Yandaşa servis edilen bilgiler avukatlara verilmedi: Müyesser Yıldız protesto başlattı
Yıldız ve Dikel’in avukatları soruşturmaya ilişkin bilgi, belge taleplerinin kısıtlama kararı gerekçesiyle reddedildiğini açıkladı. Yıldız’ın, polislerin tutumu nedeniyle iki gündür yemek yemediği ve emniyette de ifade vermeyeceğini bildirdiği öğrenildi
Odatv Ankara Haber Müdürü Müyesser Yıldız ile TELE1 Ankara Temsilcisi İsmail Dükel, haklarında başlatılan “askeri casusluk” soruşturması nedeniyle önceki gün gözaltına alındı.
Yıldız’a, yaptığı telefon görüşmelerini haberleştirmediği nedeniyle “askeri casusluk” suçunu işlediği suçlaması yöneltildi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma, 2019 yılında Hulusi Akar'ın bulunduğu Milli Savunma Bakanlığı'nın şikayetiyle başlatıldı. Soruşturma kapsamında Yıldız'ın telefonu dört ay boyunca dinlendi.
REDDEDİLDİ
“Askeri casusluk” iddiasıyla gözaltına alınan Müyesser Yıldız ve İsmail Dükel'in avukatlarının, soruşturmaya ilişkin bilgi ve belge talepleri, savcılık tarafından “kısıtlılık kararı” gerekçesiyle reddedildi. Gazeteciler, avukatlar ve Balyoz kumpasında yargılanan bazı emekli askerler, gazetecilerin gözaltına alınmasını adliye önünde protesto etti.
Pazartesi sabahı gözaltına alınan ve Ankara Emniyet Müdürlüğü TEM Şube Müdürlüğü’nde tutulan gazeteciler İsmail Dükel ve Müyesser Yıldız’ın henüz ifadesi alınmadı. Yıldız’ın avukatı Erhan Tokatlı, savcılığa dilekçe vererek müvekkilinin ifadesinin emniyette değil adliyede alınmasını istedi. Gazetecilerin avukatları, dosyadan örnek almak istedi. Ancak soruşturma savcılığı, kısıtlılık kararı gerekçesiyle herhangi bir bilgi ve belge paylaşmadı. Avukatlar, gözaltı kararı ve arama-el koyma tutanaklarına dahi ulaşamadı.
"BENİ HEDEF GÖSTEREN..."
Müyesser Yıldız’ın, polislerin tutumu nedeniyle iki gündür yemek yemediği ve emniyette de ifade vermeyeceğini bildirdiği öğrenildi. Yıldız’ın “Beni hedef gösteren İçişleri Bakanı’nın yönettiği bir birimin yemeğini yemem” dediği belirtildi.
Dükel ise, avukatı Semih Ecer aracılığıyla yaptığı açıklamada “Bu süreç geçecektir. Benden casus değil, ancak vatansever çıkar. Hepinize sevgiler, selamlar” dedi.
Cumhuriyet'te yer alan habere göre, Yıldız ve Dükel’in gözaltına alınması Ankara Adliyesi önünde protesto edildi. Eyleme, Atilla Kezer, Mustafa Önsel gibi bazı emekli askerler, Şehit Yarbay Ali Tatar’ın ağabeyi Ahmet Tatar, gazeteciler Yavuz Selim Demirağ ve Nihat Genç, Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan, CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer ile avukatlar katıldı.
Açıklamayı okuyan Avukat Mustafa Güler, FETÖ yargısının yaptıklarının aynısının bugün de yaşandığını söyleyerek, “Manidar bulduğumuz husus ise tıpkı FETÖ yargısının yaptığı gibi bugün de susturulması ve tasfiye edilmesi düşünülen kişilere casusluk yaftasının yapıştırılmasıdır” dedi.
"HABERLER SERVİS EDİLİYOR"
Yandaş Sabah gazetesinin Yıldız hakkında yaptığı haberi anımsatan Güler, Yıldız’ın avukatının ulaşamadığı bilgileri servis edilen haberle öğrendiklerini ifade etti. Yıldız hakkındaki “casusluk” suçlamasına kimsenin inanmayacağının altını çizen Güler, gözaltına gerekçe gösterilen telefon görüşmelerini şöyle değerlendirdi:
“Müyesser Yıldız’ın casusluk yaptığına bizi inandıramazsınız. Sözümona basından öğrendiğimiz kadarıyla, ‘İstanbul’da çok önemli bir subay Libya Harekât Planlarını, İdlib Planlarını Müyesser Yıldız’a verdi’ şeklinde hezeyanlarınıza inanmamızı beklemeyiniz. Biz de yıllarca askerlik yaptık, İstanbul’da görevli değil bir astsubayda, bir generalde dahi bu planların olmayacağını bilecek kadar tecrübe sahibiyiz. Müyesser Yıldız ve İsmail Dükel’in gözaltına alınması, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Murat Ağırel ve Hülya Kılınç’ın tutuklanması vatandaşın haber alma özgürlüğüne saldırıdır.”
Güler, Yıldız’ın çağırılması halinde kolayca ifade verebileceğini vurgulayarak, şunları ekledi:
“Evini aramaya gelen kolluk görevlileri avukatına haber vermesine müsaade etmediler. Ev halkının tümünün bilgisayar ve telefonlarına el koydular. Üstelik kanunun açık hükmüne rağmen imaj alma zahmetini dahi göstermediler. Olayı haricen öğrenip arama mahalline gelen avukatına dosyada kısıtlılık olduğu gerekçesiyle CMK’nın 153. maddesinin açık hükmüne rağmen arama-el koyma tutanağının bir suretini vermediler. Oysa 9 yıl önce, FETÖ’cü kolluk gözaltı yapmaya geldiğinde avukatına haber vermiş, bilgisayarların imajını almıştı.”