1 Mayıs’ı kutluyoruz sessiz sedasız. 23 Nisan’da halkımız ‘’egemenliğinin bayramını’’ nasıl coşkuyla kutladığıysa; Dünya ve Türkiye emekçileri de; nerde olursa olsun, ne koşulda olursa olsun ‘’Dünya Emekçiler Gününü 1 Mayıs’ı’’ öyle kutlayacaklar. 2020 yılında Türkiye emekçileri her zamankinden daha çok sefalete; işsizliğe ve haklarından yoksun olarak bu bayramı da kutlayacaklar.
İşçilerin iyi bir yaşam ve iyi çalışma koşulları için verdikleri savaşım sonucunda kazanılan bugünün tarihi servüveni için bilgi tazelemesi yapalım.
1856 yılında Avustralya’nın Melbourne kentinde taş ve inşaat işçileri insani çalışma süreleri istediler ve günde 8 saatlik çalışma için Melbourne Üniversitesi’nden Parlamento Evi’ne kadar bir yürüyüş düzenlediler.
Bu kez 30 yıl sonra 1 Mayıs 1886 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri’nin Chicago kentinde 1 milyona yakın işçi 8 saatlik iş günü için genel greve gitme kararı aldı. 6 binden fazla siyah ve beyaz işçi birlikte yürüyüş geçti. Siyahların bu yürüyüşe katılmasının anlamı Louisville‘de bulunan parkların siyahlara kapalı olması etkili olmuştu. Sokaklarda başlayan bu yürütüş Ulusal Park’a kadar devam etti.
Yürüyüş 3 Mayıs’a kadar devam ettiği için katılım giderek artmıştı. McCormick‘e ait fabrikalarda işten çıkartılan ve greve katılan işçiler miting düzenlediler. Ancak miting sona ermek üzereyken McCormick fabrika düdüğünü çalarak, içerdeki patron yanlısı kandırılmış grev kırıcıları dışarı çıkartı. Bunun üzerine bir grup işçi fabrikaya girmeye çalıştı. Polis işçilere ateş açtı ve 4 işçi öldürüldü. Onlarca işçi de yaralandı.
Olay giderek büyüdü. 4 Mayıs’ta Haymarket Alanı‘nda bir miting daha düzenlendi.
Mitingin sonuna doğru kürsünün önüne nereden geldiği belli olmayan bir bomba atıldı. 7 polis ölürken, 69’u ise yaralandı. Bunun üzerine yüzlerce işçi asılsız iddialarla tutuklandı. İşçilerin bir kısmı yargılanmak üzere seçildiler. Yargılanan 8 işçiden en genci Louis Ling’di.
Almanya doğumlu olan Luis Ling İnsanları kışkırttığı gerekçesiyle tutuklandı. Hakkında ölüm kararı verildiğinde mahkeme heyetine; “sizi tanımıyorum! sizin yasalarınızı, nizamınızı, kuvvete dayanan yetkinizi tanımıyorum! bu yüzden asın beni!” diye haykırmıştır.
Amerikan Devleti’ne onu idam etme fırsatı ve zevkini yaşatmamak için infazının gerçekleştirileceği 11 Kasım 1887 tarihinden bir gün önce, hücresinde intihar etti.
3 yıl sonra 14 Temmuz 21 Temmuz 1889’da toplanan İkinci Enternasyonal’de Fransız bir işçi temsilcisinin önerisiyle 1 Mayıs günü tüm dünyada “Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü “olarak kutlanması kabul edildi.
1890 yılında 8 saatlik işgünü için yeni bir gösteri yapıldı. Böylece 8 saatlik işgünü birçok ülkede resmen kabul edildi. Böylece bütün dünyada ‘’1 Mayıs İşçilerin Birlik ve Dayanışma Günü’’ olarak bayram olma özelliği kazandı.
1 Mayıs Dünya’nın birçok ülkesinde gibi Türkiye’de de resmi bayram olarak Osmanlı döneminden beri kutlanmaktadır. İlki 1906 yılından olmak üzere Cumhuriyet’in ilk yıllarında ‘’Amele Bayramı’’ olarak kutlandı. Tersane İşçileri, işgal altındaki İstanbul’da 1 Mayıs’ı kutladı. İştirakçı Hilmi önderliğinde Halk İştirakiyyun Fırkası‘nın önderliğinde işçiler Kasımpaşa’dan Şişli Hürriyet-i Ebediye Tepesi’ne kadar yürüdüler.
1923 yılında İstanbul’da tütün işçileri, askeri fabrika ve demiryolu işçileri, fırıncılar, İstanbul tramvay, telefon, tünel, gazhane işçileri 1 Mayıs’ı sokakta kutladılar. “Yabancı şirketlere el konsun”, “8 saatlik iş günü”, “Hafta tatili”, “Serbest Sendika ve Grev Hakkı”pankartları taşıdılar.
1925.Takrir-i Sükun Kanunu’yla her türlü gösteri ve yürüyüş yasaklanınca, 1 Mayıs da kitlesel olarak kutlanamaz hale geldi. 50 yıl sonra 1976 yılında Devrimci İşçi Sendikaları’nın (DİSK) önderliğinde 1 Mayıs İşçi Bayramı İstanbul Taksim Meydanı’nda yapılan büyük ve tarihi mitingle kutlandı.
1977 yılında yine Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) tarafından Taksim Meydanında düzenlenen 1 Mayıs Mitingi dağılmak üzereyken Taksim Meydan kana bulandı.
Sular İdaresi binasının üzerinden ve Intercontinental Oteli‘nden (Şimdiki The Marmara Oteli) kalabalığın üzerine ateş açıldı ve 34 kişi hayat katledildi.
Yapılan yargılama sonucunda yargı olayın bir çatışmadan değil, bir provakasyon sonucu patlak verdiğini tespit etti. Ama sorumluları yakalanıp yargılanmadılar. Olay 1997 yılında 20 yıllık zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle tarihe karıştı.
1 Mayıs 1979 yılında 1 Mayıs kutlamaları yasaklandı İstanbul’da sokağa çıkma yasağı uygulandı. Yasağa rağmen sokağa çıkan Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Behice Boran ve 1000’e yakın kişi gözaltına alındı. Behice Boran ve 330 Türkiye İşçi Partili 6 Mayıs’ta tutuklandı. O gün Deniz ve arkadaşlarının da idam edildiği gündü!
12 Eylül 1980 Darbeci Kenan Evren “Bahar Bayramı” adıyla Resmi tatil olarak kutlanan 1 Mayısı çalışma günleri arasına dahil ederek bayram olmaktan çıkardı.
1989 yılında İstanbul’da 1 Mayıs’ı kutlamak için İstiklal Caddesi’nden Taksim’e yürümek isteyen 2 bin kişilik grup polis tarafından dağıtıldı. Olaylar sırasında alnından vurulan Mehmet Akif Dalcı adlı genç öldürüldü. 400 gösterici gözaltına alındı.
1990 yılında İstanbul’un çeşitli semtlerinde yapılan 1 Mayıs eylemlerinde 40 kişi yaralandı, 2 bin kişi gözaltına alındı. Yaralılardan Gülay Beceren felç oldu.
1994 yılında İstanbul ve Ankara’da 1 Mayıs’ı kutladıktan sonra dağılan gruplar polis tarafından coplandı. Sosyal Demokrat Halkçı Parti Milletvekili Salman Kaya da polisten dayak yedi. İki gün sonra millet vekili Salman Kaya‘yı döven 3 polis ve Ankara Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar görevden alındılar.
1996 yılında ise, İstanbul Kadıköy’de yapılan 1 Mayıs gösterilerinde olaylar çıktı. 3 kişi öldü, 67 kişi yaralandı, birçok işyeri tahrip edildi.
12 Eylül 1980 Darbecileri tarafından bayram olmaktan çıkartılan 1 Mayıs 29 yıl sonra 22 Nisan 2009 tarihinde çıkartılan bir yasa ile;” 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü” olarak yeniden resmi bayram olarak kutlanmaya başlandı. Ama özünden, bağlamından koparılarak!
2006 yılında 1 Mayıs Kadıköy’de kutlandı. 2007 yılında tekrar Taksim’de kutlandı. 1977 olayları anma etkinliğini polis; silah, biber gazı, gaz bombası kullanarak durdurmaya çalıştı. 2008 Nisan’ında, 1 Mayıs’ın “Emek ve Dayanışma Günü” olarak kutlanması AKP iktidarına nasip oldu. 2010 1 Mayıs 140 bin kişinin katılımıyla Taksim’de kutlandı.
2013 1 Mayıs’ında 4 ay önce Taksim’i Yayalaştırma Projesi adı altında 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanılması yasaklanmasına rağmen bazı gruplar Taksim’de kutlamaya çalıştı. Polis, göstericilere izin vermedi ve göstericilere karşı ateşli ve ateşsiz silah kullandı. Hastanelere gaz bombası atıldı ve ambulanslar durduruldu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin ağır gaz sıkılması sonunda hastaneye kaldırıldı.
Gelinen noktada sendikalar bölündü. Emek örgütleri giderek bütünleşip emek platformu oluşturamadı. 2018 yılında 1 Mayıs’ı DİSK İstanbul Maltepe’de, Türk İş Afrin’e destek için Hatay’da! MEMURSEN ise işçi kenti İzmit’te 1 Mayıs kutladılar! Sendikalar yandaş ideolojilere göre bölündü!
2019 da DİSK İstanbul Bakırköy’de, TÜRK-İŞ Kocaeli’nde, HAKİŞ ise Urfa’da yine bölünmüş olarak kutladılar!
Patronların ve hükümet ihtiyaçları için kullanılan ve dibi boş İşsizlik Sigorta’sına mahkûm edilen, ücretsiz izinle aylık 1.170 TL’cik ücrete mecbur bırakılan ve onu bile henüz alamayan! Çalışmak durumunda olanların ise korona virüsüne teslim edildiği emekçilerimizin bayramını fabrikalarda, balkonlarda emekçi duyarlılığı ve sorumluluğu kutlayacağız.