MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, "2023'de cumhurbaşkanı adayımız muhterem Recep Tayyip Erdoğan" açıklaması sonrası çok büyük bir algı operasyonu yürütülüyor.
Bahçeli'nin 7 Eylül 2020'de yaptığı bu yazılı açıklama sonrası bir kadercilik var ki beni şaşırtıyor, kızdırıyor.
Anayasanın 101. Maddesi çok açık ve net. Meclis'te erken seçim kararı alınmazsa Recep Tayyip Erdoğan kesinlikle aday olamıyor.
Defalarca yazdım, bıkıp usanmadan yazmaya devan edeceğim.
- Çünkü anayasa yok sayılıyor,
- Çünkü Yüksek seçim kurulunun anayasa hükmünü çiğnemesi doğal sayılıyor,
- Çünkü mühürsüz oy pusulalarını kabul eden, İstanbul belediye başkanlığı seçimini iptal eden YSK üyelerinin anayasayı çiğneyeceği öngörülüyor,
- Çünkü YSK'nın yüksek yargıçlarına güvenilmiyor…
YSK üyeleri:
- Anayasanın 101. Maddesinin açık ve net hükmünü ihlal edemez.
- Erdoğan'ın 3. Kez adaylık başvurusunu kabul edemez.
Bazı siyasetçiler, gazeteciler, televizyon yorumcuları diyor ki;
- "Erdoğan 3. Kez adaylık için başvurursa YSK kabul eder."
Bu cümle anayasanın ilga edilmesine yol açmaktır.
Bahçeli'nin başlattığı algı operasyonunu yıkmak ve anayasaya sahip çıkmak şarttır.
YSK üyelerine özgürce karar vermelerini sağlamak için toplumsal destek şarttır...
Özellikle muhalefet partilerinin liderleri;
- Asla, "YSK kabul eder" dememeli,
- "YSK kesinlikle kabul edemez" kampanyaları başlatmalı,
- "Nasıl olsa sandıkta yeneriz" diyerek anayasa hükmünün çiğnenmesine göz yummamalı,
- "Anayasa zaten paspas gibi çiğneniyor" sözünün arkasına sığınmamalı…
- "Güçlendirilmiş parlamenter rejim" için nasıl bir araya geldilerse, "Erdoğan 3. Kez aday olamaz" diyerek güç birliği yapmalılar…
Bazı muhalefet parti liderleri diyorlar ki;
- "Erdoğan'a yeni mağduriyet yaratmayalım. Seçime girsin yenilsin"
- Hayır, anayasa çiğnenemez;
- Erdoğan 3. Kez aday olamaz.
Hangi aydın, hangi parti, hangi hukukçu, hangi siyasetçi anayasanın göz göre göre çiğnenmesine razı olur ki?
Daha açık ve net söyleyeyim:
- Bu ülkede anayasa hükümlerini sürekli savunacak tek bir siyasetçi çıkmayacak mı?
- Gazeteciler, yazarlar, aydınlar, hukukçular, Sivil Toplum Kuruluşları neden sessiz kalıyorlar?
Zamanında seçimde adaylığı kabul edilir ve anayasa çiğnenir, Erdoğan yeniden seçilirse;
- Halen diploması tartışılıyor örneğinde olduğu gibi,
- Cumhurbaşkanının da meşruiyeti tartışılmaya başlanır.
- Türkiye'nin "hukuk devleti" imajı tamamen uluslararası alanda tamamen sıfırlanır.
Genel Başkan olmak kolaydır, lider olmak zordur.
Muhalefet partilerinin genel başkanları madem erken seçim istiyorsunuz o halde seçime 1,5 yıl kala Erdoğan'a karşı kesin tavır koyarak haydi şu çağrıyı yapın;
- 3. Kez aday olmak istiyorsan tek yol; Erken Seçim…
- Ya Erken Seçim yaparsın ya da 3. Kez aday olamazsın…
Ey Recep Tayyip Erdoğan sen de 3. Kez cumhurbaşkanlığına aday olmak istiyorsan;
- Anayasayı çiğnemeyi aklından geçirme,
- Yüksek Seçim Kurulu üyelerine siyasi baskı yapma hayali kurma,
- Erken Seçim hakkını kullan,
- Bahçeli'nin, "Zamanında Seçim ve adayımız Erdoğan" tuzağına düşme…
Değerli okurlarım,
Diyelim ki erken seçim yok, diyelim ki Haziran 2023'de yapılacak. Peki, tamam. Şimdi önümüzde yeni bir yıl var: 2022…
Ne beklemeliyiz?
Hedeflerimiz var mı?
2022 nasıl geçmeli ki Haziran 2023'de yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçiminde beklentilerimiz gerçekleşebilsin.
Biz; Çok güçlüyüz, her şey bizim elimizde.
Biz; Başarmayı alışkanlık eden büyük Türk milletiyiz.
Biz; İşgal altında umudumuzu kaybetmemiş ve kurtuluşa imza atmış büyük Türk milletiyiz.
Biz; Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluşunun gururunu yaşayan büyük Türk milletiyiz.
Biz; Yılmayız, korkmayız, çekinmeyiz çünkü Atatürk'ün izinde, devrimlerinin bekçisi büyük Türk milletiyiz.
Biz; Demokrasiyi, özgürlüğü içselleştirmiş büyük Türk milletiyiz.
Biz de yenilmek yok,
Biz de geri adım atmak yok,
Çünkü:
- Mevzubahis anayasa,
- Mevzubahis demokratik, laik, sosyal hukuk devleti,
- Mevzubahis demokrasidir…
Sonuçta şunu vurgulamam lazım.
Dayatılan anayasanın çiğnenmesi formülüne;
- "Evet, olabilir, boş ver, ne yapalım, ancak, fakat, ama, lakin, ben ne yapayım, Türkiye'de hukuk mu var, kimi kime şikâyet edeceğiz?" dememeliyiz…
Anayasanın çiğnenmesine, yasaların uygulanmamasına asla razı olamayız.
"Atı alan Üsküdar'ı geçti" tuzağına bir kez daha düşmemeliyiz.