Teröre ve teröriste destek veren hatta terörü kınamayan partiler kapatılsın ama... İspanya'daki gibi anayasa ve yasalar öyle düzenlensin ki bir daha hiçbir parti aklından dahi geçiremezsin...
Bu kadar net adımlar atılması lazım.
Çünkü partiler demokratik, laik, sosyal hukuk devleti ilkesi çerçevesinde vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğü için faaliyet göstermelidir.
Bugüne kadar bu ilkelere uymayan partiler kapatıldı ama yeniden açıldı.
İspanya'nın yaptığını Türkiye maalesef yapamadı.
Hatta yapmayı düşünen ve millete bunu vadeden bir parti de yok.
Nokta.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın MHP kongresinden bir gün önce Anayasa Mahkemesi'ne gönderdiği HDP iddianamesinin 3 numaralı eki bebek katili Abdullah Öcalan tarafından yazılan ve Avrupa'da basılan, "İmralı notları" adlı kitaptır.
Bu kitap;
- Çözüm Süreci görüşmelerinde AKP, HDP ve MİT arasındaki görüşmelerin ayrıntılarını,
- Teröristlerle görüşmeler yapacak siyasetçi ya da güvenlikçilerin suçlanmaması yasasının Öcalan tarafından hazırlanıp AKP tarafından kanun haline getirildiğini,
- Akil insanlar heyetinin isimlerinin saptandığını ve AKP-HDP iş birliğini ortaya çok açık koyuyor.
Halk TV'de deneyimli ve başarılı gazeteci kardeşim Fatih Ertürk'ün hazırlayıp sunduğu "Türkiye Nereye" programına bu kitabı da götürdüm.
CHP milletvekili Abdüllatif Şener ile Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu ve benim konuşmalarımdan, "AKP-HDP Çözüm Süreci ve İmralı Notları" konusunda şu görüşler ortaya çıktı
- HDP suçlu ise AKP de suçludur,
- HDP'ye kapatılma davası açıldı ise AKP için de açılmalı,
- Akil insanlar heyetinde yer alanlar da, AKP adına çözüm sürecinde yer alanlar da, MİT görevlileri de AYM'de yargılanmalı.
***
7 Haziran 2015'te yapılan milletvekili seçimlerinden sonra koalisyon hükümetleri gerek Recep Tayyip Erdoğan gerekse Devlet Bahçeli tarafından kurdurulmadı.
Türkiye'yi seçime götürecek hükümet AKP, MHP ve HDP'lilerle kuruldu.
Avrupa Birliği Bakanı Ali Haydar Konca ve Kalkınma Bakanı Müslüm Doğan, HDP'li olarak kabinede yer aldı. 22 Eylül 2015'te yerlerine Beril Dedeoğlu ve Cüneyd Düzyol getirildi.
MHP'den Tuğrul Türkeş hükümete girdi ve sonra da MHP'den istifa etti.
Şimdi bu iş birliği de iddianamede yer almalı değil mi?
***
14 Eylül ve 19 Kasım 2013'te Genel Başkan Devlet Bahçeli Erdoğan'a dedi ki:
"- Buna göre Sayın Erdoğan ya Kandil yetiştirmesidir, ya Türk düşmanıdır, ya da Türk milletinin kanını içmeye yeminli çevrelerin özel ve gönüllü görevlisidir.
- Türkiye Cumhuriyeti'ni PKK severlerin yönetmesi, devletin en üst makamlarında teröristlere yataklık yapanların bulunması Türk milleti için kıyamet alameti değil midir?
- Hangi devletin yöneticileri böyle bir kokuşmuşluğun içinde olmuştur?
- İnşallah Allah'ınızdan bulacağınız günler de yakındır.
- Başbakan Erdoğan barış, çözüm ve süreç derken; PKK'lı caniler elleri tetikte insan avına çıkmışlar, kan dökmek için silahlarının emniyetini açmışlardır.
- Kimse ümitsiz olmasın, kurtuluş yakındır.
- Başbakan ve hükümetinin Yüce Divan'a çıkma günü yaklaşmaktadır."
***
HDP kapatılma davasına hızlı bir geçiş yapayım.
AKP biliyorsunuz parti kapatılmasına karşıydı.
- Erdoğan ve AKP'liler HDP kapatılma davasında okların kendilerine döneceğinden endişe mi ediyorlardı?
MHP ise özellikle son aylarda HDP'nin kapatılması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yoğun baskı yapmaya başladı.
Bugüne kadar "erken seçim" çıkışları ile siyasete yön veren Devlet Bahçeli ne yapmak istemektedir?
"Başbakan ve hükümetinin Yüce Divan'a çıkma günü yaklaşmaktadır" diyen Bahçeli'nin sözlerini hatırlayarak kendi kendime soruyorum?
Hele hele Başsavcılığın HDP iddianamesini "Çözüm Süreci" bölümü ile ekindeki "İmralı notları" kitabını da görünce;
- Bahçeli'den çok şüpheleniyorum...
Bahçeli'nin amacı;
- AKP'yi de kapattırmak mıdır?
Söz verdiği gibi;
- Erdoğan'ı Yüce Divan'a göndermek midir?