Baş döndüren lezzetler

Reha Tartıcı Yazar rtartici@gmail.com

BU YEMEKLER GALEYANA DAVET EDİYOR

İstanbul’un en özel semtlerinden biridir Sultanahmet. Tarihi yarımadanın en özel ve Osmanlı medeniyetinin en görkemli dönemine tanıklık etmiş semti olarak öne çıkmaktadır. Son yıllarda turistik açıdan sahip olduğu değerlerin yanı sıra ülkemizin gastronomik zenginliklerinin en özel örneklerine de ev sahipliği yapmaya başladı. Bu değişimin en güzel örneklerinden biri hiç kuşkusuz ödüllü kitapları, Türk mutfağına yönelik çalışmaları ve araştırmacı kimliğiyle öne çıkan Yunus Emre Akkor’un markası Galeyan Restaurant. Osmanlının bizlere ve dünyaya miras bıraktığı kadim yeme içme kültürünün unutulmaya yüz tutan hatta unutulan lezzetleri Osmanlı mutfağında uzman bir zanaatkar aşçıbaşı olan Yunus Emre Akkor ve ekibi tarafından yaşatılıyor. Galeyan lezzetleri kadar üstlendiği bu misyon ile de her türlü övgüyü hak ediyor.

Yunus Emre Akkor bu projeyi yalnızca Türkiye için tasarlamamış. Global bir marka yaratmak için yola çıkmış. Ama yaşanan pandemi ve dönemin şartları onu tarihi yarımadanın göbeğinde dünyayı ağırladığı bir restoran sahibi yapmış. Global projesi devam ediyor. Ondan vazgeçmiş değil ama doğru zamanı bekliyor. Bu konudaki detayları önümüzdeki haftalarda yayınlayacağım “Lezzet Elçisi” köşemdeki röportajda okuyacaksınız. İşletme felsefesinden servis kalitesine, mutfağında kullanılan malzemelerden çalışan memnuniyetine kadar Galeyan sıra dışı ve ezer bozan bir restoran. Osmanlı İmparatorluğu’nun içinde yaşayan birçok medeniyetin mutfak geleneklerini ve lezzetlerini günümüze taşıyor. Mutfaklarında doğal olmayan hiçbir ürün kullanılmıyor. Alınan her ürün yerel ve doğal olmasının yanı sıra reçeteye ve kullanıma en uygun olanlar arasından seçiliyor. Yunus Şef ve ekibi mevsimselliğe de özel önem veriyor. Her ürünü sadece mevsiminde kullanıyorlar. Bu nedenle masanıza sıradan hiçbir yemek gelmiyor.

Galeyan bulunduğu coğrafyanın gelenekselleşmiş lezzetleriyle hazırlanan tadım menüsüyle misafirlerini ağırlıyor. Bu özel menünün öne çıkan lezzetlerine gelince; Mezeler arasında Osmanlı’da, 15. yüzyılda kayıtlara geçmiş ilk soğuk aş (meze) olduğu bilinen “Mastabe” ve sarımsaklı yoğurdun içerisinde isli Firik bulgurunu dereotuyla harmanlayarak sundukları “İsli Cacık” benim favorilerim arasında ilk iki sırada yer alıyor. Salatalara gelince kesinlikle şefin imza tabağı olan “Humus-u Ala” denenmeli. Yunus Şefin babaannesinin reçetesiyle hazırlanan “Semsek” bence ara sıcaklar arasındaki en baştan çıkarıcı lezzet. Ana yemeklerden de “Alenazik” ve “Etli Firik Pilavı” mutlak denenmeli diye düşünüyorum.

Galeyan’ın dekorasyonunda kullanılan en yenisi 100 yıllık, en eskisi 700 yıllık tarihi kapıların ayrı bir boyut ve görsel zenginlik katıyor. Tarihi ve gastronomik derinliği olan bir deneyim yaşamak için rotanızı en kısa sürede Sultanahmet’e çevirmenizi öneriyorum.

***

ACININ EN TATLI HALİ

Dedecan’ın 1989 yılında Güneydoğu mutfağının geleneksel lezzetlerini korumak ve devam ettirmek için Şanlıurfa’da başlayan lezzet yolculuğu 32 yıldır acısıyla tatlısıyla, kebabıyla lahmacunuyla farklı duraklar eklenerek devam ediyor. Şanlıurfa’da tarihi bir binada başlayan Güneydoğu yemek kültürü serüveni; Ankara, Kayseri, Diyarbakır ve İstanbul Ataşehir’de hala aynı disiplin ve heyecan ile devam ediyor. Dedecan Ocakbaşı’na adım attığınız anda bu özen ile heyecanı siz de hissediyorsunuz.

Masaya oturduğunuz anda nohut ve dövmeden hazırlanan lebeni, bostana, Dedecan’ın yaratıcısı olduğu soğan salatası ve yeşillikler hemen servis ediliyor.

Taş fırın lahmacununun tadına bakmadan kebaplara geçmeyin derim.

Güneydoğu mutfağının öne çıkan lezzetlerinden ciğer kebabından, Urfa kebabına, kuşbaşı şişten, dalak ve yürek kebabına kadar oldukça geniş menüsü olan Dedecan’da siparişi farklı kebap çeşitlerini deneyebilecek şekilde paylaşımlık olarak vermenin en doğru yöntem olduğunu söyleyebilirim.

Dedecan’a geldiğinizde tatlıya yer ayırmanızı ve finali mutlaka “Billuriye” ya da “Şıllık” ile yapmanızı öneriyorum.

***

7 GÜNE 7 ÖNERİ

Hafta sonuna lezzet ve keyif katmak isteyenler, cumartesi akşamı için Ataköy’de şık dekorasyonu ve leziz menüsüyle dikkatleri çeken JW Marriott Hotel Marmara Sea bünyesinde hizmete veren Ceres Restaurant’ı tercih edebilirler.

Pazar gününüze lezzet katmak için Cankurtaran’da misafirlerini ağırlayan Giritli Restaurant enfes lezzetleriyle keyifli bir deneyim yaşayabileceğiniz adres.

Yeni haftaya keyifli bir başlangıç yapmak isteyenler için şık dekorasyonu ve leziz alternatifleriyle NaN Şişhane’nin iyi bir seçenek olacağını düşünüyorum.

Salı günü için Osmanbey’de 2015 yılından beri hizmet veren Mahir Lokantası samimi ortamı ve enfes çeşitleriyle biçilmiş kaftan.

Çarşamba gününe özel önerim her zaman olduğu gibi kahve severler için. Bu hafta rotanızı Galata’ya çevirin ve Federal’in kahve çeşitleri ile kendinizi şımartın.

Perşembe günü için Ümraniye’de 1991 yılından beri pide severlerin değişmez adresi olan Lider Pide’yi tercih edebilirsiniz.

Cuma akşamı haftanın yorgunluğunu keyifli bir ortamda atmak isteyenlere, İstanbul’un en mistik bölgelerinden biri olan Pera’nın tarihi güzelliğine katkıda bulunan Çok Çok Pera’nın sıra dışı lezzetleriyle farklı bir deneyim yaşamalarını öneriyorum.

Haftaya görüşmek üzere…

Tüm yazılarını göster