Rehin tutulan 13 güvenlik görevlimiz ile operasyona giden 3 kahraman askerimizin şehit olması nedeniyle Milli Savunma Bakanı ve İçişleri Bakanının Meclis'e bilgi vereceklerini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan duyurdu.
Hemen arkasından da iki bakanın CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti lideri Meral Akşener'den randevu alıp ziyaret edecekleri açıklandı.
Çok açık ve net şekilde düşüncemi söyleyeyim.
- Ben Kılıçdaroğlu ve Akşener'in yerinde olsam Akar ve Soylu'ya kesinlikle randevu vermezdim.Çünkü Genel Başkanlar Kılıçdaroğlu'nun ve Akşener'in muhatabı;
- Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan'dır.
Cumhurbaşkanlığı kabinesinin bakanları, Erdoğan'ın atadığı memurlardır.
Ülkemizde "Tek Adam Rejimi" vardır.
16 şehidimizin hesabını sadece CHP ve İYİ Parti'ye değil 83 milyona vermesi gereken kişi;
- İcraatın başı ve sorumlusu Erdoğan'dır…
Madem AKP'lilerin ifadesi ile "Başkanlık" sistemi vardır;
Türkiye Büyük Millet Meclisine 16 şehidimiz hakkında bilgi vermesi gereken kişi de;
- Cumhurbaşkanı Erdoğan'dır,
Eğer Akar ve Soylu, CHP ve İYİ Parti'ye bilgi arz edeceklerse;
- CHP ve İYİ Parti'nin Genel Başkan Yardımcıları ya da Meclis Grup Başkanvekilleri ile muhatap olmalıydılar.
Bakanların hiçbirinin Meclis'e karşı sorumluluğu yok, güven oyu almıyorlar ve Meclis'e hesap bile vermiyorlar.
- Meclis'e karşı hesap vermesi gereken sorumlu tek kişi olan Cumhurbaşkanı Erdoğan neden genel kurulda bilgi vermiyor?
Eğer 13 rehine sağ salim kurtarılsaydı siyaseten başarıyı üstlenecek kimdir?
- Erdoğan.
13 rehin ve 3 asker şehit oldu. Siyaseten başarısızlığı üstlenecek kimdir?
- Erdoğan.
Neden tek bir şehidimizin cenaze törenine katılmadı Erdoğan?
- Vicdan azabından mı?
Yandaş medyanın Meclis Genel Kurulunda iki bakanın konuşmalarını canlı yayınlayıp muhalefet sözcülerinin konuşmalarını yayınlamayacağını CHP ve İYİ Parti kurmayları düşünmediler demek ki…
İki bakan 16 şehit konusunda bana göre, Meclis Genel Kurulunda siyasi şov yaptılar.
;Başarısız operasyonu sanki başarıya ulaşmış gibi anlattılar.
- Başarılı olsalardı 16 şehit verir miydik?
Erdoğan, "Müjde vereceğim" diyor,
- Birinci en önemli yanlış budur.
Akar, "Amerika'ya bilgi verdik" diyor,
- İkinci en önemli yanlış budur.
Akar, "Hava harekâtı ile operasyona başladık" diyor,
- Üçüncü önemli yanlış da budur.
Erdoğan, "Bir gece ansızın gideriz" diyordu ya… Ansızın gidiş bu mudur?
Türk Silahlı Kuvvetlerinin komando okullarında, Özel Kuvvetler eğitimlerinde "Sızma, Baskın, Pusu, Rehin Kurtarma" gibi eğitimler boşa mı veriliyor?
"Kara Komando" kurslarında kahraman Mehmetçiklerimize bu eğitim veriliyor ki, gerek subay gerekse astsubayların aldığı aynı eğitimi ben de aldım.
Komandolar için temel ilkeler vardır;
- Keşif,
- İntikal,
- Pusu,
- Baskın…
"Sızma ve Sıyrılma" da harekâtların olmazsa olmazıdır.
Eğirdir Dağ Komando Okulunda 1980 yılında bu eğitimi alan eski Komando Asteğmen olarak ben bile Gara operasyonuna yukarıda saydığım hatalarla asla planlama yapmazdım.
Nasıl planlardım anlatayım;
- İHA'larla Gara dağını günlerce izlerdim.
- "En uzun gece" olan 25 Aralık tarihini operasyon için seçerdim.
- Sınırımıza sadece 25 kilometre ötede olan Gara'ya karadan "sızma" harekâtını yeterli sayıda komando ya da özel kuvvetlerden oluşturacağım birlik ile yapardım.
- Amerika'ya asla haber vermezdim.
- Sadece 13 rehinin aileleri ile Kılıçdaroğlu, Akşener ve Bahçeli'ye "gizli" kaydı ile "zaman vermeden" bilgi verirdim.
- Kara harekâtı ile 3 kapılı 7 odalı mağaraya baskın yapar teröristleri gebertir, rehinelerimizi kurtarmaya çalışırdım.
Operasyona katılan kahramanlarımızdan şehitler de olsa, rehinelerin hepsi sağ ya da bir kısmı sağ da kurtulsa;
- Hiç kimsenin tek bir kelime eleştiri hakkı olmazdı.
Ayrıca şunu da vurgulayayım;
- Özel harekât polislerimiz de bu kara harekâtını başarı ile yapabilirlerdi.
Demem o ki;
16 şehit verdiğimiz askeri harekât başarısızdır.
Sorumlusu Erdoğan'dır, millete hesap vermelidir…
Unutmadan sorayım;
Hulusi Akar ve Süleyman Soylu MHP'yi ve Devlet Bahçeli'yi neden ziyaret edip bilgilendirmediler?
Bahçeli neden tepkisiz?