Van Gölü'nde batan teknedeki insan kaçakçısının ifadesi ortaya çıktı: Tekne yattı, herkes altında kaldı!
Van Gölü'nde 80 mülteci ile batan tekneden sağ kurtulan göçmen kaçakçısı Medeni Akbaş’ın ifadesi ise insanların ölüme nasıl taşındığını gözler önüne serdi.
Göçmen faciasının bu yılki adresi Van Gölü oldu. 27 Haziran’da göle açılan teknenin batması sonucu aralarında kadın ve çocukların olduğu 80’e yakın göçmen gölün karanlık sularına gömüldü. Bugüne kadar arama kurtarma çalışmalarında 60 mültecinin cansız bedenine ulaşıldı. Felaketten sağ kurtulan göçmen kaçakçısı Medeni Akbaş’ın ifadesi ise insanların ölüme nasıl taşındığını gözler önüne serdi.
Jandarmada ifade veren Akbaş, “27 Haziran günü akrabam Servet Akbaş aradı. ‘Akşama yolcu var. Sen de gel’ dedi. Servet böyle söyleyince göçmen taşınacağını anladım. Babasına ait olan yolcu teknesini göçmen taşımacılığında kullanıyordu. Göçmenleri Çarpanak Adası’ndan alacağımızı, Bitlis Reşadiye’ye bırakacağımızı söyledi” dedi. Akbaş ifadesinde 2 katlı tekneyi 70-80 göçmen ile “doldurduklarını” belirterek “Teknenin ışıklarını fark edilmemek için yakmadık” dedi.
Telefon dinlemesine karşı ise göçmen yerine “yolcu taşıyacağız” ifadelerini kullandıklarını belirtti.
‘FARK EDİLMEMEK İÇİN IŞIK YAKMADIK’
Servet Akbaş’ın kendisini teknedeki mekanik işlere yardımcı olması için çağırdığını belirten Akbaş, “Bana bu iş karşılığında 750 TL verecekti” diye konuştu. Göçmenleri alacakları adaya vardıklarında saatin 21.50’yi gösterdiğini söyleyen Akbaş, “Teknede ışık vs. yanmıyordu. Fark edilmek istemediğimiz için yakmadık. Göçmenlerin karada, kumda bekliyor olduğunu, Servet’in göçmenlerin yanında bulunan şahısla görüşmesinden ve bize ışık yakmasından öğrendim” dedi.
‘TEKNE YATTI VE HERKES ALTINDA KALDI’
Cumhuriyet'ten Seyhan Avşar'ın ulaştığı ifadeye göre Akbaş ifadesinde özetle şunları söyledi: “Tekneye 5-6’sı kadın, 1-2’si çocuk 70-80 civarında göçmen bindi. İki katlı teknenin içi ve dışı tamamen dolu olarak ışıklarımızı yakmadan yola çıktık. Bitlis’e doğru gitmeye başladığımızda göl dalgalanmaya başladı. Bir ara motora baktım su attığını görerek korktum. Servet tekneyi döndürmeye çalıştığı esnada sağ taraftan vuran dalganın etkisiyle tekne yattı ve herkes altında kaldı. Ben ve teknede bulunan göçmenlerden yüzme bilenler yüzerek suyun yüzüne çıktık. Göçmenlere bağırarak ‘şu tarafa gelin’ diye tavsiyelerde bulundum. Çok dalga olduğu için tek yapmam gereken suyun yüzeyinde kalmaktı. 28 Haziran günü saat 04.00’te kadar suyun yüzeyinde kalmaya çalıştık. Bu esnada Servet yorgun düştü. Sürekli dalga vurduğu için su tutmuştu. Ben onu suyun yüzeyinde tutmaya çalıştım. Bu esnada Servet ölmüştü. Ölmüş bile olsa cenazesini çıkarmak niyetindeydim. Ancak daha fazla gücüm kalmadığı için kendisini bırakıp Çarpanak Adası’na doğru yüzmeye başladım. Ailemi arayıp beni arabayla gelip almalarını istedim. Sonra jandarma gelip bana seslendi. Ben de bulunduğum yerden çıktım.”