Yılmaz Özdil: Yüreği yetmediği için isim isim açıkça söyleyememiş ama...

Abone ol

Sözcü yazarı Yılmaz Özdil, Bursa Müftüsü İzani Turan'ın "Devlet-millet düşmanlığı yapanlar defolup gitsin" sözlerini bugünkü köşesine taşıdı.

Türkiye, Avrupa’ya gitmek isteyen sığınmacılara sınır kapılarını açmasının ardından binlerce kişi Yunanistan sınırı olmak üzere sınır kapılarına akın etmeye başladı.

Sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan Bursa Müftüsü İzani Turan'ın sözleri çok konuşulacağa benziyor. Turan paylaşımında "Durmadan millet-devlet düşmanlığı yapanlar, hazır kapılar açılmışken mülteci taklidi yaparak ait oldukları yere defolup gidebilirler" ifadelerini kullanmıştı.

Sözcü yazarı Yılmaz Özdil de Turan'ın sözlerini bugünkü köşesine taşıdı. Turan'ın isim vermeden AKP'nin Suriye politikasını eleştiren herkese kastettiğine vurgu yapan Özdil, sığınmacıların arasına karışıp Yunanistan'a gidenleri hatırlattı.

Özdil, bugünkü "Şimdi bak müftü efendi, kulağını aç, iyi dinle" başlıklı yazısında şunları kaydetti:

Saray'a biat etmeyenlere “millet-devlet düşmanı” diyen bu müftü, defolup Yunanistan'a gitsinler diye kimleri kovuyor?

Yüreği yetmediği için isim isim açıkça söyleyememiş ama, elbette Akp'nin Suriye politikasını eleştiren herkesi kastediyor.

Şimdi bak müftü efendi, kulağını aç, iyi dinle.

Mustafa Sabri.

Saray'ın şeyhülislamıydı.

Sarıklı İngiliz kuklasıydı.

Sevr'in imzalanması için özel çaba harcadı.

İngiliz Muhipleri Cemiyeti'nin kurucularındandı.

Anadolu'daki direnişi kırmak için İngilizler tarafından icat edilen İslam Teali Cemiyeti'nin kurucularındandı.

Kuvayi Milliye'den nefret ediyordu.

“Mustafa Kemal ve Ankara hükümeti kahpedir” diyordu.

“Kudurmuş haydutlar, caniler” diyordu.

“Eyy Allah'tan korkmayan, eyy peygamberden haya etmeyen mahluklar” diyordu.

“Bunların dinsizlik derecesi tasavvur edilemez, cenabı hakkın gazabı ve laneti bunların üzerine olsun” diyordu.

Milli mücadelenin moralini bozmak için elinden geleni yapıyordu, “İngilizlerin, Fransızların ve sair devletlerin, iki paralık Mustafa Kemal kuvvetinin baskısına boyun eğerek İstanbul'dan çekip gitmelerini, ancak Kemalist Türk aklı kabul edebilir” diyordu.

“Yunanlılara fazla zayiat verdirmek bizim için hayırlı ve menfaatli olamaz, İngilizleri kızdırırız, İngiliz gibi muazzam devlete karşı katiyen kazanma ihtimali yoktur” diyordu.

“Yunan ordusu halifenin ordusudur, asıl kafası koparılacak mahlukat Ankara'dadır” diyordu.

“Eyy askerler, Mustafa Kemal'in gayrimeşru emirlerine uyduğunuz yeter, bunların vücudlarını külliyen dünyadan kaldırmak beşeriyet için, müslümanlık için farz olmuştur, sizin bu hainlere itaatiniz mescitlerimizi mabetlerimizi harap eyleyecek, bu zalimlere, bu katil canavarlara alet olduğunuz yeter, padişahımız halifemiz efendimiz hazretlerinin merhamet kucağı size açılmıştır, Allahını peygamberini seven bu tarafa gelsin” diyordu.

Bu ruh haliyle Mustafa Kemal hakkındaki idam fetvasını kaleme aldı.

“Mustafa Kemal'le savaşmak vacip”ti.

Mustafa Sabri bununla yetinmedi.

Kuvayı Milliye'nin yanında saf tutan Denizli, Isparta, Uşak, Antalya, Sinop müftülerini görevden azletti, Ankara müftüsü Börekçizade Rıfat için idam fermanı çıkarttı.

İzmir'deki Yunan Yüksek Komiserliği'ne teklifte bulundu, “Mustafa Kemal'in pençesinden kurtulmak için Batı Anadolu'da sizin kontrolünüzde özerk hükümet kuralım” dedi.

Gazetedeki köşesinde “Allah'ın huzurunda Türklükten istifa ediyorum, tövbe yarabbi tövbe Türklüğüme, beni Türk milletinden addetme” diye makale yazdı.

“Elimden gelse bütün Türkleri Arap yaparım, bunların vaktiyle Araplaşmadığına eseflenirim” diye yazdı.

Ve, bu haysiyetsiz yobaz…

Kurtuluş Savaşı'nın sonunda, tıpkı bugünkü Bursa müftüsünün söylediği gibi, mültecilerin arasına karışarak Yunanistan'a kaçtı!

Dürrizade Abdullah.

Saray'ın şeyhülislamıydı.

Mustafa Kemal hakkındaki idam fetvasını yayınladı.

Sadece üç ay 25 gün şeyhülislamlık yaptı, bu kısacık süre içinde hem idam fetvası çıkararak, hem Sevr anlaşmasına onay vererek, vatana ihanette sürat rekoru kırdı.

Ve, bu haysiyetsiz sarıklı…

Kurtuluş Savaşı'nın sonunda, tıpkı bugünkü Bursa müftüsünün söylediği gibi, mültecilerin arasına karışarak Yunanistan'a kaçtı!

Ömer Fevzi.

Tıpkı bugünkü Bursa müftüsünün oturduğu koltukta oturuyordu.

Bursa müftüsüydü.

İngiliz Muhipleri Cemiyeti'nin üyesiydi.

Anadolu'daki direnişi kırmak için İngilizler tarafından icat edilen İslam Teali Cemiyeti'nin üyesiydi.

Bursa işgal edildiği gün TBMM'nin kürsüsüne siyah matem örtüsü serilmişken… Bu Ömer Fevzi “Yunan ordusu halifenin ordusudur, Yunan ordusuna hürmette kusur etmeyin” diyordu.

Yunan ordusu, Ertuğrul Gazi'nin türbesini tahrip ederken, Osman Gazi'nin kabrini tekmelerken, Orhan Gazi'nin kabrini kirletirken, camilerimizi yakıp, milletin ırzına el uzatırken, bu Ömer Fevzi, Yunan Kralı'na tebrik telgrafı çekiyor, Anadolu'yu şereflendirdikleri için şükranlarını arz ediyordu.

Ve, bu şerefsiz işbirlikçi…

Kurtuluş Savaşı'nın sonunda, tıpkı bugünkü Bursa müftüsünün söylediği gibi, mültecilerin arasına karışarak Yunanistan'a kaçtı!

Bugün Türkiye'de… Mustafa Sabrilerin, Dürrizadelerin, Ömer Fevzilerin manevi mirasçıları kimlerdir müftü efendi!

Çanakkale hutbesinde, 19 Mayıs, 23 Nisan, 30 Ağustos, 29 Ekim'de, hatta 10 Kasım'da Mustafa Kemal'den tek kelime bile bahsetmeyip, sarığını cübbesini giyerek, “keşke Yunan galip gelseydi” diyen tımarhanelik feslinin ayağına geçmiş olsun ziyaretine giden diyanet'in müftüsü…

Mültecilerin arasına karışarak Yunanistan'a defolup giden vatan hainlerini, sizden iyi kim bilebilir!

Van’da kilitli fay tespit edildi Güncel Akademisyene öğrencisine cinsel saldırıda bulunmaktan dava! Güncel ABD’den askeri mühimmat desteği sözü geldi, Patriot için NATO formülü devrede Güncel ABD'deki Halk Bankası duruşması ertelendi Güncel