'Yüzde 30-40 oranında zam gelecek'

Abone ol

Ekilen ürünün verimliliğini yüzde elli arttıran gübreye son bir yılda yüzde yüzün üzerinde zam geldi.

Gazete Duvar'dan Serkan Alan'ın haberine göre, yem fiyatlarını da etkileyen gübredeki artış nedeniyle 2019 başında tarım ürünlerine yüzde 30-40 zam beklediğini ifade eden Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Özden Güngör "Ekimi yapan çiftçi; tarım ilaçsız, gübresiz 'Allah ne verirse' zihniyetiyle üretim yapacaktır" dedi.

Türkiye’deki tarımsal üretim yapan çiftçilerin kullandığı gübrelerin yüzde 90’ı yurt dışından ithal ediliyor. Ekilen ürünün verimliliğinin yüzde 50 oranında artmasını sağlayan gübreye kur farkından kaynaklı zam yapılması çiftçileri zor durumda bıraktı.

HANGİ GÜBREYE NE KADAR ZAM GELDİ

Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü verilerine göre, genellikle Türkiye’nin güneyindeki çiftçiler tarafından kullanılan ‘Yüzde 21 Amonyum Sülfat’ gübresinin 2017 yılındaki ortalama fiyatı ton başına 617 TL iken 2018 yılı içerisinde bin 400 TL’ye çıktı. İç Anadolu Bölgesi’ndeki çiftçilerin yoğunlukla kullandığı ‘Diamonyum Fosfat’ (DAP) gübresinin tonu bir yıl önce bin 493 TL’den satılırken 2018 itibariyle ortalama ton fiyatı 3 bin 200 TL’ye ulaştı. ‘Potasyum ve Nitrat’ bazlı gübreler ile ‘20.20.0’ gübrelerdeki yüzde 100’ün üzerinde gelen zamlar tarımsal üretimi de tehlikeye soktu.


‘ALLAH NE VERİRSE’ ZİHNİYETİYLE ÜRETİM

Gübre fiyatlarındaki artışın yanı sıra devletin üreticiye verdiği gübre desteğiyle de ilgili talepler var. 2016 yılında devlet tarafından çiftçiye verilen gübre ve mazot desteği tek kalemde birleştirilmişti. 2017 yılında ise mazot desteği artırılınca gübre desteği tüm ürünler için dekar başına 4 TL olarak sabitlendi. 2018 üretim yılında da dekar başına çiftçiye 4 TL gübre desteği verilmeye devam ediliyor. Devlet tarafından verilen desteğin ürün bazında verilmesi ve miktarın arttırılması gerektiğini belirten TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Başkanı Özden Güngör, gübre fiyatlarındaki artışın üretimi olumsuz etkilediğini söyledi.

Gübre dışında kalan tohum, zirai ilaç gibi ithal edilen ham maddelerin fiyatlarının da arttığını vurgulayan Güngör, şunları söyledi: “Bu ham madde fiyatlarının düşme ihtimali yok. Önümüzdeki dönem gübre, tarım ilacı, tohum fiyatlarının daha da artacağını tahmin ediyorum. Tarım alanlarımız her geçen gün daralırken girdi maliyetlerinin de yüksekliği üretici kesimini etkileyecek ve üretimden koparacaktır. Yeterli destek de olmadığı için çiftçiler tarlalarını elden çıkaracaklardır. Ekimi yapan çiftçi; tarım ilaçsız, gübresiz ‘Allah ne verirse’ zihniyetiyle ekim yapacaktır. Bu hem verimi hem kaliteyi düşürecektir.”

‘YÜZDE 30-40 ORANINDA ZAM GELECEK’

Tüketicinin asıl fiyat artışlarından 2019 yılı başında etkileneceğini tarımsal ürünlerin fiyatlarında yüzde 30 ile 40 oranında artış olacağını belirten Güngör şöyle devam etti:

“Bugün vatandaşlar fiyatların çok arttığından söz ediyorlar. Biz asıl artışları 2019’un başından itibaren göreceğiz. Gıda fiyatları şu anki fiyattan yüzde 30 ve 40 fazla olacaktır. Girdi maliyetlerindeki artışın dışında küresel iklim değişikliği gerçekliği de var. Zamansız fırtınalar olmakta, dolular yağmakta ve üretici girdi maliyetlerinin yanı sıra tabiat ile de mücadele etmektedir. Verim azalacağı için ham madde ithalatından da dolayı gıda fiyatları artacak.”

‘GÜBRE BU FİYATLARDAYKEN ÇİFTÇİ NASIL HAYVANLARIN BESİN KAYNAĞINI ÜRETSİN?’

Çiftçileri etkileyen gübre fiyatlarının yanı sıra besiciler de yem fiyatlarının artışından dertli. CHP Balıkesir Milletvekili ve İçişleri Komisyonu Üyesi Ensar Aytekin geçtiğimiz günlerde yazılı yaptığı açıklamada yem fiyatlarındaki artışa dikkat çekerek, “Yem fiyatlarındaki yükselişe çözüm bulunmazsa ülke çapında büyük sorunlar ortaya çıkacak. Yerli ve milli edebiyatı yapanlara hodri meydan, gelsinler bu fiyatlara el atsınlar, milliliklerini görelim” dedi.

Yem fiyatlarındaki artışın da besicinin baş edemeyeceği düzeye geldiğini belirten Güngör, şunları söyledi: “Besiciler yem olarak soya fasulyesini ve mısırı kullanıyorlar. İhtiyacımız, yılda 2 milyon 800 bin soya fasulyesiyken biz Türkiye’de yalnızca 180 bin ton üretebiliyoruz. Mısır ekenler de yeterli parayı kazanamadığı için üretmiyorlar. 2017’de mısır ekim alanı 640 bin dekarken 2018’de 580 bine düştü. Yüzde onluk bir daralma yaşandı. Bunun nedeni de girdi maliyetlerinin yüksekliği, tabiat koşulları, çiftçinin para kazanamaması. Para kazanamayınca insanlar neden ekim yapsın? Gübre bu fiyatlardayken, zirai ilaçlar yüksekken ve mazot almış başını gidiyorken çiftçi nasıl üretim yapıp hayvanların besin kaynağını üretsin? Gübre de yem de marketteki ürünün fiyatı da birbirinin halkası niteliğinde.”

Çeyrek altın ve gram altın ne kadar oldu? Ekonomi Dolar ve euronun haftaya başlangıç rakamları Ekonomi Erdoğan'ın Katar'la yakınlaşmasının nedeni belli oldu! Ekonomi Bomba iddia: 100 milyon dolarlık... Ekonomi