Uluslararası Af Örgütü'nden çarpıcı rapor: Kadına yönelik şiddette iktidar ne dedi? Hangi adımlar atılmadı?

Abone ol

'Türkiye Sözleri Eyleme Geçir' başlıklı bir rapor yayımlayan Uluslararası Af Örgütü, Türkiye’de kadın haklarını mercek altına aldı. Raporda; 'Türkiye’de toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamayı amaçlayan bir siyasi irade yok' tespitine yer verildi.

GERÇEK GÜNDEM

Türkiye, 20 Mart 2021'de AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla İstanbul Sözleşmesi'nden çekildi. Toplumsal cinsiyet eşitliğini tesis etmek, erkek şiddeti ve kadın cinayetlerini önlemek için önemli olan bu uluslararası sözleşmeden çekilme kararı Türkiye'de tepkiyle karşılandı.

Uluslararası Af Örgütü, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı sonrası mevcut yasal çerçeveleri, yasalardaki boşlukları ve yetkililerin uymakla yükümlü olduğu yasa, sözleşme ve standartları inceleyerek bir rapor hazırladı. Raporun amacı ise şöyle belirtildi:

'Türkiye'de kadınlara yönelik şiddetin mevcut durumunu incelemek ve devletin, kadınların şiddete maruz kalmama hakkına saygı gösterme, bu hakkı koruma ve gereğini yerine getirme yükümlülüklerinin bir özetini sunmak."

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU'NUN SÖZLERİ

Raporda; hükümet yetkililerinin açıkladığı vaatler ve uygulamalar arasındaki boşluklara işaret eden örgüt, hayata geçirilimesi gereken tavsiyelerini de paylaştı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun 23 Mart 2021'de sarf ettiği "Kadına yönelik şiddette sıfır tolerans anlayışıyla ihtiyacınız olan her an, yanınızdayız" sözleriyle başlayan raporda; Erdoğan'ın sözlerine de yer verildi. İnsan Hakları Eylem Planı tanıtım toplantısındaki, "Tek bir kadının dahi şiddet mağduru olmadığı güne kavuşana kadar kurumların, sivil toplum kuruluşlarının, medyanın ve toplumun tüm kesimlerinin işbirliğiyle bu mücadeleyi sürdüreceğiz" sözlerini hatırlatan örgüt, bu vaatlerin çoğunlukla hayata geçmediğini ortaya koydu.

'KADINLARA VE KIZ ÇOCUKLARINA YÖNELİK ŞİDDETİ KÖRÜKLEYEN KADIN DÜŞMANI GÖRÜŞLER...'

Raporda; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2019’da 336 kadın, 2020’de 267 kadın ve 2021’nin ilk dört ayında 95 kadın toplumsal cinsiyete dayalı şiddet sonucunda öldürüldüğü yönündeki bilgisine yer verildi. Sivil toplum örgütleri ve basının derlediği verilerle bakanlık verileri arasındaki farka da dikkat çekildi ve şu tespit yapıldı:

"Tüm bunlar, sıklıkla ayrımcı söylemlere başvuran siyasetçilerin toplumsal cinsiyete dayalı önyargıları teşvik ettiği bir ortamda meydana gelmektedir. Kadınlara ve kız çocuklara yönelik şiddeti körükleyen bu kadın düşmanı görüşler, genellikle kolluk kuvvetlerinde ve Türkiye’de koruma ve adalet talebinde bulunan kadınların, yargı sisteminde karşı karşıya kaldığı muamele ve neticelerde de kendini göstermektedir.

'DEVLET, ŞİDDET FAİLLERİNİ KORUMAKTADIR'

Özetle, devletin eylemleri ve ihmalleri esasen şiddete maruz bırakılanlar ve şiddetten hayatta kalanlar yerine, kadınlara yönelik şiddet faillerini korumaktadır. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı bu durumun önemli ve sert bir örneğidir. Tüm bunlara rağmen, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesiyle birlikte
yükümlülüklerinin sona ermediğini vurgulamak da önemlidir."

'TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİNİ SAĞLAMAYI AMAÇLAYAN BİR SİYASİ İRADE YOK'

Raporda dikkat çeken bir diğer tespit ise, iktidarın toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldıracak bir iradeye sahip olmaması yönünde oldu:

"Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamayı amaçlayan bir siyasi iradenin olmaması, Türkiye’de kadınlara yönelik şiddetin sona erdirilmesinin önündeki en önemli engellerden biridir."

Raporun dördüncü bölümünde, Türkiye’nin açıkladığı dört ayrı ulusal eylem planlarına değinildi.

Eylem planı ve atılan adımları inceleyen Af Örgütü, raporda dördüncü bölüme şu çarpıcı tespite yer verdi:

"Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamayı amaçlayan bir siyasi iradenin olmaması, Türkiye’de kadınlara yönelik şiddetin sona erdirilmesinin önündeki en önemli engellerden biridir."

Raporda; söz konusu eylem planlarına işaret edilerek, "Toplumsal cinsiyet eşitliğinin adı yok yok" denildi.

Eylem Planları sonrası, kadınların şiddete maruz kalmama hakkının izlemeye alındığı bölümde ise öne çıkan ihmal ve ihlal alanları sıralandı:

Çocuk yaşta, erken ve zorla evlilikler

Acil tedbir ve koruma kararları

Şiddetten hayatta kalanların temel hizmetlere erişim hakkı

Koordinasyon konusunda eksiklikler

Cinsel sağlık ve üreme sağlığı

Cinsel şiddetle mücadele merkezleri, çocuk yaşta evlilikler, koruma kararları, cinsel sağlık ve üreme sağlığı gibi başlıkların da incelendiği raporun tavsiye listesinde örgüt şu çağrılarda bulundu:

"Kadınların korunma ve temel hizmetlere erişim hakkını güvence altına alın, kadınların adalete ve onarıma erişim hakkını güvence altına alın, kadınların ve kız çocukların zorla evlendirmeye maruz bırakılmadan yaşama hakkını koruyun, kadınların ve kız çocukların sağlık hakkını güvence altına alın, kadınların ve kadın hakları gruplarının barışçıl toplanma hakkını güvence altına alın."

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Fotoğraf: Kurtuluş Arı

Naim Babüroğlu yazdı: Menemen olayı, Cumhuriyet’in başını kesmek… Güncel İki pitbull 4 yaşındaki çocuğa saldırdı! Güncel PTT'nin 2 milyon dolar ödediği firma iflas etmiş! Güncel Resmi Gazete'de dikkat çeken karar: Cumhurbaşkanı'nın yetkileri AYM'yi ikiye böldü! Güncel