Baştan ve peşinen söylemeliyim! Bu yazı eş kontenjanından yazılmadı. Eğitim verdiğim sağlık kurumundaki doktorların eğitimlerime hiç aksatmadan ve ilgiyle katılmalarına, övgü dolu sözlerine teşekkür adına da kaleme alınmadı.
Okuldan, yurttan, sınıftan, liseden, mahalleden ve memleketimden olan doktor arkadaşlarımı selamlamak ve hal hatır sormak içinde yazılmadı.
Yerden göğe hak etseler de sağlık sorunlarımı çözen hekim dostlarımızın başarılarına ve ilgilerine yazı yoluyla bir kez daha teşekkür etmek amacı da güdülmedi.
Sadece ve sadece Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin İstanbul Üniversitesi’nden ayrılmasına karşı çıkan öğrenci ve öğretim üyelerinin beyaz önlükleriyle Anıtkabir’e çıkmalarının yarattığı duygu seliyle yazıldı…
Yüksek tepelerin, üniversitenin bütünlüğüne, bilimsel düzeyine, marka değerine, uzun geçmişine, başarı çizgisine aldırmadan “ ben yaptım oldu” mantığıyla hayata geçirdiği kararı, farkındalık eylemleriyle gündemde tutan hekimler ve hekim adaylarının bu kez Anıtkabir’de Ata’nın huzuruna çıkarak yılmayacaklarını, yıkılmayacaklarını anlatmaya çalışmaları üzerine kaleme alındı…
Arkadaşları adına konuşan bir hekim adayı; “Bu kararı alanların neden aldınız sorumuza verebilecekleri bir yanıt yok. Makul ve anlaşılabilir bir cevapları yok. Bu durum bizi nasıl etkileyecek o da belli değil. Biz öğrenciler olarak bu belirsizliği yaşıyoruz. Hepimiz biriz ve kenetlenmişiz” derken arkadaşlarının duygularını da dile getirdi…
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhlis Cem Ar; “Mustafa Kemal Atatürk’ün 1930 yılında Cerrahpaşa yerleşkesine, defteri imzalayarak yaptığı ziyarete bir iade-i ziyaret yaptık bugün. Bundan sonra hukuki süreçte neler olacak onu bekleyip göreceğiz. Ama tabii kalbimiz üniversitemizin bölünmemesi!” şeklinde özetledi ziyaret nedenlerini…
Aynı üniversitenin öğretim üyelerinden Prof. Dr. Feray Karaali Savrun ise Anıtkabir Özel Defterine yazdığı yazıya Atatürk’ün şu sözleriyle başladı; “İlim timsali olan bu yüksek müessesemizin büyük hizmetleri ile iftihar edeceğimize şüphe yoktur” sözünüze layık gördüğünüz bu vazifeyi mevcudiyetinin yegâne temeli olarak görenleri tarih asla unutmayacak. Ve daima hatırlayacaktır. Durum ve koşullar ne olursa olsun aydınlık geleceğimize beslediğimiz büyük umutlarla çalışmaya devam edeceğimize, fikri hür, vicdanı hür nesiller yetiştireceğimize huzurunuzda söz veriyoruz. Sizi her daim sevgi, saygı ve büyük bir hasretle yâd eden Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin geçmiş, gelecek ve mevcut tüm fertleri adına…”
Kopmamaya, yılmamaya, yıkılmamaya kararlı olan Cerrahpaşalılar!
Neden sorusuna yanıt aramaya devam eden öğrenciler ve öğretim üyeleri!
Okullarına, öğrencilerine, hastalarına, emeklerine, geleceklerine sahip çıkan değerli hekimler ve hekim adayları!
İş bu yazı sizin için, size teşekkür etmek için, emeğinizi, çabanızı, dik duruşunuzu alkışlamak için, 87 yıl sonra gerçekleştirdiğiniz iade ziyaretin zihinsel ve duygusal dünyamda yarattığı umudu dile getirmek için kaleme alındı.
Lütfen kabul buyurun…