İki büyük yönetmen arasındaki ateş iyice harlandı: Zeki Demirkubuz'un sözlerine Nuri Bilge'den ucu açık yanıt
Uzun süredir Nuri Bilge Ceylan konusunda sessiz kalan Zeki Demirkubuz, sessizliğini sert sözlerle bozmuştu. Ceylan'dan Demirkubuz'a ışık hızında yanıt geldi.
Türk modern sinema tarihinin iki büyük yönetmeni Zeki Demirkubuz ve Nuri Bilge Ceylan’ın bir süredir arası bozuk.
Demirkubuz, Nuri Bilge Ceylan sessizliğini Haber Türk ekranlarına çıkarak bozmuş ve Ceylan hakkında sert sözler sarf etmişti.
Zeki Demirkubuz “Konuşmayacağım. Yalnız şu koşulla; susacak, dişini sıkacak, tek kelime etmeyecek. Ederse, YouTube kanalı açarım, her gün düzenli yayın yaparım. Konu bambaşka yerlere gider. Bu ülkenin en sevdiği şeylerden birisi unutmaktır. Yarın unutulur gider. İçinden biliyorum... Ona da katlanacak. Biraz düşüneceksin” demişti.
Ceylan bu sözlere, "Ne söylerse söylesin cevap vermeyeyim diyordum, ama bu üslup karşısında ne yazık ki bu artık mümkün değil. Kendine şimdiden bir YouTube kanalı açarsa iyi eder. Yakında..." cevabını verdi.
Ünlü yönetmen Zeki Demirkubuz’un verdiği röportaj şöyle:
“Hiçbir zaman söylendiği gibi çok yakın arkadaş değildik. Aç kalsam ekmek parası isteyeceğim biri değildi. Ama işte Semih Kaplanoğlu gibi, ya da başka arkadaşlar gibi görüştüğüm bir arkadaştı. Ama ben midem bulanınca uzaklaştım ama ilişkimiz kopmadı. İklimler’in kurgusu sırasında çok çiğ bir hareket yaptı. O onu çekti, ben Kader’i çektim. O sene Kader ağlarını Antalya Film Festivali’nde ördü; en iyi film ödülünü 300 bin liraya çıkardılar. 230 bin dolar. Dünyada eşi yok. Ödül töreninin açıklanacağı gün otelin lobisinde otururken bu geldi, böyle havalı havalı gevrek gevrek… Jüride de bir Cannes’dan bir lavuk var, bunun bir arkadaşı. Hatta orada bunun esprisi oldu, herhalde sinyal aldı bu ondan keyfi yerinde diye. Benimle de konuşuyor, geldi masamıza oturdu, sohbet ettik.
‘BİR TANE TOKAT ATMAK İSTEDİM’
Aynı akşam bunlar geldi yapımcısı, karısı, kendisi, tören sırasında önümüze oturdular, hiç konuşmadılar benimle… Ebru iki gün önce Kader’i izleyince allak bullak olduğunu söyledi, aramız iyiydi. Neyse geldiler, konuşmuyor. Arkasından seslendim de bakmadı bile. Neyse vardır bir derdi dedim. İki tane ödül aldı, çıktı acayip küskün falan. Sonra her şeyin üstüne yemin ediyorum bir tane bile Kader’e şey yok… Bizim zaten bir beklentimiz de kalmadı. Tam böyle en iyi film ödülü açıklanmadan önce bu pat bayıldı. Gitti kaldırdılar, hatta ben de yardım etmeye çalıştım…Törenden sonra ‘iyi misin’ demek için aradım. Konuşmak istemedi ve o günden itibaren konuşmadı. 2 gün sonra Mis Sokak'ta yüz yüze geldik 'iyi misin' dedim. Yüzünü çevirdi. Bir tane tokat atmak istedim...
‘KENDİSİ BENİM UMURSAMAZLIĞIMI BAŞKA MEVZULAR YÜZÜNDEN İYİ BİLİR’
2008'de Kor filmine başladık. Üç Maymun'dan önceydi. 10 gün çektik, mekânlarla ilgili aksilikler oldu, bıraktık. Aradan yıllar geçti, 2014'te çekmeye karar verdim. Ben Kor için Kültür Bakanlığı'na başvurdum, destek çıkmadı. O gün kurulda bulunan çok iyi bir insan, Ayşe Böhürler, Kor'u okuyup, 'Bu Üç Maymun' demiş. Durumun acayipliğini düşünebiliyor musunuz? Ben bu olmasına rağmen bile sesimi çıkarmadım. Üç Maymun'u da izlemedim bu arada. İma falan demiş, adilik yapmasın. Ben direkt söylerim. Üç Maymun'u hiç izlemediğim ve bu konuların bu hale gelmesini istemediğim için umursamadım. Kendisi benim umursamazlığımı başka mevzular yüzünden iyi bilir.
‘BİRAZ DÜŞÜNECEKSİN’
Konuşmayacağım. Yalnız şu koşulla; susacak, dişini sıkacak, tek kelime etmeyecek. Ederse, YouTube kanalı açarım, her gün düzenli yayın yaparım. Konu bambaşka yerlere gider. Bu ülkenin en sevdiği şeylerden birisi unutmaktır. Yarın unutulur gider. İçinden biliyorum... Ona da katlanacak. Biraz düşüneceksin.”