Yargıtay'dan ilginç 'boşanma' kararı
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi “fikren ve ruhen” anlaşamadıklarını söyleyen çiftin açtığı boşanma davasında “Boşanma davasında bir vakıaya dayanılmadan, sadece fikren ve ruhen anlaşamadıklarını söylemek boşanma nedeni sayılmaz” kararını verdi.
Bursa 4. Aile Mahkemesi’nin verdiği kararı bozan Yargıtay2. Hukuk Dairesi, dava dilekçesinde davacı kadının sadece “fikren ve ruhen anlaşamadıklarını” beyan ettiğini ve başka da bir delil sunmadığını, bunun da tek başına boşanma davası açmaya yeterli olmadığını vurguladı.
"OLAY YOK, DAYANAK YOK"
Fikren ve ruhen anlaşamamamın karşı tarafa yüklenecek bir kusur olmadığının da altını çizen Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, davanın reddine karar verilmesi gerekirken boşanma hükmü kurulmasını bozma nedeni saydı.
Habertürk'ten Yasemin Güneri'nin haberine göre, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, gerekçeli kararında şu görüşleri dile getirdi: “Hukuk Muhakemeleri Kanununun 119/1-e ve f maddesi uyarınca davacı, davanın dayanağı olan bütün vakıaları ve bunlara ilişkin delillerini sıra numarası altında ve açık özetleriyle birlikte dava dilekçesine yazmalıdır.
Bunlar, dava dilekçesindeki talep sonucunun dayanağı olan ve bu talep sonucunu haklı göstermeye yarayan vakıalardır. Usulüne uygun şekilde bildirilmiş olan vakıalar davanın sınırını çizmekte ve mahkemece ancak, bu vakıalar hakkında inceleme ve değerlendirme yapılabilmektedir. Aksinin kabulü; davacının dayandığı olguların, dolayısıyla elde etmek istediği nihai talebin dışına çıkılması sonucunu doğuracağı gibi; temyiz ve karar düzeltme süreçleri de dâhil, yargılamanın hangi aşamasına kadar gerçekleşecek hukuki ve fiili olguların nazara alınması gerektiği sorununu ortaya çıkaracaktır”
Bu kararın ardından fikren ve ruhen anlaşamadığını belirtip herhangi bir somut olaya dayandırılmadan açılan boşanma davalarının önü kapanmış oldu.