Üniversitelere yakın takip: Akademisyenler işsiz kalabilir
Her an batma riski taşıyan bu üniversiteler yakın takibe alındı. Yüz binlerce öğrenci bir anda okulsuz kalabileceği gibi akademisyenler de ortada kalabilir.
Her an batma riski taşıyan bu üniversiteler yakın takibe alındı. Üstelik, Kuruluş Kanunu'na göre her birinin ayrıca bir devlet üniversitesi de zorunlu olarak hamisi olduğu için sıkıntı yükseköğretimdeki 60 üniversiteyi yani her 3 üniversiteden birini ilgilendiriyor. Yüz binlerce öğrenci bir anda okulsuz kalabileceği gibi akademisyenler de ortada kalabilir.
Üniversiteleri yakın takibe alan ve ‘karne' vermeye hazırlanan YÖK, özellikle vakıf üniversitelerine yaptırımları arttıracak. Yükseköğretim sistemine 2 yani düzenleme daha getirmek için çalışma başlattığı öğrenilen YÖK Başkanı Yekta Saraç'ın tüm gelişmeleri de kamuoyuyla paylaşma kararında ısrarcı olacağı kaydedildi.
İşte o en yeni 2 önemli adım;
NE KADAR HOCA YETİŞTİRİRLERSE
O KADAR ÖĞRENCİ ALABİLECEKLER!
1-Devletten akademisyen transfer ederek, hiç akademisyen yetiştirmeden vakıf üniversitelerini ticarethane gibi işletme dönemi bitiyor. Vakıf üniversitelerinin akademisyen-öğretim üyesi, yetiştirme durumları tek tek incelenecek. Akademisyen yetiştirmeyenin önce öğrenci kontenjan artış talepleri karşılanmayacak. Yazılı uyarılara rağmen yine akademisyen yetiştirmeyenlerin de öğrenci kontenjan artış talepleri reddedilecek.
VAKIF ÜNİVERSİTELERİNDEKİ HOCALARIN DÜŞÜK MAAŞLARI TAKİBE ALINACAK
2- YÖK Başkanı Saraç ve ekibinin bu gibi sistemde kaliteyi artırıcı, mevcut çıtayı yükseltici kararlara ve şeffaflaşmaya yönelik adımlarına ek olarak;
Vakıf Yükseköğretim Kurumların da görev yapan hocaların devlet üniversitelerindeki hocalardan çok daha düşük maaşla çalıştırılmasına yönelik bir çalışma da yapması bekleniyor. YÖK'ün bu konuda da yakın zamanda hocaları sevindirici bazı gelişmeler yaşanması bekleniyor.
İşte Sözcü yazarı Sultan Uçar'ın o yazısı….
Demokrasi kültürü ve modern toplumun en önemli yapı taşlarından biri özerk üniversitelerdir. Ortaçağ Avrupsı'ndan Osmanlı'ya, Cumhuriyet'in ilk yıllarından günümüze, bilim insanları, toplumların öğretilmiş çaresizlikleriyle savaştı. İnsanlık tarihinde, kralların dahi önlerinde eğildiği, ayrıcalıklı bir sınıf olmalarını, bilimin gücüne borçlular.
1.5 ASIRLIK BİRİKİM ÇÖKÜYOR
Bu topraklarda, günümüzdeki yükseköğretim yapısına en yakın ilk üniversite, 1863'de kurulan Dar-ül Fünun yani fenler eviydi. 1933'teki yangında kül olmadan çok daha önce düşünme, sorgulama, üretme, eleştirme kabiliyeti zayıflığıyla yok hükmündeydi. Mekteb-i Mülkiye, Mektebi Sultaniler, yükseköğretim tarihimizi, 1.5 asırlık tarihi geçmişine taşıyordu. Özgür düşünce, siyaset, hukuk, insan hakları gibi sorgulamalarda üniversitelerin Altın Çağı'nı, 68 Kuşağı yaşayacaktı. YÖK, 1980 İhtilali'yle kurulunca kırılma, başladı. Bilimsel özerkliğin tartışıldığı, anti-demokratik değişime, YÖK Başkanı Yekta Saraç da dahil, herkes karşıydı. Gücünü, yüzyıllarca bilimden alan akademisyenlerse sustu.
30 ÜNİVERSİTE KAPANABİLİR
1990'larda yeni dönüm noktası, vakıf üniversiteleri oldu. 2000'lli yıllarda, ‘Üniversiteler, şehirleri kalkındıracak' teorisi derin bir fay hattı oluşturdu. Sayıları, bir anda 73'ten 207'ye çıktı. Uluslararası başarılarıyla, AR-GE'siyle ülkenin yüzakı olanlar da, bilime, tek kuruş harcamayanları da var. YÖK Başkanı Yekta Saraç, bunu görünür kıldı. Üniversitelerdeki deformasyon, ülkenin en anti- demokratik yapısı YÖK'ü, şeffaflaşmaya itti. Vakıf Yükseköğretim Kurumları 2019 Raporu, tüm çıplaklığıyla yayımlandı. 30 üniversite her an batabilirdi. Üstelik, hepsinin birer de devlet üniversitesi hamisi var. Sorun, 60 üniversiteyi ilgilendiriyor. Sistemdeki, 3 üniversiteden biri, sürecin parçası oldu.
DENETİMLER 24 EKİM'DE…
YÖK, 1 ay sürecek denetime 24 Ekim'de başlıyor. Hesaplar, didik didik edilecek. Vakfı yabancı şirketlere devredenler, üniversitelerini kiralayanlar, ARGE bütçelerini reklama harcayanlar yandı. Yazılı uyarılacaklar. Yeni bölüm kurma talepleri, askıya alınacak. Öğrenci kontenjanları, kısıtlanacak. Yine de düzeltmeyenlerin, eğitimi durdurulacak. Son hamlede, üniversiteler kapatılacak.
PROFESÖRLER İŞSİZ KALACAK
‘Özel Üniversite' statüsü, bir alternatif. Anayasa değişikliği yani muhalefetin desteği gerekiyor. Ankara, sıcak bakmıyor. Üniversitelerle şehirlerin kalkınacağı teorisi çöktü. 2020 yılı Ocak ayında raporlar çıkacak. Yükseköğretim'deki kamburun tepesinde, yalnızca niteliksizliğin önünü açan, siyaset kurumu yok. Bilimin gücü yerine, siyasetin gücünü seçip, suskunluklarıyla süreci destekleyen, demokratik katılıma güç vermeyen, bilim insanları da var. Üniversiteler batma, profesörler her an işsiz kalma korkusuyla, fay hattı üstünde kurulu kürsülerde bir süre daha ders vermeye devam edecek.