İmamoğlu: Görüyorum ki Sayın Cumhurbaşkanı'nda kıskançlık duygusu daha yüksek
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, tarihi Haliç Tersanesi'nde yaptığı açıklamada, "Artık İstanbul'un kaynaklarını israfa, istismara, ranta kurban etmeyen, İstanbul'un, İstanbulluların faydasına kamu yararını gözeten bir anlayışla hareket eden bir yönetimi var" diye konuştu.
Dünyanın yaşayan ve üreten en eski tersanesi ‘Haliç Tersanesi’ bu yıl 567. yaşını kutluyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen etkinlikte 5 elektrikli deniz taksisi de bugün düzenlenen törenle kamuoyuna tanıtılarak suya indirildi.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu törende yaptığı açıklamada Haliç Tersanesi'nin hem kültürel hem de ticari olarak geliştirilmesi için çalışmalarının sürdüğünü vurguladı.
Fatih Sultan Mehmet döneminde kurulan Haliç Tersanesi İstanbul'un ayakta duran en önemli tarihi yapıları arasında yer alırken Ekrem İmamoğlu kendisi hakkında verilen siyasi yasak ve hapis cezası kararına tersane üzerinden yanıt verdi.
İktidar tarafından sık sık eleştirilen ve hedef gösterilen İmamoğlu, "10 yıl önce gerçekten Haliç Tersanesi'ni gören biri bu hale geleceğini hayal bile edemezdi. İsraf ve istismarı ortadan kaldırdığınızda akılcı bir süreci her kurumumuzda görebiliriz. Burası onlardan bir tanesi. Artık İstanbul'un kaynaklarını israfa, istismara, ranta kurban etmeyen, İstanbul'un, İstanbulluların faydasına kamu yararını gözeten bir anlayışla hareket eden bir yönetimi var. Onun için dayanamıyorlar. Kıskansalar mutlu olacağım. Ben anlamıyorum kıskançlık işinden ama en azından kıskansalar daha iyi yapmayı motive eder diye düşünüyorum" diye konuştu.
Ekrem İmamoğlu'nun açıklamalarının satır başları şöyle oldu:
HALİÇ TERSANESİ 567 YILDIR AYAKTA
1455'te başlayan bir süreç. Muhteşem bir tarihi alanın içerisinde olmak gerçekten özel bir durum. Dünyanın en eski yaşayan tersanesi 567 yıldır dimdik ayakta. Bunu korumak, muhafaza etmek, geleceğe taşımak gerçekten çok önemli. Zamana da rant düşüncelerine de direndi. Çok titiz insanların katkılarıyla da ayakta durdu. Göreve geldiğimizde tasfiye edilip farklı düşüncelerle başka bir boyuta evrilmesi düşünülen bu alanda, bu tarihi tersaneye gözümüz gibi baktık ve yeni bir döneme taşıdık diyebilirim.
"DENİZ TAKSİ PROJESİ BAŞARIYA KAVUŞTU"
Deniz ulaşımını İstanbul'da daha etkin kılma adına harekete geçtiğimiz bir dönem. 3 buçuk yıl içerisinde ciddi adımlar attığımızı söyleyebilirim. Hem sefer sayısı artışında hem de hatların geliştirilmesi noktasındaki artışlar yüzde 30'ları, 40'ları devirdi.
Deniz taksi projemizin başarıya kavuşması, bugün çok beğenilen bir hizmeti İstanbullulara sunuyor olması tüm teknolojik aklıyla, uygulamalarıyla birlikte kullanıcıların yüksek memnuniyeti bizi mutlu ediyor. Biz 50 tane deniz taksiyi 5 hibrit olarak üretip halkımızla buluşturmamız da bizim için gurur verici. Projemizin hibrit bir deniz taksiye dönüşmesi ve teknelerimizin denize inmiş olması gurur verici. Hem yakıt tüketimine etkisi var hem karbon salınımı ile ilgili çevreci bir boyutu var.
Daha önce uygulanmıştı. Çöpe dönmüştü. Yıllarca çöp haline dönen tekneler Haliç kıyısında çürümeye bırakılmıştı. Onları kaldırmak bir sene sürdü. Bugün çöp değil kendi üretimiyle şık haliyle tarihi Boğaz'a, Haliç'e yakışan tasarımıyla, hem elektrikli hem de normal üretimiyle beraber denizde insanlarımıza hizmet sunacak bu sürecin sonuca ermesi beni çok çok mutlu ediyor. 7-24 rezervasyon yapılan uygulaması. Engelsiz tasarıma sahip olması, engelli bireylerin rahatlıkla kullanabilecek olması nasıl bir üretim yaptığımızın sonucu.
"KISKANSALAR MUTLU OLACAĞIM"
10 yıl önce gerçekten Haliç Tersanesi'ni gören biri bu hale geleceğini hayal bile edemezdi. İsraf ve istismarı ortadan kaldırdığınızda akılcı bir süreci her kurumumuzda görebiliriz. Burası onlardan bir tanesi. Artık İstanbul'un kaynaklarını israfa, istismara, ranta kurban etmeyen, İstanbul'un, İstanbulluların faydasına kamu yararını gözeten bir anlayışla hareket eden bir yönetimi var. Onun için dayanamıyorlar. Kıskansalar mutlu olacağım. Ben anlamıyorum kıskançlık işinden ama en azından kıskansalar daha iyi yapmayı motive eder diye düşünüyorum. Kıskançlık değil başka bir boyuta evrildi. Onun için İstanbul'a müdahale etmeye, yok saymaya, İstanbullulara zarar vermeye çalışan bir takım uygulamalara başvuruyorlar. Üzücü.
Bu güzel şehirde bazen çirkinlikler olmuştur ama gelip geçicidir. Biz bütün kötülükleri buradan defetmek için mücadele ediyoruz ve etmeye devam edeceğiz. Burada kötülükler ve çirkinlikler asla kök salmaz. Buranın öyle bir maneviyatı var.
Törenin ardından İmamoğlu, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. İmamoğlu,
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bugün grup konuşmasında söylediği “Bay Kemal oğluna sahip çık” sözlerinin hatırlatılması üzerine “Bizde ayrı gayrı yok. Sayın Kılıçdaroğlu ailemizin lideri. Bizim bir aile oluşumuza, kuvvetli bağlarla sarılıyor olmamıza bu kadar ilgi gösteriyor olması garip. Demek ki kendi ailesi içerisinde bu birliği ve bu bütünlüğü kaybetmiş ki o alanda bile bizi kıskanıyor. Gözü hiçbir şey görmeyecek hale geldi ama biz çok sıkı bağlana sahibiz. Hem CHP ailesi olarak genel başkanımla benim aramdaki ilişkiyi genel başkanın baba oğul ilişkisi olarak tariflemesi benim için çok güzel bir duygu. Bunu bir tek babam kıskanır diye düşündüm fakat görüyorum ki kıskançlık duygusu sayın cumhurbaşkanında yüksek” dedi.
Ekrem İmamoğlu gazetecilere yaptığı açıklamayı şöyle sürdürdü:
İstanbul’u devraldık, kıskançlığınız tavan yaptı. Her hamlemizde kıskançlığınız büyüyor. Kıskançlıkla yapılan hamleleriniz, saldırılarınız, bize müdahaleleriniz şimdi hukuk eliyle derece yükseltti. Görevden alınmak istenen dil ile bir nevi tehdit edilen bir pozisyonda sağlanmaya çalışılıyor. Bunların hiçbiri bizi korkutmaz. Korkma diye diye büyüyen bir nesiliz. İstiklal Marşı’mızın o ilk kelimesi 'korkma’yla başlar. Asla korkmayız ama kendilerine şunu tavsiye ederim.
Ben neredeyim şu anda, Kasımpaşa'dayım. Kasımpaşa önemli bir yerdir. Yiğit delikanlıların olduğu bir semttir ve mertçe mücadele için hayatını ortaya koyan insanlar vardır. Böyle bir namı vardır. Ben buradan hem bir Kasımpaşalı olarak hem de hemşeri sayılırız. Mertçe mücadeleye davet ediyorum sayın cumhurbaşkanını. Bizim bu büyük ailemizden, büyük muhalefet cephesinin oluşumundan insan eksiltmeye çalışmasın. İnsan eksiltmeye değil, mertçe mücadeleye davet ediyorum. Bu elinizdeki devlet gücünü kullanarak insanları sindirme kavramından uzaklaşsınlar.
Bunu da bir tek kendileri yapabilir. Lütfen yapsın. Bu işin yanlış olduğunu, bu işin doğru bir karar olmadığını çıkıp açıklamasını istiyorum. Bu işin istinaftan dönmesinin şart olduğunu çıkıp açıklamasını bekliyorum. Kendine yakışanı yapmış olur. Bıraksın bizim baba oğul ilişkimizi, kıskandığının farkındayım. Kıskanmaya devam etsin. Biz daha çok sarılacağız birbirimize. Bu mertliği bekliyorum ben.