Yoksulluk arttı: Vatandaş yardıma muhtaç
Temel İhtiyaç Derneği’nin kurucusu Serhan Süzer, “Krizle birlikte bize başvuranların sayısında artış var. En fazla yağ, bakliyat, salça ve çay talep ediyorlar. Amacımız sadece gıda yardımı değil, onları iş sahibi yapmak” dedi.
TİDER Kurucu Başkanı Serhan Süzer Türkiye'nin ekonomik durumunu değerlendirerek derneğin faaliyetlerinden bahsetti.
Türkiye’de bir taraftan her 10 hanenin 2’si yoksulluk sınırının altında yaşarken diğer yandan her yıl 350 bin ton gıda çöpe gidiyor. Ekonomik krizin derinleşmesiyle temel ihtiyaçlarını bile karşılayamayan yurttaş sayısı ise hızla artıyor.
Gıda israfını önleme ve yoksulluk sınırı altında yaşayan yurttaşların temel ihtiyaçlarını karşılama amacıyla kurulan Temel İhtiyaç Derneği (TİDER) bir yandan market raflarında kalan son tüketim tarihi yaklaşmış ya da ambalajları yırtılan, delinme nedeniyle israf edilen yiyecekleri değerlendirerek, besinleri çöpe atmayarak ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyor.
Dernek, diğer yandan da yardım ettiği ailelerden çalışabilecek düzeyde olanları işe yerleştirerek kendi ayakları üzerinde durmalarına yardımcı oluyor.
Cumhuriyet'ten Şehriban Kıraç'a konuşan TİDER Kurucu Başkanı Serhan Süzer, yoksulluk sınırı altında yaşayan yurttaşların öncelikle temel ihtiyaçlara ulaşabilmelerini, ardından iş edinip kendi ayakları üzerinde durabilmelerini sağlayarak yoksulluğu azaltmayı amaçladıklarını söyledi.
Kurdukları Destek Market ile ihtiyaç sahiplerinin başta gıda olmak üzere, temizlik malzemesi ve giysi ihtiyaçlarını karşılamalarına yardımcı olduklarını kaydeden Süzer, “Krizle birlikte son dönemlerde bize başvuranların sayısında artış var. En fazla talep ettikleri ürünler; yağ, bakliyat, salça ve çay. Sonuçta gıda yardımını bir yere kadar yapabiliyoruz. Bizim amacımız insanların kendi ayakları üzerinde durmalarına yardımcı olmak, onları işe yerleştirmek” dedi. Serhan Süzer ile TİDER’i, Türkiye’de sosyal yardım anlayışını ve yoksullukla nasıl mücadele ettiklerini konuştuk.
2010’da yola çıktık
-TİDER’i kurma fikri nasıl gelişti?
2010’da KFC ve Pizza Hut Türkiye’nin Üst Yöneticisi (CEO) olarak çalışırken elimizdeki ürünlerin bir kısmını bağışlamak istiyorduk. Merkezi ABD’de bulunan ve gıda bankacılığı için çalışan The Global Foodbanking Network’e dahil olduk.
2010 yılında gıda sektöründe çalışan ve gıda bankacılığının açlık ve yoksullukla mücadelede önemli bir araç olduğuna inanan 9 kurucu üyemizle Gıda Bankacılığı Derneği adı altında faaliyetlerimize başladık. 2014’te insanların kendi yetkinlik ve yeteneklerine uygun işlerde çalışabilmesi en temel ihtiyaçlardan biri olduğu için çalışmalarımıza istihdam ve kalkınma projelerini de katarak Temel İhtiyaç Derneği adını aldık.
Rica ile ikna ediyoruz
-Türkiye’de yoksulluğun boyutu ve israf hakkında ne tür veriler var?
Hane halklarının yüzde 22’si yoksulluk sınırının altında. Türkiye’de her 10 çocuktan 2’si beslenme yetersizliği ve hijyen kaynaklı sağlık sorunları yaşıyor. Destek Market, çocukların gıda ve hijyen ürünlerine ihtiyaçları oranında ulaşımını sağlayarak bu sorunların önlenmesine yardımcı oluyor.
Faaliyetlerimizde hiçbir görüşe yakın durmadan, ırk,dil, din, cinsiyet, milliyet, yaş, köken, medeni durum, engel durumu, cinsel yönelim ayrımı yapmadan, tamamen objektif kriterlere sadık kalarak ihtiyaç temelli yardım ve istihdama odaklanıyoruz. Bağışların sağlıklı ve adil bir şekilde gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaştığından emin olmak amacıyla kontrol, izleme, değerlendirme çalışmaları yapıyoruz.
Voltran benzetmesi
-Türkiye’de sosyal yardım anlayışı ne seviyede, herkes üstüne düşeni yapıyor mu?
Aslında genlerimizde var misafirperverlik. Biz aslında yoksulluğa karşı Voltran’ı oluşturmaya çalışıyoruz. Bu kolay bir şey değil. Gıda bankacılığını Türkiye’ye yaymak istiyoruz. Bunu tek başımıza kısa sürede yapmamız mümkün değil. Kamunun da bu işin içinde olması gerekir, çünkü ciddi bir kaynak gerekiyor. 4 ana prensibimiz var. Tarafsızlık, şeffaflık, sürdürülebilirlilik ve dürüstlük. Biz hiçbir zaman için kimdensin diye sormuyoruz.
Derneğimizde politika konuşmak yasak. Tek amacımız ihtiyaç sahiplerine destek olabilmek. Gelişmiş ülkelerde mesela Fransa’da marketlerin son kullanma tarihi yaklaşmış ürünleri bağışlamaları mecburi. Bağışlar kanunlarla yapılıyor. Ama bizde herkesin sırtını sıvazlayarak, rica minnetle ikna ederek yaptırıyoruz.
Alışveriş yapar gibi alıyor
-Yardım edeceğiniz kişileri nasıl seçiyorsunuz?
Maltepe Destek Market’i Maltepe Kaymakamlığı işbirliğiyle kurduk. İhtiyaç sahiplerini kaymakamlığa bağlı sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfına soruyoruz. Oradaki kişileri biz de araştırıyoruz. Başvurunun sonunda ailede yaşayan kişi sayısı, eğitim gören var mı, yaşlı var mı, engelli var mı gibi kriterleri göz önünde bulundurarak limitler belirliyoruz.
İhtiyaç sahipleri Destek Market’te tıpkı normal bir alışverişteki gibi ürünlerini seçiyor. Mesela 200 puan limit veriyoruz. Bu miktar ailedeki kişi sayısı ve kirada olup olmaması ve ihtiyaç durumuna göre değişebiliyor. 200 puan ile neredeyse bir iki aylık ihtiyaç karşılanıyor. Çünkü ürünleri normal market fiyatlarının çok altında fiyatlarla veriyoruz.
-200 puan limitini ne kadar sıklıkla veriyorsunuz?
Bizim ana modelimiz ‘sana yardım ediyoruz ama gel seni iş sahibi yapalım’ diyoruz. Amacımız, işe sokup o yardımlara ihtiyacı olmamasını sağlamak. Ana model bu. Engelli ve çalışamayacak durumda olan vatandaşlarımız var. Onları hayatları boyunca destekleyeceğiz. Diğer tarafta da ‘durumum iyi değil, yakınlarımın yardımıyla gıda ihtiyacımı karşılıyorum, siz bana iş bulun’ diyenler de var. Bilgilerini alıyoruz yardımcı olmaya çalışıyoruz.
En çok yağ, bakliyat salça ve çay alıyorlar
-İnsanlar Destek Market’ten en çok hangi ürünleri alıyor?
Klasik yemeği neyle yapıyorsanız en çok onları alıyorlar. Yağ, bakliyat, salça ve çay. Şu anda 30’un üzerinde firmadan bağış alıyoruz. Bunların sayısını artırmaya çalışıyoruz. Şu anda yedi ilde destek marketlerimiz var. Destek market sayısını artırdıkça daha fazla ürüne ihtiyacımız olacak.
-Şu ana kadar ne kadar yardım yaptınız?
Şu ana kadar 100 tonluk ürünü israftan kurtardık.
-Ekonomi iyi durumda değil, krizle birlikte size başvuranların sayısında artış var mı?
Artış var tabii. İşsizlik artıyor. Direkt bize gelip iş isteyen var. Biz temel ihtiyaçlarını karşılamalarına yardımcı oluyoruz ama olayın ideali hep gıda vermek değil. Çok farklı hikâyelerle karşılaşıyoruz. Eşinin çalışmasını istemeyen çok erkeği eşinin ev ekonomisine katkı sunması için ikna ettik. Bazı kişiler aldıkları yardımlar kesilecek diye sigortalı işlerde çalışmak istemiyor.
-Dernek olarak şu ana kadar kaç kişiye yardım ettiniz?
100 binlerce kişiye. Mesela Bağcılar bölgesinde toplam 100 bin ihtiyaç sahibi olduğu söyleniyor. Bunların yüzde 40-45’i Suriyeli ve göçmen. Maltepe’de de 5 bin ihtiyaç sahibi var, bunların da 500 kadarı Suriyeli ve göçmen.
90 kişiye iş
-Neler yapıyorsunuz, insanlara nasıl yardım ediyorsunuz?
Gıda bankacılığı yapalım ama bunu süreli yapalım, bu sürenin sonunda bu insanlar meslek sahibi olsunlar, kendi ayakları üzerinde dursunlar istiyoruz. 2015’te ilk Destek Marketi açtık. Destek Markette insanlar alışveriş yapar gibi temel ihtiyaçlarını karşılıyorlar.
Sonra Bağcılar’da ikinci Destek Marketi açtık. İhtiyaç sahiplerine yalnızca gıda bankacılığı yoluyla yardım etmekle kalmayıp, istihdam organizasyonunu da üstlenerek yoksullukla mücadelede gerçekçi ve sürdürülebilir bir model oluşturmayı hedefliyoruz. Bugün kurduğumuz ve desteklediğimiz Destek Marketler ile yoksulluk sınırı altında yaşayan insanların temel ihtiyaçlarına ulaşmalarını sağlarken, Destek İK aracılığıyla da bu kişilere eğitimler veriyor, meslek edindiriyor ve işe yerleştiriyoruz.
-Şimdiye kadar kaç kişi işe yerleştirildi?
1.5 yılda işe yerleştirdiğimiz kişi sayısı 90’ı buldu. Destek İK’de yazılımlar geliştirdik. Çalışabileceklerin profilini buraya yükledik. Firmalara diyoruz ki eleman alıyorsanız bizim sisteme de bakın oradan da eleman alın. Bizim bir israfı önleme vizyonumuz bir de ihtiyaç sahibinin kendi ayakları üzerinde durmasını sağlamak var. Yoksulluk sınırı altında yaşayan insanların öncelikle temel ihtiyaçlara ulaşabilmelerini, ardından iş edinip kendi ayakları üzerinde durabilmelerini sağlayarak Türkiye’de yoksulluğu azaltmayı amaçlamaktayız.
-Hangi alanlarda işe yerleştirdiniz?
Lojistik var, perakende, güvenlik, çağrı merkezi var, üretim tesislerinde çalışanlar var.