Yeni Çözüm Süreci mi başlıyor?
Demokratik Gelişim Enstitüsü, Norveç’in başkenti Oslo’da “Kürt açılımı” için masa kurdu.
Merkezi İngiltere’de bulunan Democratic Progress Institute (DPI) ya daTürkçe adıyla Demokratik Gelişim Enstitüsü, Norveç’in başkenti Oslo’da “Kürt açılımı” için yine masa kurdu.
Yeniçağ gazetesinden Hüdavendigar Onur'ın imzasını taşıyan habere göre Merkezi İngiltere'de bulunan Democratic Progress Institute (DPI) ya da Türkçe adıyla Demokratik Gelişim Enstitüsü, Norveç'in başkenti Oslo'da "Kürt açılımı" için yine masa kurdu.
Onur'un haberi şöyle;
Etrafında oturanlar, Diyarbakır AKP eski Milletvekili Abdurrahman Kurt, siyasetçi Ufuk Uras, artist Kadir İnanır, gazeteciler Yıldıray Oğur ve Ali Bayramoğlu oldu. Ufuk Uras, toplantıyı twitter mesajından bir fotoğraf yayınlayarak duyururken, içerikle ilgili bilgiyi ise, Mesut Barzani'nin resmi haber sitesi olan Rudaw çalışanı Ayser Çınar verdi. Çınar, sosyal medya hesabından fotoğraf da paylaşıp, "Akil İnsanlar" heyetinde yer alan isimlerin, "çözüm sürecinin" artılarını ve eksilerini masaya yatırdığını açıkladı. AKP'li Efkan Ala, Mehdi Eker ve Taner Yıldız da Nisan ayında İngiltere Merkezli DPI'yi ziyaret etmişti. "Kürt asıllı liberal" olarak bilinen CEO'su Kerim Yıldız, İrlanda eski Dışişleri Bakanı Dermot Ahern, İngiltere derin devletinin elemanlarını bünyesinde barındıran DPI, geçen Mayıs ayında hem Oslo hem de Londra'da yine bir dizi toplantılar düzenleşmişti.
DPI: TEMEL OLUŞTU, SÜREÇ YENİDEN İNŞA EDİLEBİLİR
Oslo'da yapılan, "Çatışma Çözümünde Medyanın Rolü" konulu toplantıyla, Türkiye ve dünyanın değişik ülkelerinden gazetecileri biraraya getiren DPI Başkanı Kerim Yıldız, "Son 10 yılda, Türkiye'nin dünyadaki çatışma bölgelerinden edindiğimiz deneylerden yararlanmadığını gördük. Bu sürede çok daha ileriye gidebilirdi çatışma süreci. Çatışma ile demokratikleşmeyi birbirinden ayırmak mümkün değil. Bu nedenle son on sene iyi değerlendirilemedi. Ancak bunu söylerken, Türkiye'de son on senede birçok tabu yıkıldı ve bir temel oldu. Her ne kadar bugün gözükmüyorsa da onu göstermek gerekiyor. Artık dünyada 'Kendi çözümümü kendim getiririm'düşüncesi pek anlam ifade etmiyor" dedi. Türkiye'de Kürt sorununun çözümü için umutlu olduğunu anlatan Yıldız, yeni bir çözüm sürecinin başlayacağı görüşünü dile getirdi. Yıldız, "Bir temel oluştu bunun üzerinde yeniden inşaya girilebilir. Çünkü bugüne kadar askeri çözümün olmadığı cumhuriyetin kuruluşundan beri gözlemliyoruz. Bundan sonra da olmayacağını biliyoruz. Askeri çözüm çare olmadı olmayacak" diye konuştu.
BAŞDANIŞMAN "ÇÖZÜM SÜRECİ" DEDİ, SÖZCÜ YALANLADI
DPI, bir ay aradan sonra bu kez Londra'da toplantı düzenledi. Konu yine "Kürt açılımı"... Cumhurbaşkanı başdanışmanı olduğu belirtilen İlnur Çevik, Habertürk'te katıldığı programda, "Seçimlerden sonra Sayın Cumhurbaşkanımızın Kürtler konusunda o bölge insanını rahatlatacak birtakım girişimlerde bulunacağına inanıyorlar. Bölge insanı Türkiye'nin Barzani'ye sert hareketinden rahatsız oldu. Hatta MHP ile ittifaktan da çok mutlu değiller. Seçimlerden sonra yeniden çözüm süreci olabilir" demesi tartışmaları alevlendirmişti. Erdoğan'ın Sözcüsü İbrahim Kalın ise gündemlerinde "çözüm süreci" olmadığını duyurmuştu.
DARBECİ KENAN EVREN VE TURGUT ÖZAL'DAN AKP'YE MİRAS KALAN EYALET, FEDERASYON VE FEDERALİZM ARAYIŞLARI
Darbeci Kenan Evren, bir almanya gezisinden sonra temaslarını değerlendirirken "Bavyera'da üç bayrak gördüm. Nedir diye sordum, 'AB bayrağı, Almanya bayrağı ve Bavyera bayrağı'dediler. Biz, bölge valiliklerini eyalet olur diye düşünmüştük. Türkiye'yi 8 eyalet olarak planlamıştık. Türkiye ilerde eyalet sistemine geçebilir" demişti. Ekim 1983'te bölge valilikleri kararnamesi hazırlandı ve kararname kısa süre sonra göreve başlayan Turgut Özal hükümetine gönderildi. 71 Sayılı Bölge Valiliği Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'de Türkiye'nin, her birinde merkez bir ilin bulunduğu sekiz bölgeye bölünmesi ve zamanla valilerin halk tarafından seçileceği "bir eyaletler yönetim biçimine" geçilmesi öngörülüyordu. Ancak Özal hükümeti, selefi Bülend Ulusu tarafından Evren'in talebiyle hazırlanan bu kararnameyi önce reddetti. Ancak, 1987 genel seçimlerinden hemen önce Türkiye'deki yedi coğrafi bölgenin eyalete dönüştürüleceği gündeme geldi. Özal hükümeti, yedi coğrafi bölgenin eyalet yapılması ve yerel yönetimleri güçlendirecek adımlar üzerinde bir çalışma yaptı. Özal'ın Mart 1989'da Konya'nın Ereğli ilçesinde açıkladığı model de eyalet sisteminin örneği olarak görüldü. Bir Almanya gezisi dönüşü gazetecilerin sorularını yanıtlayan Özal ise kafasında sistemi şu sözlerle biraz daha netleştirdi: "İller sayısı 100'ü aşarken, büyük şehirli iller de 'büyük il'olacak. Türkiye'de bu özelliğe sahip 16 il var. O 16 il, civarlarındaki illerle irtibatlı olacak. Ama bu demek değil ki, Türkiye'deki bütün illerin bir 'büyük il'le irtibatı olsun. Ona belki zamanla gidilir. Ama bu, belki 'eyalet sistemi'ne doğru gidişin başlangıcı olur."
AKP'nin daha iktidara gelmeden dilinden düşürmediği "eyalet" arayışları, dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in ABD ziyaratiyle ete kemiğe büründü. ABD'li yetkililer, ülkelerini ziyaret eden heyetin eyalet sistemi üzerinde inceleme yaptıklarını açıkladı. Arada rafa kaldırılan arayışlar, "Kürt süreçleri"yle zaman zaman masaya kondu. Son gelişme ise AKP İstanbul Milletvekili Ravza Kavakçı Kan'ın twitter'den yaptığı paylaşımla yaşandı. Kan, Almanya ziyaretini "AK Parti Genel Merkez heyetimizle gerçekleştirdiğimiz Almanya temasları kapsamında Alman Federal Konseyi Bundesrat'ı ziyaret ettik ve ayrıca Federal Sistem hakkında bilgi alışverişinde bulunduk" ifadeleriyle paylaştı. Heyette yer alan AKP Genel Merkez İnsan Hakları Başkan Yardımcısı Yasemin Atasever de "AK Parti Genel Merkezi Heyeti olarak Alman Parlamentosunu ve Federal Konseyi ziyaret ettik" diye paylaşımda bulundu. AKP MKYK Yedek Üyesi Esme Özbağ da "Milletvekilimiz ve Parlamentolararası Birlik Başkanımız ile Alman Parlamentosu, Federal Konseyi ve Berlin Büyükelçiliğimize ziyaretler gerçekleştirdik" diye yazdı.