eylemleri ile mücadelenin en etkili araçlarıdır" denildi.
"İstanbul Sözleşmesi hakkında dezenformasyon bir tarafa bırakılmalı"
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik her türlü şiddetle mücadele için vardır. İstanbul Sözleşmesi, kim olursa olsun şiddet mağdurunu korumak için vardır. “Ama”sız,“fakat”sız şiddete karşı durmak için vardır. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 2012 yılında tüm siyasi partilerimizin ittifakıyla İstanbul Sözleşmesi’ni onaylaması dünyaya örnek ve öncü bir adım olmuştur. Bugün, 34 ülke bu sözleşmeyi uygulamaktadır. İstanbul Sözleşmesi’ni imzalamış olmak, kadına şiddet eyleminin hiçbir mazereti olamaz demektir. Sözleşmenin tartışmaya açılması ise şiddeti mazur göstermek anlamına gelir, şiddet uygulayanları cesaretlendirir."
"Kadınlara karşı yükümlülüktür"
"Kadına yönelik erkek şiddeti, İstanbul Sözleşmesi’nin ne kadar yaşamsal olduğunu gösteriyor. Sözleşme hakkında dezenformasyon bir yana bırakılmalı, şiddet riskine maruz kalanların ve şiddet mağdurlarının korunmasına odaklanılmalıdır. Hangi görüşe bağlı olursa olsun, tüm siyasi partilerin ve toplum kesimlerinin şiddete karşı birleşmesi hem insani bir sorumluluktur, hem de devletin kadın vatandaşlarına karşı yükümlülüğünü yerine getirmesi için zorunludur.
"Ülkemizde toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda bilinçlenme anlamında önemli kazanımlar elde edildiğini unutmamak gerekir. İstanbul Sözleşmesinin ve 6284 sayılı Kanunu'nun uygulamasının etkinleştirilmesi için çaba sarf eden bakanlıklarımız, sivil toplum örgütlerimiz, özel sektör kuruluşlarımız bu düzenlemelerden güç almaktadır. Kadınlar bu düzenlemelere güvenmektedir. Her alanda kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olduğunu içselleştirmek aynı zamanda aileyi ve tüm medeni ilişkileri de güçlendirecek bir yaklaşım olacaktır. İstanbul Sözleşmesi, Türkiye ve dünya kadınlarına verilmiş bir söz, güçlü bir taahhüttür. Bu sözden caymayalım. Şiddet uygulayanları cesaretlendirmeyelim. İstanbul Sözleşmesi yaşatır."