Yarım asırlık utancı aklama çabası: Kıble, 6. Filo'nun durduğu yere bakıyordu

Abone ol

Bugünkü Türkiye sağ siyasetinin önemli isimlerinin kökeni olan Komünizmle Mücadele Dernekleri üyeleri tarafından, 68 kuşağının denize döktüğü Amerika'nın 6. Filo'sunu karşısına alarak kılınan namaz yarım asırdır tartışılıyor.

Türkiye'de sol ve sağın ABD ve emperyalizm karşısındaki tutumu konusunda bir turnusol görevi gören 6. Filo'nun 1969 yılında Türkiye'yi ziyareti sırasında yapılan eylemler üzerinden yarım asırdan fazla geçmesine tağmen hâlâ tartışılıyor.

Geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden BTP Genel Başkanı Haydar Baş'ın bir konuşmasında sarfettiği "Amerika'nın 6. filosu İstanbul'a geldi. Onu telin edecekler. Amerika'yı telin için oraya giden sol. Bunların içinde olan delikanlılardan birisi Deniz Gezmiş. Allah rahmetini bol eylesin. Amerika'ya karşı çıktığı için idam sehpasında sallandırıldı. Aynı yere sağcılar gelip 6.Filoya dönüp tekbir alıp namaz kıldılar. Bu hareketi yapanlar sağcılar Müslüman, bunları kovmak için giden solcular kafir öyle mi. Ben reddediyorum bunu. Kabul etmiyorum. Yani biz Amerikan köpeği miyiz sevgili arkadaşlar. Bunu ben reddediyorum!" şeklindeki sözleri ölümünün ardından sosyal medyada çokça paylaşıldı.

TARTIŞMA YENİDEN BAŞLADI

Yeni Mesaj yazarı Hüseyin Turhan, geçtiğimiz günlerde bir yazısında Haydar Baş'ın bu sözlerine yer verdi.

Türkiye'nin yakın tarihinin en çok tartışılan konuları arasında yer alan ve tarihe geçen o görüntüler hakkında savunma ise Akit yazarı Atilla Özdür'den geldi.

Emekli astsubay olan Özdür, Yeni Mesaj yazarına verdiği yanıtta Haydar Baş'ın aktardığı gibi o kılınan namazda 6. Filo'nun kıble yapılmadığını, Boğaz'daki camilerin kıblelerinin denize baktığı için ortaya bu görüntünün çıktığını savundu.

Türkiye'de o dönem Komünizmle Mücadele Dernekleri adı altında NATO ve Gladyo tarafından örgütlenen ve bir çok mensubunun sonraki yıllarda Türk siyaset hayatında önemli mevkilere gelen yapılanmanın, ABD emperyalizmi karşısındaki teslimiyetçi tutumundan bahsetmeyen Özdür, mimari bir zorunluluktan dolayı görüntünün ortaya çıktığını şu satırlarla savunmaya çalıştı:

Bak Hüseyin, sokağa çıkıp dolaşmaya izin verildiği bir gün hemen Karaköy ve Tophaneye koş. Yer altı Camii ile Kılıç Alipaşa Camiine gir. Kıblenin ne tarafa düştüğünü gör. Birinde boğaz diklemesine kesilirken, diğerinde Marmara’ya doğru hafifçe sapar. Oradan yürüyerek Dolmabahçe istikametinde ilerle. Birçok tarihi camilerle karşılaşacaksın. İçerlerine gir, tarihçelerini oku ve öğren. Asıl yapacağın iş, yine kıblenin ne tarafa düştüğünü gözlerinle görmektir..

Devam et. Kabataş’tan Dolmabahçe’ye uzan. O hat üzerindeki camileri de bir gör. Dolmabahçe Camiinin ismini bilmesen de olur. Lakin mimari üslubunu öğrenmen gerekir. Zira. Gazete yazıcısı her telden çalmayı bilmelidir. Ve bu hattın neresinde olunursa olunsun, kıble ne tarafa düşüyor, gözlerini dört açarak görüp öğrenmek, bir Müslüman için, farz gibi bir mecburiyettir…

Göreceksin ki, boğazın sularını aşan kıble hattı, Üsküdarların ötelerine doğru uzayıp gidiyor..

Gezinin final perdesinde şöyle bir deneme-doğrulama yap bakalım.

Bu hat üzerinde Tophane’den Mebusan Caddesini takiben Dolmabahçe hattının her hangi bir noktasında namaza niyetlendin, ne tarafa yöneleceksin?. Minarelerin kapılarına baktığında, bir de göreceksin ki, gayri ihtiyarı Boğaza dönmüşsün.

Eee, o hat üzerinde çocuklar topla oynuyorlar. Su yolunda Amerikan gemileri duruyor ya da geçiyor. Fransa’dan gelmiş sahne sanatçıları striptiz gösterileri yapıyorlar..

Bu manzaraları, ruhuna, kalbine, inanç ve imanına kıble mi kabullenmiş olacaksın?..

Hüseyin efendi!.

AKP iktidarının yeni hedefi: Limanlar! Siyaset CHP'li Seyit Torun belediyelerin yaptığı yardımları tek tek açıkladı: Engellere rağmen yaraları saracağız Siyaset Cumhur İttifakı yine CHP'li belediyenin çalışmalarına engel oldu! Borçlanma talebine veto Siyaset İmamoğlu hakkında açılan 27 soruşturma hakkında konuştu: Hukuki dayanaktan yoksun Siyaset