Asgari ücret vergi dışı kalır mı?

Yeni yılda yeni asgari ücret de açıklandı. Ama çalışanları memnun etmedi. Asgari ücretin brüt tutarı üzerinden Devlet tarafından, vergi ve prim kesintileri...

Sabri Arpaç Yazar sabriarpacymm@gmail.com

Yeni yılda yeni asgari ücret de açıklandı. Ama çalışanları memnun etmedi. Asgari ücretin brüt tutarı üzerinden Devlet tarafından, vergi ve prim kesintileri yapılıyor. Asgari ücretin artması en çok Devletin işine geliyor. Çünkü; daha çok vergi ve prim alıyor. Adaletsiz vergi düzeni ile Gelir ve Kurumlar Vergi Kanunlarını ağzına kadar istisna ve muafiyetler ile dolduran Devlet, asgari ücretli ile milyonlarca transfer ücreti alan futbolcuyu aynı oranda vergi tabi tutuyor.

ASGARİ ÜCRETTEN ASLAN PAYI DEVLETE GİDİYOR

Bekar bir işçiye ödenen brüt asgari ücret üzerinden işçiden; 500,85 TL sosyal güvenlik primi, 35,78 TL işsizlik sigortası primi, hesaplanan 456,13 TL gelir vergisinden 368,31 TL asgari geçim indirimi düşüldükten sonra 187,82 TL gelir vergisi ve 27,15 TL damga vergisi olmak üzere toplam 214,97 TL vergi ve toplamda 751,60 TL kesintisi yapılmaktadır.

İşverenden ise; SGK işveren payı olarak 554,51 TL, işsizlik sigortası payı 71,55 TL olmak üzere 626,06 TL kesilmektedir.

İşçi ve işverenden kesilen toplam kesinti miktarı 1.377,66 TL’dir. Bir işçinin işverene resmi olarak maliyeti 4.203,56 TL’dir.

İşçi asgari ücretin düşüklüğünden mağdur; işveren katlandığı yüksek maliyetten mağdur! Kazanan ise Devlet! Nasıl mi?

Devlet, mağdur işçinin sefalet ücreti olan asgari ücretten vergi ve prim kesintisi olarak 751.,60TL, diğer mağdur işverenden ise 626,06 TL olmak üzere 1.377,66 TL’yi Devlet kasasına koyuyor.

Tüm sosyal güvenlik kurumu ödemeleri ve vergileri işveren ödediği için, bekar bir işçinin işverene maliyeti 4.955,16 TL yani 5.000 TL’ye yakın bir meblağ etmektedir.

ASGARİ ÜCRETTEN VERGİ ALINMAZSA İŞÇİNİN ELİNE FAZLADAN NE KADAR GEÇER?

Asgari ücret, bir insanın en temel ihtiyacı olan, beslenme, barınma, giyinme, ısınma, ulaşım, eğitim, sosyal ve kültürel gereksinimlerini karşılanmasına yetecek şekilde bir çalışana verilebilecek en düşük ücret demektir.

Devlet bunun üzerinden bir de vergi ve sosyal güvenlik kesintileri yapıyor. Asgari ücretin vergisi çalışanın asgari ücreti üzerinden hesaplanmaktadır. Hem asgari, yani en az ücret, hem de bu ücretten vergi ve prim alınıyor.

Asgari ücret üzerinden yukarıda hesapladığımız üzere 187,82 TL gelir vergisi. Hadi diyelim 27,15 TL damga vergisi olmak üzere toplam 214,97 TL vergiden vazgeçilmesi sorunu çözecek mi?

Demek ki; asgari ücret vergi dışı olsa bile, yaraya merhem olmayacak. Sorun daha derinde! Sigorta primleri ve vergilerin yüksekliği yanında asgari ücretin, yani en az ücretin düşüklüğü önemli nedendir.

Çalışanları rahat bir nefes aldıracak düzenleme ancak, işçi üzerindeki vergiler ile sigorta primlerinin, işverenlerin ise sosyal güvenlik primlerinin düşürülmesi ile mümkün olacaktır. Peki bu mümkün mü? Şimdi ona bakalım.

BİR BU KOŞULLARDA ASGARİ ÜCRETTEN VERGİ ALINMAMASI MÜMKÜN MÜ?

Öncelikle bir düzenleme yapılıp asgari ücret vergi dışı bırakılmasının Devlete getireceği mali yükü hesaplamak gerekir. Devletin verilerinden hareketle mali boyut Devlet hesaplarıyla aşağıdaki gibidir.

Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı 2020 Eylül tarihi itibariyle mevsim etkilerinden arındırılmış verilere göre; özel sektör ve kamuda toplam 31 milyon 144 bin kişinin istihdam edildiğini 10 Aralık 2020 tarihinde açıkladı.

Bu konuda yani asgari ücretin vergi dışı bırakılması yasal düzenlemesi yapıldığını farz edersek, 31 milyon 144 bin kişinin yararlanacağı vergi indirimini 2021 yılı vergi gelirlerini alt üst edecektir. Hesaplayalım:

31.144.000 ücretli için aylık olarak 187,82 TL’ gelir vergisi alınmayacaksa bu (31.144.000*187,82) = 5 milyar 849 milyon 466.080,00 bin TL eder.

Bu bir aylık vazgeçilecek vergidir. Bir yıllık vazgeçilen vergisi ise 5.849.466.080,00 *12= 70 milyar 193 milyon 592,96 TL olarak hesaplanır.

Bütçe içindeki vergi gelirleri toplamının 271,9 milyar TL’dir. Asgari ücretin vergi dışı bırakılması 70,2 milyar gelir kaybı olacak ki, bu da gelir vergisinden yüzde 26 vergi azalması demektir.

AKP’nin bu koşullarda bu kadar vergiden vazgeçmesi beklenir mi? Bence olmaz. Zaten böyle bir gündemi ve niyetleri de yoktur.

Ama hazırda CHP’nin ‘’asgari ücretin vergi dışı bırakılması ile ilgili 27 maddelik kanun teklifi ile asgari ücretin net 3 bin 100 TL olsun’’ teklifi de varken bu konu tartışmaya değmez mi?

İktidar;

  • İsraf üzerine kurulu ekonomiden;
  • Ballı müteahhitlere yapılan ödemelerden;
  • Hesapsız, kitapsız israflarından;
  • Cemaatlere, yandaşlara, akıtılan anlamsız milyarlardan;
  • Ülkenin dört bir yanında bozulan dış ilişkilerin yarattığı anlamsız güvenlik giderlerinden;
  • Plansız, programsız yatırımlardan;

Vazgeçerse bu yerlere giden kaynaklar halka gideceğinden ekonomi de kendiliğinden yavaş yavaş düzene girer.

Sonuçta çalışanlara verilecek bu kaynaklar; çarşıya, pazara dönecek, Devletin de vergi gelirlerini artıracak ve bu işte yine Devlet yani Ülke karlı çıkacaktır.

Çalışan asgari ücretli alacağı para ile döviz almaz; ekmek alır, süt alır, giyisi alır. Yani temel ihtiyaçlarını alır. Bu da fabrikaya, bakkala, kasaba, tuhafiyeciye v.b. çarşı pazara gider. İktidar, çalışanların ekonomik durumu yerine ‘’itibardan tasarruf olmazı’’ tercih ediyor. Yani alışkanlıklarından vazgeçmiyor!

Tüm yazılarını göster