Veli Ağbaba: Bakanlık çalışanları unuttu
24 Haziran seçimleri sonrasında oluşturulan yeni bakanlıklar arasında çalışma bakanlığı kaldırılmış, çalışanları ilgilendiren bakanlık kurumu Aile, çalışma ve sosyal hizmetler bakanlığı bünyesinde bir araya getirilmişti.
24 Haziran seçimleri sonrasında oluşturulan yeni bakanlıklar arasında çalışma bakanlığı kaldırılmış, çalışanları ilgilendiren bakanlık kurumu Aile, çalışma ve sosyal hizmetler bakanlığı bünyesinde bir araya getirilmişti.
Aile, çalışma ve sosyal hizmetler bakanlığının ilk göreve başladığı süreçte açıklamış olduğu 100 günlük eylem planı ve aradan geçen 1 yılı aşkın sürede çalışma yaşamı ile ilgili ortaya koyduğu hedeflerin hiç biri gerçekleşmemiştir.
Aile, çalışma ve sosyal hizmetler bakanlığı geçen yıl 103 milyar 91 milyon 801 bin lira ödenek tavanıyla en yüksek üçüncü ödeneği alan bakanlık olmuş bu yılda 125 milyar TL ön görülen bütçesi ile en yüksek ödeneği alacak olan ikinci bakanlık olmuştur. Lakin bakanlığın bu denlice devasa bütçeler almasına rağmen çalışma yaşamını ilgilendiren sorunlara yönelik hiçbir çözüm üretmediği gibi sorunları büyütmeye de devam etmiştir. Ayrıca bakanlığın usulsüzlükleri Sayıştay raporlarına da yansımıştır
Bakanlık açıkladığı sendikal hedefin gerisinde kaldı
Bakanlığın 2018 yılı Ağustos ayında açıkladığı 100 günlük eylem planında ‘’sendikalaşma oranının’’ yüzde 21’e çıkarılma hedefi yer almaktaydı. Lakin işçi sendikalarının son istatistiklerine göre bakanlığın bu hedefinin çok gerisinde kaldığı görülmektedir.
Temmuz 2019 verilerine göre sendikalaşma oranı yüzde 13,76 olarak belirlendi. Yani Türkiye’de çalışma yaşamı içerisinde yer alan her 100 işçiden 86’sının sendika üyeliği bulunmamaktadır. Ayrıca işçilerin sadece yüzde 7’sinin toplu iş sözleşmesinden yararlandığı ve Türkiye’nin de bu oranla OECD ülkeleri arasında son sırada yer aldığı düşünülürse Bakanlığın açıkladığı sendikalaşma hedefinin hiçbir şekilde gerçekleşmediği açıkça görülmektedir. Bakanlığı sendikal hedefleri geçen süre içerisinde laftan ibaret kalmıştır.
Kadın ve genç istihdamına ayrılan ödenekler işsizliği azaltmadı
Bakanlığın ilk hedefleri arasında yer alan ‘’ Kadın, genç ve engellilerin daha fazla istihdama katılması için 1 milyar 84 milyon ilave destek sağlanması’’ ifadesi son bir yıllık işsizlik verileri incelendiğinde hiçbir karşılığının olmadığı açıkça görülmektedir.
Türkiye’de son TÜİK verilerine göre işsizlik son bir yılda 1 milyon 65 bin kişi artarak 4 milyon 596 bin kişi olurken Bakanlığın ilave kaynak aktararak azaltmayı hedeflediği kadın ve genç işsizliğinde ise patlama gerçekleşti.
Genç işsizliği geçen yıldan bugüne yüzde 7 oranında artarak yüzde 27,1’e yükselirken genç kadın işsizliği ise geçen yıl temmuz ayına göre yüzde 8 civarında artarak yüzde 33,3 olarak gerçekleşti. Kadın işsizliği ise son TÜİK verilerine göre geçen yıldan buyana 291 bin kişi arttı.
Bakanlığın 1 milyar 84 milyon ilave ek desteği bir yıllık süreç içerisinde kadın ve genç istihdamına hiçbir katkısı olmadığı gibi Türkiye Avrupa ülkeleri arasında son bir yılda genç işsizliğin sürekli arttığı ikinci ülke olmuştur.
Ayrıca Türkiye mevcut işsizlik verileri ile OECD ülkeleri arasında işsizliğin en yüksek olduğu ikinci ülkedir.
Ayrıca istihdamın artırılması amacıyla işverenlere ₺5,25 Milyar teşvik ödenmesi işsizliği azaltmadan çok işverenleri kurtarmaya yaradı.
İşsizlik sigorta fonundan işçilerin dışında tüm işverenler yararlandı
Bakanlığın hedefleri arasında yer alan bir diğer konu işe işsizlik sigorta fonu oldu. Bakanlığın‘’ Hak kazanma şartlarını esneterek ilave 12.500 kişinin daha işsizlik ödeneğinden faydalandırılması’’ hedefi hiçbir şekilde tutmadığı gibi, işverenlere kriz koşullarında ücretlerin belirli bir kısmının işsizlik sigorta fonundan karşılanması bakanlığın kararı ile kararlaştırıldı. Yani bakanlık işsizlik sigorta fonunu görev sürecinde yağmalanmasının önünü açmıştır.
10 Kasım tarihinde Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca hazırlanan ve Resmi Gazetede yayımlanan genelgeye göre işçilerin maaşlarının 3 ay ve gerektiğinde daha fazla bir döneme tekabül etmek üzere ‘’işsizlik sigorta fonundan’’ ödenmesi kararlaştırılmıştı. Ayrıca bu süre işverenlerin talebi ile gerekli görüldüğü takdirde 6 aya kadar uzatılabileceği karar içerisinde yer almıştı.
Eylül ayında işverene verilen destek 1,8 milyar TL iken işsizlik ödeneği olarak ödenen tutar ise 1 milyar TL’ olmuştur. Yani geçtiğimiz Eylül ayında patronlar işsizlerden 800 milyon TL daha fazla ödenek almıştır. Bakanlığın işsizlik ödeneğinden daha fazla kişinin yararlanması hedefi tutmamış aksine mevcut durumda İŞKUR’a kayıtlı 4 milyonu aşkın işsizden yalnızca 627 bin işsiz yararlanmıştır. Türkiye’de işsizlerin yüzde 80’inden fazlası işsizlik ödeneğinden yararlanamamıştır.
Bakanlık iş cinayetlerini görmezden geldi
Bakanlığın ilk 100 günlük eylem hedefinde iş cinayetleri ile ilgili hiçbir ifade yer almamıştı. Bu durum bakanlığın geçmiş AKP iktidarlarında olduğu gibi iş cinayetlerine bakış açısını ortaya koymaktadır. Bakanlığının ilk döneminde Aralık 2018’e kadar geçen sürede en az 815 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirirken, 2019 yılının ilk 9 ayında ise en az 1930 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Yani Bakanlığın göreve geldiği 1 yılı aşkın süre içerisinde en az 2745 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi.
Bakanlığa soru sorulamıyor
Bakanlığın görevde bulunduğu sürede çalışma yaşamını ilgilendiren hiçbir soruna kulak asmadığı gibi bu süreçte kendisine yöneltilen soru önergelerini de neredeyse cevaplamadı. Soru önergelerinin bakanlıklara göre dağılımında en çok soru önergesi verilen Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk oldu. Selçuk 495 soru önergesinden sadece 7’sine yanıt verdi. Yani bakan bir bakıma kendi alanı ile ilgili hiçbir sorumluluğu ve çalışmayı kabul etmedi.
Bakanlık ve SGK 9 ay boyunca veri açıklamayarak adeta kaçak durumuna düştü
SGK 9 ay boyunca kendi tabanında yer alan verileri açıklamayarak kendi güvenirliğine gölge düşürürken, krizin bedelinin çalışanlara nasıl ödetildiği eni sonunda açığa çıkmış oldu. SGK’nın açıkladığı verilere göre sigortalı sayısı 500 binden fazla yani yarım milyon kişi azaldı.
2016 yılında SGK gelir gider açığı 20,6 milyar TL iken bu oran 2019 yılının açıklanan ilk 5 aylık verisine göre 20,2 milyar TL’ye yükselmiştir. Yüksek ihtimalledir ki sene sonunda bu oran 2016 yılının toplam verisini geride bırakacaktır.
Ayrıca 2018 yılında toplam gelir gider açığı 15,7 milyar TL iken bu oran 2019 yılının sadece ilk 5 ayında 4,5 milyar TL artmış ve 20,2 milyar TL olmuştur. Yani SGK’nın hızla borç bataklığına sürüklenmesi yeni bakanlık döneminde de artarak devam etti.
Sayıştay raporları bakanlığın usulsüzlüklerini gözler önüne serdi
Bakanlık ile ilgili bir diğer dikkat çekici husus ise Sayıştay raporlarında açığa çıkan usulsüzlükler oldu. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 8 milyarı TL’si görev zararı olmak üzere bir yıllık toplam zararının 28,9 milyar TL’ye ulaştığı ortaya çıktı. Sayıştay, Bakanlık’ta kaydı olmayan ve engel oranı yüzde 40’ın altında olan on binlerce kişiye yardım yapıldığını belirledi. Haksız bakım işleminden yararlananların sayısı 98 bin kişi oldu.
2018’de Bakanlık bütçesinden yapılan teşvik ödemelerinin toplam tutarı da 17 milyar 288 milyon TL oldu. Ancak bu ödemelerin prim almaya hak kazanıldığına yönelik kanıtlayıcı belgeler olmadan yapıldığı tespit edildi.
Böylece bakanlığın çalışanların sorunları ve istihdama yönelik projeler için kaynak aktarması gerekirken, ödenekleri usulsüz olarak nerelere nasıl dağıttığı da 1 yılı aşkın görev sürecinde açığa çıkmış oldu.