28 Şubat davası yazılarım için yapılan eleştirilere saygım var. Ama hakaret edenlerin "kara" suratlarına çarpmak için yazıma, merhum Başbakan Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın 28 Şubat Millî Güvenlik Kurulu toplantı tutanaklarında yer alan şu sözü ile başlayayım:
- "Yobaz zihniyetten ülke zarar görür. Demokrasi ve laikliği korumak için tedbirleri almalıyız. Bunun için insanlara dinini öğretirken vatanı, milleti, demokrasiyi, devleti sevecek insan yetiştirmeliyiz."
Dönemin İçişleri Bakanı Meral Akşener'in 28 Şubat davasında, mahkemede sorulara verdiği yanıtları yazarak "kara" suratlı yobazlara, "Osmanlı Tokadı" atayım.
Avukat Hüseyin Ersöz, Akşener'e sordu:
- "Siz görev yaptığınız dönemde herhangi bir cebir veya bir şiddet eylemi ile karşılaştınız mı?"
Akşener diyor ki:
1. "Demin Sayın Başkan sordu o soruyu. Ben kişisel olarak herhangi bir, yüzüme karşı yapılmış bir davranışla karşılaşmadım diye söyledim."
Avukat Ersöz sordu;
- "Tamam, bu benim için yeterli. İkinci olarak; görevinizin yapılmasını engellemek için yani İçişleri Bakanlığı görevinizi yapmanızın engellenmesi için herhangi bir cebir veya şiddetle karşılaştınız mı?"
Akşener dedi ki:
1. "HAYIR KARŞILAŞMADIM."
Mahkeme Başkanı Akşener'e sordu:
- "Herhangi bir tehdit veya davranışla karşı karşıya kaldınız mı?"
Akşener yanıtladı:
1. "Şimdi ben kişisel olarak yüzüme karşı herhangi bir zorlama ile karşılaşmadım. Yani herhangi bir direkt şahsıma yüzüme karşı söylenmiş bir tavır ve davranışla karşılaşmadım."
Mahkeme Başkanı Akşener'e sordu:
- "Şikâyetçi misiniz, davaya katılmak istiyor musunuz?
Akşener yanıtladı:
2. "Şimdi ben pek demin söyledim kendimi mağdur olarak ifade etmekten hicap duyarım... Ben bu karşınızda Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Meral Akşener olarak duruyorum.
O nedenle mağdur saymıyorum kendimi. Mağdur saymadığım içinde doğal olarak şikâyetçi değilim."
Mahkeme Başkanı Akşener'e sordu:
- "İçişleri Bakanı olarak şikâyetçi misiniz?"
Akşener yanıtladı:
1. "İçişleri Bakanlığı görevinden dolayı İçişleri Bakanlığı görevinde görevini yerine getirme gayretinden dolayı, ben o makama yapılan tehdidi, saygısızlığı, densizliğe, hadsizliği ve edep dışı davranışı görmedim.
O gün gereğini yapmış olduğum için bugün herhangi bir şikâyetim yok. Meral Akşener olarak şikâyetim yoktur."
***
1997'den bu yana askerlere yönelik, "Cebir, Şiddet, Tehdit" gibi iftiralar vardı.
Akşener 5 kez net şekilde yalanladı.
Biliyorsunuz şöyle bir iddia daha var;
- Erbakan hükümeti, 28 Şubat Askerî Post-Modern Darbe ile düşürüldü.
Akşener bu iddiayı da sonlandıracak şekilde anlattı:
- "... Sayın Çiller'le, Sayın Erbakan'ın, rahmetli Erbakan'ın yer değiştirmekle hem bu atmosferi giderilebileceklerini, çünkü Tansu Hanım da kendilerini laikliğin temsilcisi, koruyucusu kabul ettiğim için ha kişisel görüşüm onun da o işi götüremeyeceği şeklinde onu sorarsanız kişisel görüşüm budur.
- Amma ve lakin sonuç itibarı ile siyaset çözüm bulma aracı. O iktidar usuletle, suhuletle çözüm bulmaya çalıştı. Sonuçta bulamadı ve dolayısı ile 282 milletvekiliyle Sayın Demirel'e gönderildi. İstifa etti tabii.
- İstifa etmeden başkasına şey verilemiyor. Prosedür öyle. Dolayısı ile istifa etti Sayın Erbakan, rahmetli Erbakan.
- Ondan sonra Sayın Çiller kendisine verileceğini zannederken kendisine verilmedi.
- Şimdi burada dönülen cebir, yani bize yönelik bir cebir, şiddet ben en azından şahsi olarak bilmiyorum."
Mahkeme Başkanı araya girip sordu:
- "Başbakan'a yönelik cebir ve şiddet oldu mu?"
Akşener, "Tamam anladım, peki" diye devam etti:
- "Eminim Sayın Erbakan'a da cebir ve şiddet uygulanmamıştır. Öyle sanıyorum. Çünkü netice itibari ile çok nazik bir ilişkileri vardı.
- Zarif bir ilişkileri vardı. İkrar edeceklerdir komutanlar. Çok zarif çok nazik nezaketli, hatta DYP kanadını daha kaba bulurlardı.
- Dolayısı ile o iktidar, yani her şeyler güllük gülistanlık hadi keyfimiz öyle istedi diye gitmedi bir,
- İkincisi; 'Her yer kötü oldu, işte kan gövdeyi götürüyor bakalım Erbakan hoca gitsin de Sayın Çiller gelsin bir değişiklik yapalım' diye de gitmedi.
- 'Tansiyonu düşürmek' amaçlı istifa edildi. Sonuçta böyle bir mekanizma oluştu..."