Bundan önceki yazımda İş Bankası’nın ortaklık yapısı ve yönetim şekli, Atatürk’ün İş Bankası’ndaki hisseleri ve temsil ve yönetim şekli bilgilerini sunmuştum. Aslında iktidar siyasi bir mücadele veriyormuş algısı yaratarak asıl amacını gizlemektedir. Hisseleri Hazine’ye aktarıp tasarruf ve temsil hakkını eline almak istemektedir.
Bu yazımda ise; Banka’nın Türkiye Ekonomisi içindeki yeri; iştiraklerin büyüklüğü ile iktidarın bu hisseleri Hazine’ye aktararak Bankayı Varlık Fonu’na ya da kimi iç ve dış yandaşlara peşkeş çekme isteği üzerinde duracağım. Malum Devlet’te satılacak bir şey bırakmayan iktidar müflis tüccar gibi eski defterleri karıştırıyor!
Türkiye İş Bankası, finans sektörünün yanı sıra, cam sanayi, Telekomünikasyon ve hizmet sektörlerinde Türkiye ekonomisine katkı yapan bir Bankadır. Banka’nın internet sitesinde faaliyet gösterdiği alanlar: ‘’Kurulduğu günden bu yana 294 şirkete iştirak etmiş ve zaman içerisinde 271 şirketteki ortaklığını devretmiştir. Aralık 2017 itibariyle finans, cam, telekomünikasyon ile sanayi ve hizmet ana gruplarında faaliyet gösteren 23 şirkette doğrudan ortaklığı bulunurken, dolaylı olarak kontrol ettiği şirket sayısı 95'dir.’’ Şeklindedir.
Banka’nın bankacılık hizmetlerinden başka, finans alanında; Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi, Anadolu Hayat Emeklilik, JSC ISBANK Georgia (sermayesinin tamamı İş Bankasına ait olarak kurulan ve Gürcistan'da bankacılık lisansı almış olan JSC Isbank Georgia'nın kuruluş sermayesi yaklaşık 13,2 milyon dolar tutarındadır.), İş Faktoring, İş Finansal Kiralama, İş Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı, İş Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı, İş Portföy Yönetimi, İş Yatırım Menkul Değerleri, İş Yatırım Ortaklığı, İşbank AG, Milli Reasürans Şirketi, Türkiye Sınai Kalkınma Bankası Yatırım Finansman Menkul Değerler gibi şirketlerinde ortağı bulunmaktadır.
Türk cam sanayinin en önemli kuruluşları da iş Bankası’nın kuruluşlarındandır. Bunlar; Anadolu Cam Sanayii, Paşabahçe Cam Sanayii, Soda Sanayii, Trakya Cam Sanayii, Türkiye Şişe ve Cam Fabrikaları sanayi.
Telekomünikasyon alanında; İş Net Elektronik Bilgi Üretim Dağıtım Ticaret ve İletişim Hizmetleri, Softtech Yazılım Teknolojileri Araştırma Geliştirme ve Pazarlama Ticaret A.Ş.
Hizmet gurubunda ise; Bayek Tedavi Sağlık Hizmetleri ve İşletmeciliği Erişim Müşteri Hizmetleri, İş Merkezleri Yönetim ve İşletim, Kültür Yayınları İş-Türk.
Ziraat Bankası, Halk Bank ve Vakıflar Bankası, Emlak Konut ve benzeri kuruluşlar parti kasası gibi. Merkez Bankası sanki bağımsız ama Başkan ve Yöneticileri gün be gün Cumhurbaşkanı’ndan fırça yiyor.
Cumhuriyet kuruluşları; Sümer Bank, Şeker Fabrikaları, Posta ve Telefon işletmesi (TELEKOM), Tekel, Seka Kağıt ve onlarca Kamu İktisadi Teşekkülü yok pahasına yandaşlara içindeki paralarla, kıymetli arsalarıyla birlikte peşkeş çekildi. Merkez Bankası, Devlet Demiryolları ve Posta İşletmesi can çekişiyor.
İş Bankası hisselerinde. Konu ile ilgili olarak, önceki dönem Mersin milletvekili, Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği Başkanı bir dönem de İş Bankası Yönetim Kurulu üyeliği yapan ekonomist, maliyeci sayın Üstadım Mustafa Özyürek’in basında yer açıklaması aşağıdaki gibidir:
‘’Türk Hava Yolları’nın hisselerinin büyük bölümünün halka açık olmasına rağmen Varlık Fonu’na geçtiğini hatırlatarak, “Varlık Fonu vasıtasıyla, zaman içinde bütün banka yönetimine hakim olacak. İsterse o hisseleri de satabilecek.”
Harç bitti. Yapı paydos! Satacak bir şey kalmadı. Özel sektör kuruluşları da harıl harıl yabancılara satılıyor. Kendi ülkemizde yabancıların işçisi, taşeronu, bayisi durumuna geldik iktidar sayesinde.
En önemlisi, insani, itikadi ve toplumsal değerlerimizi kaybettik. Düşünen, sorgulayan, ses çıkaran yok. Her kes korkuyor. Malından, kredisinden, vergi müfettişinden korkuyor. FETO’cu, PKK’cı DHKP’ci diye yaftalanmasından korkuyor. ‘’ Öğretilmiş çaresizlik’’ kader haline gelmiş.
Değerli siyasi bir dostum toplantılarda; öğretilmiş çaresizlikten söz eder. ‘’ Kaderci toplumlarda ‘dip’ yoktur.’’ Çaresizlik hâkim; beterin beteri var. Allah beterinden saklasın. Gökte ne yağmış da yer kabul etmemiş. Buna da şükür.’’ En korkuncu da bütün hatalarını, beceriksizliklerini ‘’her şey Allah’tan diye’’ Allah’a da bühtan ederler!
Susturulmuş, korkutulmuş politikadan uzaklaştırılmış bir toplum Ata’sına da sahip çıkmıyor! Kanunla bir kişinin vasiyetnamesi, mirasçısı değiştirebilir mi? Hele bu bir ulusun lideri ise! Dünya’nın kabul ettiği bir liderse! Tabi ki değişmez. Medeni Kanun’un miras hükümlerine rağmen Atatürk’ün vasiyetnamesi değiştirilmek isteniyor.
Ali’nin, Veli’nin, Ahmet’in vasiyetnamesi kanunla bile olsa değişmez; ama İş Bankası’ndaki hisseleri için Atatürk’ün vasiyetnamesi Kanunla değiştirilerek İş Bankası da yabancıya veya yandaşa peşkeş çekilir.
Sözde Ülke’de herkes Atatürkçü ama, Atatürk’ün İş Bankası’ndaki mal varlığına Devlet el koyuyor, yani vasiyetnamesi, mirasçıları değiştirilmek isteniyor. Kimseden tık yok!