Yılmaz Özdil: Kayserili dindar cumhurbaşkanımız İngiliz şövalyesi değil mi?
Sözcü yazarı Yılmaz Özdil, Kayseri'de İranlı bir kişinin balkonuna İngiliz bayrağına benzeyen bir havlu asmasının ardından gözaltına alınmasıyla ilgili bir yazı kaleme aldı.
Sözcü yazarı Yılmaz Özdil, Kayseri'de İranlı bir kişinin balkonuna İngiliz bayrağına benzeyen bir havlu asmasının ardından gözaltına alınmasıyla ilgili bir yazı kaleme aldı.
"Kayserili dindar cumhurbaşkanımız İngiliz şövalyesi değil mi?" diye soran Özdil, "Hatırlayın lütfen… 2007 yılında cumhurbaşkanlığı makamı Akp'ye geçti, şırrak, İngiltere kraliçesi Türkiye'ye geldi. Yemin ederken bile smokin giymeyen Kayserili dindar cumhurbaşkanımız, Kraliçe'ye hürmeten smokin giydi, papyon taktı. Kraliçe de Kayserili dindar cumhurbaşkanımıza “şövalye nişanı” taktı. Şövalye nişanının tam adı, Büyük Haç Nişanı'ydı. İngiliz uçak gemisi HMS Illustrious'ı getirmişlerdi. İşgal günlerinde olduğu gibi Boğaz'a demirlemişlerdi. İngiltere kraliçesi, bu zırhlının güvertesinde davet verdi. Kayserili şövalye cumhurbaşkanımız ve Akp şürekası koşa koşa İngiliz zırhlısının güvertesindeki davete katıldı, sırıtarak poz verdi. E, hani havlu hassasiyeti?" ifadelerini kullandı.
Yılmaz Özdil'in Sözcü'deki yazısı şöyle;
Kayseri'de 19 Mayıs günü balkona İngiliz bayrağı asıldı.
İnfial yaşandı.
Polis çağrıldı.
Şırrak…
Bayrağı asan kişi gözaltına alındı.
Bilahare, valilik açıklama yaptı, meğer bayrak olmadığı, bayrak desenli havlu olduğu, kurusun diye balkona asıldığı ortaya çıktı.
★
Hassasiyet iyi de birader…
★
Kayserili dindar cumhurbaşkanımız İngiliz şövalyesi değil mi?
★
Hatırlayın lütfen… 2007 yılında cumhurbaşkanlığı makamı Akp'ye geçti, şırrak, İngiltere kraliçesi Türkiye'ye geldi.
Yemin ederken bile smokin giymeyen Kayserili dindar cumhurbaşkanımız, Kraliçe'ye hürmeten smokin giydi, papyon taktı.
Kraliçe de Kayserili dindar cumhurbaşkanımıza “şövalye nişanı” taktı.
Şövalye nişanının tam adı, Büyük Haç Nişanı'ydı.
İngiliz uçak gemisi HMS Illustrious'ı getirmişlerdi.
İşgal günlerinde olduğu gibi Boğaz'a demirlemişlerdi.
İngiltere kraliçesi, bu zırhlının güvertesinde davet verdi.
Kayserili şövalye cumhurbaşkanımız ve Akp şürekası koşa koşa İngiliz zırhlısının güvertesindeki davete katıldı, sırıtarak poz verdi.
★
E, hani havlu hassasiyeti?
★
Kayserililer Kayserispor'un maçlarını Arap kanalından seyretmiyor mu?
O Arap ülkesi, tıpkı o futbol kanalı gibi, eskiden bizim değil miydi?
O Arap ülkesini bizim elimizden İngilizler almadı mı?
O Arap ülkesini bizzat İngilizler kurmadı mı?
O Arap ülkesini şu anda yöneten kişi, İngiliz ordusunun subaylarını yetiştiren İngiltere Kraliyet Askeri Akademisi'nden mezun olmadı mı?
★
Senin tank fabrikanı o Arap ülkesine vermediler mi?
★
Senin durumu farketmen için illa balkona havlu mu assın Arap?
★
Mesele elbette sadece Kayseri meselesi değil…
Türkiye'nin hangi şehrinde yaşıyorsak yaşayalım, geçmediğimiz köprüye, girmediğimiz tünele, uçmadığımız havalimanına, geçiş garantisi verildiği için, sırf geçen sene 19 milyar lira ödemedik mi?
Bu parayı daha 25 sene boyunca ödemeye devam etmeyecek miyiz?
Yarın öbür gün iktidar değişirse, yandaş müteahhitlere tıkır tıkır ödenen bu milyarlarca liranın musluğu kesilmesin diye, hangi iktidar gelirse gelsin eli kolu bağlansın diye, mecburen tıkır tıkır ödemeye devam etsinler diye, sözleşmeler “İngiliz yasaları”yla yazılmadı mı?
Türk hukuku yerine, İngiliz hukuku dayatılmadı mı?
Yandaş müteahhit “paramı vermiyorlar” diye mahkemeye giderse, Türk mahkemeleri yerine, İngiliz mahkemeleri karar vermeyecek mi?
★
Sen hâlâ balkonda mı arıyorsun İngiliz'i?
★
Ve, belki de en hazin tarafı…
Balkona bayrak desenli havlu asan kimmiş biliyor musunuz?
İran uyruklu biriymiş, ismi Rıza.
★
İranlı Rıza… Hükümetin bakanlarını parmağında oynatırken, devletin bankasını babasının bankası gibi kullanırken, arkasına Türk Bayrağı monte edilerek yandaş televizyona çıkarılırken, “Türkiye'nin cari açığını tek başıma ben kapattım” derken, hiç rahatsız olmadın…
Aksine, hayırsever Rıza bey diye alkışladın.
★
Bir başka İranlı Rıza, balkona bayrak desenli havlu asınca rahatsız oldun, öyle mi?