Düşman kardeşler haline gelen Bülent Arınç-Melih Gökçek kavgası, başkent siyasi kulislerinde yeniden alevlendi. Gökçek'in, Arınç aleyhine açtığı 50 bin liralık tazminat davasını kazanan Arınç ile konuştum.
Arınç-Gökçek kavgası neden yeniden alevlendi?
Arınç kazandı, Gökçek nasıl kaybetti anlatayım…
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı iken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından istifa ettirilen Melih Gökçek, kendisine sosyal medyadan "FETÖ Üyesi, Organize Suç Örgütü üyesi lideri ve Zübük" gibi sözlerle hakaret ettiği gerekçesi ile Devlet eski bakanı Gürcan Dağdaş hakkında 10 bin liralık tazminat davası açtı.
Dağdaş, Ankara 27. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden yasa gereği Melih Gökçek'in mal varlığının araştırılmasını istedi.
Mahkeme hâkimi, "Tapuya ve bankalara müzekkere yazılarak davacı Melih Gökçek'in, ilk belediye başkanı seçildikten (27 Mart1994) sonraki taşınmazların, üzerine kayıtlı tapu kayıtlarının sorulmasına, Ankara Büyükşehir Belediyesi'nden davacının ilk belediye başkanı seçildiği dönemde bildirdiği mal beyanının istenmesine…" diye karar verdi.
Gökçek'in avukatı Mehmet Ali Alan, 26 Kasım'da 27. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne sunduğu dilekçede, hâkimin bu davadan çekilmesini istedi ve Gökçek'in mal varlığı mahkeme tarafından tespit edildi.
Bu tespite göre, Gökçek'in mal varlığı şöyle: Ankara'da 2 evi, bankalarda ise 92 bin lira, 2 bin avro, 500 doları bulunuyor.
Gökçek'in davasına bakan hâkim görevden çekildi. Dağdaş, bu durumu sosyal medyadan eleştirince, Gökçek bu kez Dağdaş hakkında 7. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne de 50 bin liralık yeni bir tazminat davası daha açtı.
Gürcan Dağdaş'ı aradım ve bu davada yaşananları sordum. Dağdaş, şunları söyledi:
"Benim kullandığım ifadeleri kullananlardan biri de Bülent Arınç'tı. Melih Gökçek bu ifadelerden dolayı Arınç'a 50 bin liralık dava açtı. Bu dava yerel mahkemede Bülent Arınç'ın lehine sonuçlandı. Mahkemenin bu kararı istinafa gitti. İstinaf geçen hafta Melih Gökçek'in bu davasını düşürdü. Mahkeme, Bülent Arınç'ın ifadelerini eleştiri olarak değerlendirdi ve Bülent Arınç'a herhangi bir ceza verilmesi söz konusu olmadı."
Konuştuğum Bülent Arınç kazandığı dava ile ilgili olarak şunları söyledi:
"Melih Gökçek televizyon canlı yayınında bana kocaman iftiralar attı. Ben de hak ettiği yanıtları verdim. Ahlak dışı bir yalana ve iftiraya başvurdu. Belli ki bir sıkıntısı var ve hedef şaşırtmak istiyor.
Bir Hint Atasözünü hatırlatarak dedim ki; Eğer birileri oturduğu koltuktan kalkmakta sıkıntı yaşıyorsa kesinlikle altını kirletmiştir.
'Siyasetin komedi unsuru olmuştur'dedim…
'İ. Melih Gökçek devam edebildiğin kadar et mantığı ile yalana, iftiraya, çirkefliğe de devam edebildiği kadar ediyor'dedim…
Bana toplamda 50 bin liralık manevi tazminat davası açtı. Davayı kazandım, İstinaf mahkemesine gitti.
Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi şu kararı verdi:
'Davacının (Melih Gökçek) kişilik haklarının hedef alınmadığı, kamusal yarar bulunan konuların ifade edildiği, ifadelerin sert de olsa eleştiri sınırları içinde kaldığı görüldüğünden ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmediğinden davacının (Melih Gökçek) başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.'
Demek ki İ. Melih Gökçek'e hak ettiği yanıtı vermişim."
Nihal Olçok da isyan etti…
Kısa bir süre birlikte çalıştığım ancak iki ayağının da alçıya alınmış olması nedeniyle bakım sürecinde olan deneyimli meslektaşım Müşerref Seçkin hasta yatağından dahi gazeteciliğini sürdürüyor.
Seçkin, 15 Temmuz şehit ve gazileri için toplanan paralar konusunu Gelecek Partisi'nin kurucusu ve 15 Temmuz şehidinin annesi Nihal Olçok'a sordu.
Olçok, "Cehennemin dibi oldu. Şehit ailelerine yardım etmesin kardeşim. O paralara ne oldu polemiğine girmem çünkü çok çirkin" dedi.
Seçkin sordu; "Hesap soracak mısınız?"
Gelecek Partisi Kurucusu Olçok şöyle yanıt verdi:
"Yapılması gereken insanları maddi olarak rahatlatmaktır. Rahatlatmadığınız zaman manevi olarak da rahatlatamazsınız. Ben karnım açken uyuyamam, uyuyamazsam gergin olurum. Gergin olursam kavgacı biri haline gelirim. Bu basit bir denklemdir. Yıldıracaklar belki ama peşini bırakmayız… 2004'de ve 2013'de toplanan paralar da var. Onlara da vermeleri lazım paralarını…"