Yine asgari ücret komisyonu Aralık ayında şovuna başlayacak ve eninde sonunda hükümetin belirleyeceği asgari ücreti yani ücretlerin tabanını belirleyecek.
Komisyon önce kameralar önünde işçi, işveren grubu ve hükümet kanadı olarak buluşacak. Öncelikle işçi hakları konusunun ne kadar önemli ve vazgeçilmez özelliklere sahip olduğu vurgulanacak ve arkasından tüm grupların işçi veya çalışan dostuymuş tarzında rolleri sahneye konacak.
Sanki çok önemli konular konuşuluyormuş pozları verilecek ve biz de Aralık ayının sonuna kadar her an onları takip edeceğiz.
Edeceğiz ama ortaya bir şey çıkmayacak… Yine talep edenin değil de hükümet ve asgari ücreti üretim sürecinde yoğunlukla uygulayan özel sektör yani işveren temsilcilerinin belirleyeceği bir ücret seviyesi ortaya çıkacak.
SEÇİM SÜRECİ VE ASGARİ ÜCRET
Öte yandan ortada bir de seçim gerçeği var…
Her seçim döneminde olduğu gibi önümüzdeki seçimi tekrar kazanabilmek için hükümet biraz da olsa asgari ücrete ek iyileştirmeler yapabilecektir. Bunun yanında sözde yapacağı iyileştirmeleri istatistiki cümlelerle anlaşılmaz kılıp bir makyajla halka sunacaktır… Asgari ücreti şu kadar artırdık, çalışanların haklarını bu kadar genişlettik tarzında süslü cümleler kullanacak ve halkın oy davranışını etkilemeye çalışacaklardır.
Öyle ki şu meşhur cümleyi de kullanmayı bir vazife bilecekler: Çalışanları enflasyon ezdirmedik, ezdirmiyoruz ve ezdirmeyeceğiz.
Esasında işin gerçeği hiç de böyle değil… Halk gerçek enflasyon altında son 7-8 yıldan bu yana zaten reel ücretlerde erime yaşıyor.
Açlık sınırının oldukça altında belirlenmiş bir asgari ücret için enflasyona ezdirmeyeceğiz tümcesinin ne kadar anlamsız kaldığını söylemeye gerek bile yok.
Dahası, toplumsal refahın en önemli göstergesi olan ulusların karşılaştırmalı zenginliği de Türkiye’nin oldukça aleyhine işlemekte, asgari ücret seviyesi OECD ülkeleri arasında son sıralarda kalıcı bir konuma yerleşmektedir.
ÇALIŞANIN BEKLENTİSİ
İşin gerçeği, bir ülkede asgari ücret sıklıkla gündem geliyor ve halkın çoğunluğunu ilgilendiren bir süreci kapsıyorsa karar vericilerin balarını ellerinin arasına alıp derin derin düşünmesi gerekir. Bunun çok açık en azından bir nedeni vardır… Kendini orta gelirin üstünde konuşlandırmış ve modern ekonomilerde asgari ücret o kadar önemsizdir ve sadece toplumun refahını ölçen ortalama ya da ortanca gelirin çok küçük bir bölümünü kapsar.
Asgari ücret tuzağına düşmüş ve ücret yapısının çoğunluğunu oluşturan böyle bir seviyeyi tartışmak zorunda kalan bir ülkenin karar vericilerinin bundan dolayı utanç duymaları belki de uzun dönemde bu tuzaktan çıkmamıza bir vesile olur.
Ortalama ücret seviyesinin asgariye neredeyse eşitlendiği ülkemizde yeni asgari (yani ortalama ücretin) en azından 800 ABD karşılığı olan 14-15 bin lira olarak belirlenmesi zorunludur. Bunun olmaması durumunda asgari ücret tuzağında debelenmekten kurtulma olasılığı yoktur.
Öte yandan, Türkiye asgari ücret tuzağından insan sermayesi yüksek kişilerin, karar vericilerin çabası ile çıkacaktır.