TÜRKİYE’DE YURT SORUNU
Gençlerimiz üzerinde oynanan oyun…
AKP iktidara geldiği günden bu yana ülkemizdeki her düzeydeki yurtlarla ilgili yeni bir politika belirliyor. Özellikle 2006 yılından beri yurtlarla ilgili önemli değişikliklere imza atıyor. Yatılı okulları kapatıyor, tarikat ve cemaatlere ait yurtları destekliyor.
Karaman'da Ensar Vakfı ve Karaman Anadolu İmam Hatip Lisesi Mezunları Derneği'ne (KAİMDER) ait evlerde kalan çocukların cinsel istismara ve tecavüze maruz kalması olayı sonrasında Öğrenci Yurtları Yönetmeliğinde değişiklik yapılarak ortaokul düzeyinde özel sektörün yurt açmasının önü açıldı. Bu değişiklik ülkemizde yurtlarla ilgili en önemli kırılma noktasıdır.
Aslında Karaman olayı yaşandığında 9-10 yaşındaki çocukların bahsi geçen yurtlarda kalması yasaktı. Özel yurtlar sadece lise düzeyinde açılabiliyordu. Peki, 9-10 yaşındaki çocukların bu yurtta kalmasına izin veren yöneticiler ne ceza verildi? Bu yurtları denetlemeyen İl Milli Eğitim Müdürü hakkında dava açıldı mı? Hayır…
Heyet olarak görüştüğümüz dönemin valisi bu şahsı tanımadığını ifade etmiş ve sonrasında şahısla beraber fotoğrafları ortaya çıkmıştı.
2002 yılında 521 olan Yatılı İlköğretim Bölge Okulu’ndan (YİBO) 235’i kapatıldı. Kapatıldı ki tarikat ve cemaatler rahat rahat at koştursun… Yönetmelikte yapılan bu değişiklikle ortaokul öğrencilerini de tarikat ve cemaatlerin arka bahçesi olan vakıf-derneklerin yurtlarına kaptırdık. Bu sözde yurt ya da evlerin sayısını bilen yok. Resmi kayıtlarda 3 bin 331 görünse de yasal olmayanlarla birlikte sayının 10 binden fazla olduğu tahmin ediliyor.
Bu arada Aladağ’daki yurtta küçük yaş grubundaki çocuklarımız neden kalıyordu? Yatılı İlköğretim Bölge Okulu kapatıldığı için başka çareleri kalmamıştı!
Sonraki süreçte yapılan değişikliklere de değinmek istiyorum.
Yükseköğretim düzeyinde KYK’ya bağlı 774 yurt ve 724 bin yatak kapasitesi bulunuyor. Başka bir ifade ile yurt ihtiyacı olan 3,8 milyon öğrencinin sadece yüzde 19’una yurt sağlanabiliyor.
Peki, siyasal iktidar ne yapıyor?
Devlet yurt sağlayamadığı için siyasal iktidar yeni bir yöntem arıyor ve hem yandaşlarına kazandıracak hem de kindar ve dindar nesil yetiştirebilecek bir sistemi devreye sokuyor.
16/11/2016 tarihinde 351 sayılı Kanunun 23 üncü maddesinde “…Vergi muafiyeti tanınan vakıflar ve kamu yararına çalışan derneklere ait yükseköğrenim yurtlarında barınan öğrencilere Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığınca müştereken belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde beslenme ve barınma yardımı yapılabilir.” şeklinde değişiklik yaparak yandaş vakıf ve derneklerin elini rahatlatıyor. Bu kaynakla KYK’ya bağlı yurt yapmak kimsenin aklına gelmiyor.
Bu değişikliğe dayalı olarak 08.11.2017 tarih ve 30234 Resmi Gazete’de yayımlanan Bakanlar Kurulunca Vergi Muafiyeti Tanınan Vakıf Ve Kamu Yararına Çalışan Derneklere Ait Yükseköğrenim Yurtlarında Barınan Öğrencilere Yapılacak Beslenme Ve Barınma Yardımına Dair Yönetmelik ile vergi muafiyeti tanınan vakıf ve kamu yararına çalışan derneklere ait yurtlarda kalan öğrencilere beslenme ve barınma yardımı yapılmaya başlanıyor. Bu yurtlara öğrenci başına ayda yaklaşık bin liradan fazla beslenme ve barınma yardımı yapılmaya başlanıyor.
Öte yandan, 4 Eylül 2021 tarihinde yayımlanan Vergi Muafiyeti Tanınan Vakıf Ve Kamu Yararına Çalışan Derneklere Ait Yükseköğrenim Yurtlarında Barınan Öğrencilere Yapılacak Beslenme Ve Barınma Yardımına Dair Yönetmelik ile önceki yönetmelik yürürlükten kaldırılıyor. Ve yeni yönetmelik ile barınma ve beslenme yardımı almak için en az bin öğrenci şartı getiriliyor. Ülke genelinde kamu yararına çalışan 364 dernek, vergi muafiyeti tanınmış 297 vakıf bulunuyor.
Bu bin öğrenci şartı neden getiriliyor?
Çünkü Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği gibi kurumların bu büyüklükte yurtları bulunmuyor. ENSAR, İLİM YAYMA, TÜRGEV, TÜGVA gibi yapıların yine önü açılmış oluyor. Yargıtay’ın ardından Danıştay’ın başına da sınıf arkadaşının seçilmesi üzerine dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ne diyordu? “Kurban olduğum Allah, verdikçe veriyor…”
Bitti mi, elbette bitmedi…
1.09.2018 Kamu Taşınmazları Üzerinde Eğitim Ve Yurt Faaliyetleri İçin Üst Hakkı Tesis Edilmesine İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile Kamu yararına derneklere de okul, üniversite, Kuran kursu gibi eğitim faaliyetleri ve yurt için Hazine arazileri ile kamu kurum ve kuruluşlarına ait taşınmazların 49 yıllığına bedava verilmesi düzenleniyor. Bu derneklere, tabiat varlıkları ve doğal sit alanları ile özel çevre koruma bölgeleri de eğitim ve yurt için bedelsiz kullandırılabilmesi sağlanıyor.
Bu değişikliklerle tüm fiziksel alanlar ele geçirilmiş oluyor. Geriye çocuklarımızın manevi dünyaları kalıyor. Ve MEB devreye giriyor…
MEB 2016 yılında “Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri Yönetmeliği”nde değişiklik yaparak önce alanı boşaltıyor. Boşalan alanı Diyanet İşleri Başkanlığı Gençlik ve Spor Bakanlığı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü ile bir protokol yaparak hemen dolduruyor. Bu protokol kapsamında 43 ilde 83 yurtta “KYK Yurtlarında Manevi Rehberlik” projesi pilot uygulamaya koyuluyor. Hemen sonrasında 81 il geneline yaygınlaştırılıyor. Ülke sınırları Diyanet İşleri Başkanlığını kesmiyor. Bu kapsamda projenin Kuzey Kıbrıs’taki Necmettin Erbakan, Bülent Ecevit ve Refika Öğretmen Yurtlarında da uygulanması ve talep eden gençlerin manevi dünyalarının zenginleştirilmesi sağlanıyor. Psikologların ve rehber öğretmenlerin yerine Vaiz, Kur’an kursu öğreticisi, imam- hatip, müezzin-kayyımlar görev alıyor.
Ve…
Elazığ’da Antalya’da çocuklarımız intihar ediyor.
Akıl ve bilimden uzaklaşmanın cezasını gençler çekiyor…