Yollar vardır, engellerle, ıstıraplarla, nankörlüklerle doludur. Mustafa Kemal, Gelibolu’da Kemalyeri’nde başlayan, ardından Arıburnu’na, Anafartalar’a, Conkbayırı’na ve sonra Kurtuluş Mücadelesi’ne uzanan yolculukta, olumsuzluklara rağmen başarı öyküsünü yazar. Onun hikayesi, tarihe damgasını vurur. Kaderi, Türk Ulusu’nun kaderi olur. İşte, Mustafa Kemal’in bu kader yolculuğuna adımını attığı yer Çanakkale ve oradaki gözetleme yeri Kemalyeri’dir.
Birinci Dünya Savaşı çıktığında, Mustafa Kemal Sofya’daydı. Biraz da sürgün gibidir. Yalnızdır, kırgındır, üzgündür, unutulmuştur… Askeri Ataşelik, kişiliğine uygun değildir. Arkadaşı Salih’e (Bozok) gönderdiği 25/26 Nisan 1912 tarihli mektubunda, şu cümle dikkat çekicidir. ¨Bilirsin, ben askerliğin her şeyden çok sanatkarlığını severim.¨
Yarbay Mustafa Kemal, 2 Şubat 1915 günü, malzeme taşıyan küçük bir gemi ile tümenin bulunduğu Tekirdağ’a geldi. Tümeni, 3’üncü Kolorduya bağlıydı. 25 Şubat 1915’te, Mustafa Kemal 57’nci Piyade Alayı’yla Tekirdağ’dan Eceabat’a hareket etti.
26 Nisan 1915. Fahrettin Altay, sabah erken saatte 19’uncu Tümen Karargahı’na hareket eder. 19’uncu Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal ile Kurmay Başkanı Binbaşı İzzettin (Çalışlar) Bey, ayaklı bir dürbünle düşman hatlarını gözetliyorlardı. Karargahı, Arıburnu’nu kolayca gözetleyebilecek yüksek bir yere kurmuşlardı. Fahrettin Altay’ı görünce sevinirler. Kucaklaştılar. Muharebenin gidişi hakkında bilgi aldı. Kolordu Kurmay Başkanı olarak Mustafa Kemal’in ihtiyaçlarını sorar. Tam ayrılırken: ¨Karargahınız hep burada mı kalacak? Burasının adı nedir?¨
Mustafa Kemal, biraz düşündükten sonra: ¨Evet burada kalacağız. Ama sel yarıntılarının ismimi olur?¨ Bunu söylerken gülümsedi. Fahrettin Altay: ¨Olur, olur… Mesela KEMALYERİ olur…¨ Mustafa Kemal tebessüm etti…
Fahrettin Altay, Kolordu Karargahı’na döner ve Kolordu Komutanı’nın onayını alır. Ve, bundan böyle Mustafa Kemal’e gönderilen emirler, mesajlara yer adı olarak KEMALYERİ yazılır…
Mustafa Kemal’in doğum yeri KEMALYERİ’dir sözü çok anlamlıdır. Kemalyeri, onun Arıburnu cephesinde, ilk savaşlarını yürüttüğü gözetleme yerine verilen isimdir. Mustafa Kemal’in tarih sahnesinin önüne çıkışı oradan ve Arıburnu muharebeleriyle başlar. Yarbay Mustafa Kemal, bu yolculuğun başlangıcında 34 yaşında genç bir tümen komutanıdır.
KEMALYERİ artık, Mustafa Kemal’in Gözetleme Yeri değil, Türk Ulusu’nun kurtuluş meşalesinin yakıldığı bir alev topudur. Bu alev topu, yavaş yavaş tüm Anadolu’ya yayılacaktı.
Mustafa Kemal, 9 ay 13 gün Gelibolu muharebe alanında kaldı. Düşmanın saldırılarını püskürttü, düşmana kayıplar verdi, düşmanın ilerlemesine engel oldu. Stratejik bir komuta makamında değildir. Ancak, o makamda bulunanlar adına kararlar verdi ve başarılarıyla stratejik sonuçlar elde etti.
Düşmanın ana hedefi İstanbul’du. Mustafa Kemal, sadece İstanbul’u yani Osmanlı’yı kaç kez kurtardı? Savaş Tarihi’nin hükmü nedir? Yarbay ardından Albay rütbesiyle, Mustafa Kemal İşgal devletlerinin hedefi olan Osmanlı’nın başkenti İstanbul’u dört kez kurtardı.
Birinci kurtarışı: Muharebenin ilk günü, 25 Nisan 1915’te 57’nci Alay’la Arıburnu’na çıkan düşmana yaptığı taarruzdur. 19’uncu Tümen Komutanı Mustafa Kemal, emir alamadığından dolayı sorumluluk üstlenir ve savaşın kaderini değiştirecek saldırıyı yapar. Böylece, Conkbayırı’nın düşmanın eline geçmesini önler. İstanbul’u kurtarmış olur.
İkinci Kurtarışı: 9 Ağustos 1915 günü. Düşman, takviyeli ANZAK kolordusuyla Arıburnu bölgesinde bir saldırı başlatır. İngilizler, aynı gece Suvla kıyılarına kolordu düzeyinde kuvvet çıkarmaya başlar. Mustafa Kemal, 8 Ağustos’ta Anafartalar Grup Komutanlığı’na atanır. 9 Ağustos’ta Suvla’ya çıkan İngiliz kolordusuyla, Arıburnu bölgesinden Conkbayırı’na saldırı yapan ANZAK kolordusuna taarruz eder. Birinci Anafartalar Zaferi’yle İstanbul’u ikinci kez kurtarır.
Üçüncü kurtarışı: 10 Ağustos 1915 günüdür. Birinci Anafartalar Zaferi’nden sonra, 10 Ağustos saat 4.30’da kesin sonuca ulaşmak için Conkbayırı süngü hücumunu yapar. Tüfek ve tabanca atışı yapılmadan, sadece süngüyle taarruz ettirir. Ünlü Conkbayırı muharebesiyle, İstanbul’u yani Osmanlı’yı üçüncü kez kurtarır.
Dördüncü kurtarışı: 21 Ağustos 1915’te, İkinci Anafartalar Muharebesi’nde düşmana yaptığı taarruzdur. Bu saldırıyla, düşman hedeflerine ulaşamaz ve İstanbul hayali son bulur.
Mustafa Kemal’in Çanakkale Savaşı’ndaki başarısı sadece bunlar değildir elbette. Ancak, burada sadece stratejik sonuçlara neden olan zaferlere değinilmiştir.
Mustafa Kemal, Çanakkale Savaşı’ndan altı yıl sonra, Dünya Savaş Tarihi’nin kaydettiği bir zafere daha imza atar. 1683 yılında Viyana’da başlayan toprak kaybını ve Türk çekilmesini 238 yıl sonra, 1921’de Sakarya Meydan Muharebesi’nde durduran Türk komutan olarak tarihe geçer.
İşgal Kuvvetleri Komutanı İngiliz Orgeneral Hamilton, Birinci Anafartalar ve Conkbayırı zaferinden sonra, 17 Ağustos 1915’te Londra’ya gönderdiği telgrafta şöyle yazıyordu: ¨Conkbayırı’nda Türkler çok iyi bir komutana sahipler… Durmadan baskın tarzı deniyorlar… Çok iyi komuta edilen ve yiğitçe dövüşen Türk ordusuna karşı savaşıyoruz…¨
Kimdi bu Conkbayırı’ndaki çok iyi komutan? Anafartalar Grup Komutanı Albay Mustafa Kemal.
İngiliz yazar, Alan Moorehead Gelibolu adlı kitabında şöyle yazar: ¨O genç ve dahi Türk şefinin o esnada Çanakkale’de bulunması, müttefikler bakımından tarihin en acı darbelerinden biridir.¨
Demek ki Mustafa kemal, düşmanlarının saygısını da kazanan ve onları yenilgiye uğratan çok iyi bir komutan…
İngiliz Resmi Savaş tarihini yazan ve Çanakkale’de Hamilton’un harekat subayı olarak görev yapan General Oglander’in düşman Mustafa Kemal hakkında yazdığı: ¨Mustafa Kemal’in 25 Nisan 1915’te yaptığı taarruz, Çanakkale Savaşı’nın sonunu tayin etmiştir. Bir tümen komutanının inisiyatifiyle giriştiği hareketler sonucu, bir savaşın hatta bir ulusun kaderini değiştirecek büyüklükte bir zafer kazandığı, tarihte pek az görülür.¨
21 Kasım 1938… Atatürk’ün Ankara’da cenaze töreni… Çanakkale’de Atatürk’ün karşısında savaşan ANZAC Komutanı İngiliz General Birdwood, savaştan sonra Mareşal olur. Atatürk’ün Ankara’daki cenaze törenine ayağı şiş olmasına rağmen katılır. Saygı duruşunda bulunur…
Tarihte, bu kadar küçük bir toprak parçasında en çok şehit verilen yerdir Gelibolu. Çanakkale Deniz Harekatı dahil 287 gün, Kara Harekatı ise 260 gün sürmüştür. Türk tarafının kaybı 213 bin, İtilaf kuvvetlerinin zayiatı ise 252 bindir.
Çanakkale, Milli Mücadele’nin ve Cumhuriyet’in bir ön sözüdür. Çökmüş, çağdışı bir devletten yepyeni, tam bağımsız, dünya devletleri ile eşit haklara sahip, saygın bir devletin, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun hazırlık evresidir.
Atatürk'süz Çanakkale olur mu? Kemalyeri'ni, Arıburnu'nu, Conkbayır'ı, Anafartalar'ı coğrafyadan silerseniz olur. Ama o zaman Gelibolu diye bir yarımada kalmaz... Bir de İngiliz, Fransız, Avustralya, Alman, Yeni Zelanda tarihini de yok etmeniz gerek...Yani mümkün değil…
¨Tarih nankör değildir, bir hizmeti unutmaz.¨
Kaynakça:
Naim Babüroğlu, Kemalyeri, 2017, İstanbul.
Naim Babüroğlu, Çanakkale 1915 Almanların Büyük Tuzağı, 2017, İstanbul.