Ziya Selçuk'tan ders süreleri ve uzaktan eğitim hakkında açıklama
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, yeni eğitim - öğretim yılında ders sürelerinin indirilebileceğini açıklarken değerlendirilen eğitim modelleri hakkında bilgi verdi.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Ahmet Hakan'ın moderatörlüğündeki Tarafsız Bölge programına katılarak gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk yeni eğitim öğretim dönemindeki planlamlar hakkında bilgi verdi.
Ziya Selçuk, "Ders sürelerini indirebiliriz." ifafelerini kullanırken derslerin bir kısmının uzaktan eğitimle devam edebileceğini açıkladı.
Ziya Selçuk'un açıklaması şöyle oldu:
Bizim üzerinde çalıştığımız 4 senaryo var. Biri tamamen açık, diğer tamamen kapalı.
İkinci senaryoda şöyle bir şey var okulun tamamen kapalı olması da bir senaryodur. Online dediğimiz zaman bitmiyor. Somut olarak verdiğimiz kitap online değil başka kaynaklarımız da var. Burada ikinci olarak tamamen kapandığı senaryodan bahsediyoruz.
Üçüncü senaryo şu; bizim belirli günlerde okulu açıp mesela pazartesi Salı günü okulları açtık bir sınıfın yarısı geldi. Çarşamba temizledik Perşembe Cuma günü diğer yarısı geldi. Cumartesi sınav grupları ayrı geldi. Pazar temizledik ertesi gün bir grup tekrar geldi. Seyreltilmiş eğitim diyoruz. Bir günde 8 ders varsa lisede bunun 4’ünü uzaktan 4’ünü yüz yüze vereceğim dersiniz. Ülkemizi biz ilçe ilçe kontrol ediyoruz. Riskli olan 5 ilden bahsediyoruz şimdi. Bu da dördüncü konu. 3 ilde problem var Türkiye’nin geri kalanında yoksa o illere özel uygulama yapılır.
Özel okullarımızın çoğunda ciddi bir boş alan var. Bizim çok sayıda şehrimizde sınıflardaki öğrenci ortalaması 20’nin altında belli bölgelerde yığılma var ama çok az.
Ders sürelerini indirebiliriz. Biz eğer seyreltilmiş olarak bir uygulamaya geçersek gün içerisinde normal eğitimde olduğu gibi çocukları tutmak sağlık açısında risk getirebilir dolayısıyla bazı dersler uzaktan bazıları yüz yüze verilir.
Canlı derste inanılmaz bir alt yapı kuruyoruz. Türkiye’nin tamamında öğretmen canlı ders yapabilir. Biz bazı kısıtlarımız var eksiğimiz var farkındayız. Öğretmen sanki okulda ders işliyormuş gibi okula gelip canlı olarak çocuk onu evden izleyebilir. Belli çocuklarımızın erişimiyle ilgili sıkıntı var. Bunu gidermeye çalışıyoruz. Asgari 4'te 3’ünde erişebilirliğimiz var. 1 milyon öğrenciye canlı ders yapabiliriz.
Biz burada senaryoları konuşuyoruz ya halkımızdan istirhamım şu bu kesinleşmiş bir şey değil, biz her duruma hazırlanıyoruz. Cumhurbaşkanımızın bu bütün verileri gördükten sonra kabinede yaptığı istişarelerle ortaya bir karar çıkıyor ve biz bunu zamanı gelince toplumla şunu yapacağız diye paylaşacağız. Sağlık Bakanımız bir sunum yaptığında bütün bakanlar görüşlerini iletiyorlar. O kadar zor bir sıkışık dönem bu dönemde ufak bir hata yapmak bizi çok üzer. O yüzden de hata yapmadan nasıl yaparız bin kere danışarak yapmaya çalışıyoruz. MEB dakika dakika bu meselenin peşinde. Bu konularla ilgili karar alınırken ortak karar alınacak.
3-5 il için ayrı senaryomuz var. 4. İhtimal olarak hazır şehirlerde şu olursa, benim dün saat 11.00’de bir toplantım vardı sürekli toplanıyoruz ve diyoruz ki her birinizin fikrini merak ediyorum. 81 ilin il müdürü bana dosya gönderiyor. Sonuçta bunları biz inceliyoruz ve her bir ilin işlevsel önerilerini öne çıkararak bu önerilerini değerlendiriyoruz. Yılda biz bunu 2-3 defa yaparken 3 ayda 7-8 defa yaptık.
Daha önce öğretmenlerle çok yüz yüzde gelinmez ama ben 156 bin öğretmenle sanal ortamda evlerine misafir oldum. Bütün zümre öğretmenleri davet ediyoruz. Zümrelerle de toplantı yapacağız. TÜBİTAK olimpiyatlarında başarılı olan lise talebeleriyle de toplantı yaptık.
Herhangi bir çocuk öğrenci, hepsi bizim evladımız dolayısıyla bir anne babadan daha fazla düşünmek zorundayız. O sorumluluğu imza atarak alıyoruz. Ciddi bir risk olduğunda asla okulu açmayız. Eğer bir risk varsa bunun muhakkak tedbirini alırız.
Önemli olan çocukların öğretmenlerin sağlığı biz sağlığı yerine getiremeyiz ama müfredatı telafi ederiz.
Bizim kriterimiz şu bir rakama bakarak geleceğe dönük kestirim yapmak her zaman mümkün olmayabilir. Genel grafiğe baktığımızda dünyadaki gidişata da bakarak eğer bu riskin pik noktası şudur diyoruz, bununla ilgili eğrinin düşüşüyle ilgili haftalar itibariyle kendini gösteriyor. Bayramdan sonra maske mesafe temizlik kurallarına mesela uyulmadı çok büyük bir sıçrama oldu tablo değişir kararlar değişir. O yüzden rakam konuşmuyoruz. Biz prensipler üzerinden konuşuyoruz.
DSÖ diyor ki sınıfın içerisinde mesafe 1 metreden az olmamalı. Bizim sınıflarımız genelde 50 metrekare bu şunu gösteriyor bir sınıfta 20’den fazla öğrenci olmamalı. Biraz önce söylediğim şekilde sınıfın yarısı gelirse olur. Bunun içinde DSÖ’nün ölçütü var ona uyuyoruz. Bu ölçütte öğrencileri dağıtık olarak yerleştirmesi önerisi var biz buna uyuyoruz. Salgın hangi, seviyede olursa olsun biz 1 metre kuralına uyacağız. Yan yana öğrencilerin oturması asla mümkün değil.
Dünyada okulları açan ülkeler var. Bir kısmı geri kapattı. Okulları açan ve açmayı sürdüren ülkeler var. Bunlar normal sınıflarda tuttular çocukları. Şimdi biz burada şunu bilmiyoruz. Salgın meselesi daha önce bizim için krizdi ama şu an paradigma. O yüzden de mesafeyi göz önünde bulunduruyoruz. Denilirse ki şu koşullara dikkat edilerek öğrenciler sınıflarda olabilir denilirse uygularız.
Biz sadece halkımızla dertleşiyoruz, bizim hazırlıklarımız var dersimize çalışıyoruz. Biz asla riske girmeyiz. Danışarak, okuyarak ve çalışarak karar alıyoruz. Bilgiyi paylaşmayı devam edeceğiz. Bilgilendirmeyi sürdüreceğiz ve duruma göre bakacağız. Elbette endişesi var anne ve babanın bunu makul görmek lazım. Bazı ailelerde doğrudan doğruya gönderiyor. Daha önce yüzde 80’lerde olan katılım yüzde 88’e çıktı. Bir güven verilirse biz buradayız denilirse halkımız bu inancı paylaşıyor.