Artık Azınlıkta Olan Cumhur İttifakı

Derya Kömürcü Yazar deryakomurcu@gmail.com

Yöneylem Araştırma’nın Nisan ayı içinde Türkiye’nin 81 ilinde 87 seçim çevresinde gerçekleştirdiği kapsamlı araştırma, ülke siyasetinin içinden geçmekte olduğu değişim sürecini analiz etmek için önemli bulgular sunuyor. Bu araştırma kapsamında gerçekleştirilen yüz binin üzerindeki görüşme, sadece Türkiye genelinde partilerin oy oranlarına dair hata payı çok düşük bir ölçüm yapmayı sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda tek tek tüm seçim çevrelerinde partilerin durumunu ve farklı senaryolara göre çıkarabilecekleri milletvekili sayısına dair de öngörüde bulunma imkanı sağlıyor.

Öncelikle bir noktanın altını çizmekte fayda var. Hem Türkiye genelini hem de tek tek illeri analiz ettiğimizde bu geniş ölçekli araştırmanın sonuçları, ülke siyasetine dair her ay gerçekleştirdiğimiz araştırmaların işaret ettiği bulguları doğrular nitelikte.

İSTİKRARLI OY KAYBI

AKP’nin 24 Haziran 2018 milletvekilliği seçiminde elde ettiği halk desteğinde yaklaşık 10 puanlık bir gerileme var. Bu gerileme, birden bire bir kopuş şeklinde değil, yaklaşık olarak son 2 yıla yayılan, küçük ama istikrarlı bir oy kaybının sonunda gerçekleşti. İktidarın medya gücü sayesinde bu değişimin çok daha sınırlı bir düzeyde kaldığına yönelik bir algı yaratılsa da, bugün geldiğimiz noktada AKP’nin oy oranı, yüzde 34,3’le birinci parti olup, 363 milletvekiliyle Türkiye siyasetine damga vurduğu ilk seçimin, yani 3 Kasım 2002’nin bile gerisine düşmüş durumda.

Araştırma sonuçları gösteriyor ki AKP, belirli bir bölgede ya da sadece metropollerde değil, en güçlü olduğu illerde bile 10 puana yakın oy kaybı yaşıyor. AKP’nin 2018’de yüzde 55’in üzerinde oy aldığı Rize, Sakarya, Konya gibi illerde büyük miktarda seçmen kaybettiği görülüyor.

MHP ERİYOR

MHP açısından durum çok daha kötü. Ülke genelinde seçmen desteğinin üçte birini kaybettiği gibi, geleneksel olarak güçlü olduğu seçim çevrelerinde de ciddi kan kaybına uğradığını söylemek yanlış olmaz. Bir önek vermek gerekirse, 4 yıl önce yüzde 32’nin üzerinde oy aldığı Osmaniye’de bile 10 puanın üzerinde bir oy kaybı var MHP’nin.

Belki bundan daha önemlisi, iktidar bloğu oylarını artırmak için hangi hamleyi yaparsa yapsın ne AKP ne de MHP oyunda anlamlı bir artış gözlemleniyor. Erdoğan iktidarının kendi yarattığı kutuplaşma bugün geldiğimiz noktada onu olumsuz etkiliyor. Çünkü seçmenin yüzde 50’den fazlası muhalefet tarafında konsolide olmuş durumda. Artık azınlıktan çoğunluğa geçebilmek için AKP-MHP iktidarının muhalif seçmenleri ikna etmesi gerekiyor. Bunu yapamadığında da siyasi mühendisliğe başvurarak seçimin sonucunu etkilemeye çalışıyor. Seçim kanununda yapılan değişiklikler, Canan Kaftancıoğlu kararı, HDP’ye açılan kapatma davası ve seçime kadar olan sürede yaşamamız muhtemel yeni gelişmeler bu bağlamda değerlendirilebilir.

MAKAS DARALIYOR

Öte yandan sıklıkla dile getirilen, iktidar oy kaybediyor ama CHP oylarını artıramıyor iddiasının bir efsane olduğu da açıkça görülüyor. Son seçimden bugüne CHP’nin oy oranında azımsanmayacak oranda bir artış yaşandı. Hatta önümüzdeki seçimden CHP’nin birinci parti olarak çıkma ihtimali olduğunu söylemek yanlış olmaz. AKP ile CHP arasındaki makas daralıyor.

Son üç aya kadar bu makas esas olarak iktidarın başarısızlıklarına seçmenin verdiği tepkinin sonucu AKP’nin oy oranının düşmesi nedeniyle kapanıyordu. Şimdi siyasal tablonun genel olarak bir dengeye oturduğunu, bundan sonra bu tabloda yaşanabilecek (AKP’nin birinci parti olma özelliğini yitirmesi gibi) bir değişimin, iktidarın yapamadıkları ya da kötü yaptıklarından ziyade, muhalefetin yapacaklarıyla gerçekleşmesini beklemek gerekir. Muhalefetin seçim sürecini güçlü ve etkili kadrolarla, sorunlara çözüm üreten projelerle, toplumu daha iyi bir geleceğe inandıracak vaatlerle domine etmesi durumunda siyasi tablonun çok daha radikal bir biçimde değişmemesi için hiçbir neden yok.

81 il araştırmasının en çarpıcı bulgularından biri de CHP’nin “Kürt illeri”nde adeta bir oy patlaması yaşıyor olması. CHP geçmiş seçimlerde çok düşük oranlarda oy aldığı Ağrı, Muş, Batman gibi illerde ve bölgenin genelinde seçmen desteğini kat kat artırmış durumda. Bu artış, az sayıda milletvekili çıkaran illerde henüz milletvekili çıkarma noktasına gelmemiş olsa da Diyarbakır, Van gibi illerde CHP milletvekili görmek şaşırtıcı olmayacaktır.

DERYA KÖMÜRCÜ KİMDİR?

Marmara Üniversitesi Fransızca Kamu Yönetimi Bölümü’nde lisans (1998), Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde yüksek lisans (2001) dereceleri aldı. Marmara Üniversitesi’nde Türkiye’deki sosyal demokrat hareket üzerine yaptığı araştırmayla Siyaset ve Sosyal Bilimler doktorasını tamamladı (2008). Siyasal Hayat ve Kurumlar alanında doçent oldu (2015). 7 Şubat 2017 tarihine kadar Yıldız Teknik Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde 17 yıl çalıştı. “Türkiye’de Parti Örgütleri ve Gençlik Kolları” başlıklı TUBİTAK projesinin yürütücülüğünü yaptı. Türkiye’de Sosyal Demokrasi Arayışı (2010) ve The Emergence of Centre Left Politics in Turkey 1960-80 (2011) başlıklı iki kitabı vardır. Sosyoloji Sözlüğü (Gordon Marshall; Osman Akınhay’la birlikte), Küresel Çağda Milletler ve Milliyetçilik (Anthony D. Smith), Anti-kapitalist Manifesto (Alex Callinicos), Anarşizm Neyi Savunur (Emma Goldman) gibi kitap çevirileri vardır. Çalışmalarını, Türkiye siyaseti, seçmen davranışı ve siyasal partiler alanlarında sürdürmektedir.

Tüm yazılarını göster