Yılmaz Özdil: 'Her cuma bir ayet sallıyorum' diyen Egemen Bağış...

Abone ol

Yılmaz Özdil, Egemen Bağış'ın büyükelçi olarak atanmasını eleştirdi.

Sözcü yazarı Yılmaz Özdil, bugünkü yazısında Cumhurbaşkanı Erdoğan imzasıyla Prag büyükelçiliğine atanan Egemen Bağış'ı yazdı.

Egemen Bağış’ın 17-25 Aralık sürecinde gündeme gelen "Her Cuma bir ayet sallıyorum, bakara makara" şeklindeki internete düşen bir ses kaydını hatırlatan Özdil, "Elçiye zeval olmaz, doğru…Bu elçilerle olsa olsa Türkiye'ye zeval olur!" dedi.

İŞTE ÖZDİL'iN YAZISI

Tevfik Rüştü Aras… İstiklal madalyalı kuvayi milliye kahramanı, Mustafa Kemal'in Selanik'ten beri yakın arkadaşıydı, 1937'de Milletler Cemiyeti Başkanlığı bile yaptı, Londra büyükelçimizdi.

Ali Fuat Cebesoy… Saray tarafından Mustafa Kemal'le birlikte idama mahkum edilen, memleketin işgali sırasında İzmit'ten Ankara'ya ilerleyen İngiliz birliklerine ateş açarak, Kurtuluş Savaşı'nı fiilen başlatan ilk komutan, TBMM başkanlığı yaptı, Moskova büyükelçimizdi.

Numan Menemencioğlu… Vatan yahut Silistre, Namık Kemal'in torunuydu, diplomatik mucize gerçekleştirerek İkinci Dünya Savaşı'ndan sıyrıldığımız dönemde dışişleri bakanımızdı, bilahare Paris büyükelçiliğimiz oldu.

Behiç Erkin, iki gün önce demiryolları vesilesiyle yazmıştım, Paris büyükelçimizdi, Necdet Kent, Marsilya başkonsolosumuz, Selahattin Ülkümen, Rodos başkonsolosumuzdu…
İkinci Dünya Savaşı'nda 35 binden fazla Yahudi'yi Türk vatandaşı gibi göstererek, Türk pasaportu vererek, Nazilerin elinden aldılar, mutlak ölümden kurtardılar, insanlık tarihine geçtiler.
(Bizde maalesef Steven Spielberg olmadığı için, Oscar Schindler'i biliriz, Schindler'in listesini biliriz, kendi diplomatlarımızı bilmeyiz.)

Ruşen Eşref Ünaydın… Gazeteciydi, sarayın yalakası olmak varken, ateşten gömleği giydi, Anadolu'ya geçti, milli mücadeleye katıldı, Mustafa Kemal'in yakın çalışma arkadaşıydı, Anadolu Ajansı'nın kurucularından oldu, Lozan Konferansı'nda basın danışmanıydı, Harf Devrimi'nin komisyon üyesiydi, Roma büyükelçimizdi.

Hüsrev Gerede… Mustafa Kemal'le birlikte Bandırma vapuru yolcusuydu, 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkanlardan biriydi, Tahran büyükelçimizdi.

Fahri Korutürk… Soyadını bizzat Mustafa Kemal Atatürk verdi, Montrö Boğazlar Konferansı'na askeri uzman olarak katıldı, deniz kuvvetleri komutanımız oldu, Türkiye Cumhuriyeti'nin Altıncı Cumhurbaşkanı oldu. Madrid büyükelçimizdi.

Ziya Müezzinoğlu… Üç defa maliye bakanlığı yaptı, 1959'dan 1960'a girilirken hazine genel müdürüydü, Ziraat Bankası'ndan yılbaşı hediyesi olarak kol saati geldi, devletin-milletin parasıyla dağıtılan hediyeler konusunda son derece hassastı, asla kabul etmezdi, ancak, Ziraat Bankası'nın suratına çarpar gibi geri göndermesi de yakışık almayacaktı, düşündü, formül buldu, paket yaptı, naylona sardı, üzerine “Ziraat Bankası'ndan hediye edilmiştir” notu yazarak, Hazine genel sekreterliğinin kasasına koydu, milletin malını devlete geri verdi, o kol saati bugün hâlâ Hazine müsteşarlığının bodrumundaki kasada duruyor. Ziya Müezzinoğlu “devlet adamları nesli”nin son örneklerindendi, Bonn büyükelçimizdi.

“Ermeni Dosyası” isimli muhteşem kitabı kaleme alarak, Ermeni örgütlenmelerini, Ermeni isyanlarını, Ermeni çetelerinin katliamlarını, nüfus hareketlerini, resmi Ermeni belgeleriyle ortaya koyan, tehcir sırasında yaşananları birinci ağızlardan anlatan, soykırım yalanını orijinal belgelerle çürüten Kamuran Gürün… Atina büyükelçimizdi.

Sönmez Köksal… MİT müsteşarımızdı, Bağdat büyükelçiliğimizi yaptı.

Varlığıyla onur duyduğumuz Şükrü Elekdağ… Değerli ağabeyim Uğur Dündar'ın tabiriyle tüm öngörüleri doğru çıkan duayen diplomat, görüşlerini kelime kelime takip ettiğimiz, tecrübesiyle beslendiğimiz, kişiliğini örnek aldığımız insan, Washington büyükelçimizdi.

Efsane büyükelçilerimizin bazılarını sıralarsak, Hüsrev Gerede, Fethi Okyar, Rauf Orbay, Vasıf Çınar, Süreyya Anderiman, Münir Ertegün, Suat Hayri Ürgüplü, Melih Esenbel, Vahit Halefoğlu, İlter Türkmen, Hasan Esat Işık, Daniş Tunalıgil, Gündüz Aktan, Onur Öymen, Osman Korutürk, Nüzhet Kandemir, Özdem Sanberk, Tanşuğ Bleda, Uluç Özülker, Kemal Kavur, Ümit Pamir, kitaplarını adeta yutar gibi okuduğumuz Bilal Şimşir, Korkmaz Haktanır, Coşkun Kırca, İnal Batu, Kaya Toperi, Türkiye'nin ilk kadın büyükelçisi Filiz Dinçmen, modern Türkiye'yi dünyaya yansıtan Adile Ayda, Solmaz Ünaydın, Veka İnal, Zergün Korutürk, Şule Soysal, Şanıvar Olgun, Hilal Başkal, hepsini tek tek saymak isterdim ama, köşeye sığmaz.

Atatürk ilke ve devrimlerini benimsemiş, yurtsever, çağdaş, saygın, liyakat sahibi kadrolardı.
Türkiye Cumhuriyeti'ni yücelten, hem devletimizi hem milletimizi tüm dünyada itibarlı hale getiren diplomatlardı.

E bakıyoruz bugün Akp büyükelçilerine…

Tarikat şeyhinin dizinin dibinde yerlere kapanan, Türk vatandaşlığından çıkarılan, Akp tarafından gene vatandaş yapılan, Amerikan vatandaşı, Merve Kavakçı.
Rektör olmadan, dekan bile olmadan, herhangi bir fakülteyi bile yönetmeden bütün üniversitelerin başına getirilen, YÖK başkanı yapılan, siyasal dinciliği üniversiteye sokan, Yusuf Ziya Özcan.
Ailesinden herhangi bir kişi fetonun bankasına üç kuruş yatırdı diye onbinlerce insan işinden atılırken, kardeşi 15 Temmuz darbe girişimi yüzünden 141 defa müebbet hapis cezasına çarptırılan, Şaban Dişli.
En son…
Bakara makaracı Egemen Bağış.

Toplumsal sorunları en iyi gözlemleyen kalemlerden, Kiralık Konak'ın Yaban'ın Bir Sürgün'ün Veda'nın yazarı, Türk edebiyatının çınarlarından, Jön Türk, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Prag büyükelçimizdi…
Şimdi “giriyorum google'a, search yapıyorum, her cuma bir ayet sallıyorum” diyen Egemen Bağış, Prag büyükelçimiz.

Elçiye zeval olmaz, doğru…
Bu elçilerle olsa olsa Türkiye'ye zeval olur!

'İşsizlik, pahalılık, yoksulluk… Hep Bay Kemal'in suçu!' Siyaset Davutoğlu'nun ekibinden istifa stratejisi Siyaset Meclis'te darbe raporu kayboldu Siyaset CHP’den yargı paketi için komisyon: 'İki temel çizgimiz var' Siyaset